"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

AB karşıtları ve Avrupa’daki Türkiye muhalifleri

İbrahim ERSOYLU
06 Haziran 2017, Salı
Türkiye’nin AB’ye, Avrupa’nın Türkiye’ye muhtaç olduğu âşikardır.

AB üyelik süreci her iki tarafın menfaatinedir. Ancak her iki  tarafta, AB – Türkiye ilişkilerini  sabote etmeye çalışan unsurlar vardır. Her iki cenah  akl-ı selimle hareket ederek bu unsurlara fırsat vermemesi gerekir.  

Türkiye Avrupa’nın yardımı olmadan, kendi dinamikleriyle içinde bulunduğu Kemalist kıskaçtan, otoriter siyasetten,  sivil ve askeri vesayetten  arınarak,  hürriyetçi demokrasiye geçmesi, huzur ve refaha ulaşması çok zordur. Avrupa’nın da İslam âlemine ve onların geniş pazarına, onların potansiyel lideri mesabesindeki Türkiye köprüsü olmadan ulaşması pek  kolay değildir. 

İDARECİLER AB KARŞITLARININ TUZAĞINA DÜŞMEMELİ

Türkiye’de AB sürecini  sabote etmek için yoğun gayret sarf edenlerin başında, devlet yapılanmasında  büyük ağırlığı olan  derin Kemalist yapıdır. Bunlar, AB üyeliğinin gerçekleşmesi durumunda,  ülkede demokrasinin hakim olmasıyla Kemalizm’in iflas edeceğini, devlet idaresinde haksız olarak sahip oldukları ağırlıklarının yok olacağını çok iyi bilmektedirler.

Bu işin olmaması için uğraşan, dinde hassas muhakeme-i akliyede noksan önemli bir kesim de dinî gruplardır. Bunlara göre  Türkiye,  AB’ye girmesi durumunda din elden gidecek, Avrupa’nın Hıristiyan âdetleri, kötü hayat tarzı ülkemizi istila edecek, Müslüman kimliğimiz kaybolacaktır. Bu endişe yersizdir. Zaten Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte bu âdetler yeteri kadar yurdumuzu istila etmişti. Bilakis üyelikle biz onların fen, sanat ve teknolojilerini, onlardaki bizim malımız olan  hak ve hürriyetler gibi insanî değerleri  almış olacağız.

Diğer bir grup Türkçüler ile Kürtçülerdir. Bunlara göre bu iş olursa,  Türkiye  demokratikleşecek, kendilerine istismar alanı kalmayacaktır. Türklük ve Kürtçülük tarihe karışacaktır.  Bu endişe de yersizdir. Demokrasiyle her millet gerçek kimliğini kazanacaktır.

İKİNCİ AVRUPA AB’YE GİRMEMİZE KARŞIDIR

AB’deki Türkiye karşıtları daha farklıdır. Üstad Bediüzzaman’ın ifade ettiği gibi iki Avrupa vardır. Biri; hakiki Hıristiyanlık dininden aldığı feyz ile fen, sanat, teknoloji ve demokratik değerlerle; yani insan hak ve hürriyetleriyle insanlığa hizmet eden  Birinci Avrupa cereyanıdır. Bu cereyan mensupları, 1950’de  tek parti istibdadından kurtulmamızda yardım ettiği gibi, ülkemizin demokratikleşerek AB’ye girmesini şiddetle arzu etmekte ve bu iş için  bize destek vermektedirler.  2000’lerin başında onların desteği olmasaydı, mevcut siyasîlerin yargı ve asker vesayetinden kurtulmaları pek mümkün olmayacaktı.

Diğer kanat olan ikinci Avrupa, tabiat felsefesinden aldığı güçle dinsizliği, ahlaksızlığı  küresel çapta yaygınlaştırmaya çalıştıklarından İslam ülkelerin, özellikle onların lideri konumunda olan Türkiye’nin istibdattan ve fakirlikten  kurtulup demokratikleşmesini istememektedirler. Onun baskı, zulüm, terör ve kaos içinde  çalkanan, bir üçüncü dünya ülkesi olarak kalmasını istemektedirler. Onun için üyeliğimize karşılar. AB siyasetinde bazen birinci, bazen de ikinci Avrupa cereyanı öne geçmektedir. 

Sözün Özü: Türkiye’nin idarecileri, hamasi meydan okuyuşlarla tehlikeye giren, hem kendileri hem de ülkenin menfaatine olan üyelik sürecini tekrar canlandırmaları, AB   karşıtlarına  prim vermemeleri lazımdır.

Okunma Sayısı: 1506
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı