"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman ve gazete

İbrahim ERSOYLU
06 Ekim 2016, Perşembe
Basının, fikir ve düşüncelerin yayılmasındaki rolü inkâr edilemez.

Müsbet yayın yapan basın, insanları doğru, faydalı ve güzel fikirlere yöneltirken, menfi yayın yapması halinde toplumları madden ve mânen çökertir. Bu hakikati idrak eden Üstad Bediüzzaman, hayatı boyunca şartlar müsait olduğunda basınla ilgilenmekten geri kalmamıştır.

Üstad Bediüzzaman’ın gazete ile alâkası gençlik yıllarına kadar uzanır. 1900’lerin başında ilimdeki vukûfiyeti sebebiyle konağında kaldığı Van Valisi Tahir Paşa kendisine bir gazete haberini okur. Haberde İngiliz Sömürgeler Bakanı, İngiltere Avam Kamarasında Kur’ân’ı göstererek yaptığı bir konuşmada bu kitabın, ellerinde kaldığı sürece Müslümanlara hakim olunmayacağını, ya O’nun ellerinden alınması, ya da onların bundan soğutulması gerektiğini ifade eder. Bu haber karşısında “Kur’ân’ın sönmez ve söndürülemez manevî bir güneş hükmünde olduğunu bütün dünyaya ispat edeceğim ve göstereceğim“ diyerek feveran eden Bediüzzaman’ın ruhunda kuvvetli bir niyet uyanır ve bu saik ile Kur’ân’ın eşsiz bir tefsiri olan Risale-i Nur’u telif etmeyi hedefler.1 

ÜSTAD MEŞRÛTİYET DÖNEMİNDE GAZETELERDE MAKALE YAZDI

Bediüzzaman Tahir Paşa’nın tavsiyesiyle 1907’de İstanbul’a gelir ve o yıllarda Osmanlı kamuoyunda hararetle yapılan “Hürriyet, Meşrûtiyet, adalet, istibdat” tartışmalarına katılır. Bu mevzularla alâkalı devrin önde gelen gazetelerinde yankı yapan makaleler yazar. 2

Üstad, Meşrûtiyet dönemi boyunca basın ve gazetelere ilgi duymaya devam eder. Önde gelen Serbesti, Volkan, Mizan gibi gazetelerde yayınladığı makalelerde Şeriat, Meşrûtiyet (Demokrasi), Hürriyet ve istibdadın İslâmî açıdan nasıl anlaşılması gerektiğini izah eder. Âlimleri, talebeleri, askerleri ve halkı hürriyet ve Meşrûtiyete sahip çıkmaya çağırır. 3  O, “ Gazetelerde neşrettiğim umum makalatımdaki umum hakaikte (hakikatlerde) nihayet derece musırrım (ısrarlıyım)”4 ifadesi bunu göstermektedir.

Bediüzzaman o dönemde İslâm ahlâkını sarsan neşriyat yapmaları karşısında gazetecileri gazeteler yoluyla uyarır: “Ben de gazetelerde onları reddeden makaleler neşrettim. Dedim ki, ‘edipler edepli olmalı, hem de edebî İslâmiyye ile müteeddip olmalı.’ “5

BEDİÜZZAMAN TEK PARTİ DÖNEMİNDE GAZETELERİ BIRAKTI

Tek partiye dayalı Cumhuriyet döneminde muhalefet susturuldu, basına rejimin meddahlığı misyonu yüklendi. Bediüzzaman da Isparta’nın Barla nahiyesine sürgüne gönderildi. 25 yıl sürecek bir istibdat ve baskı süreci başladı. Üstad gazete ile ilgilenmeyi bıraktı. Ahir zamanın Kur’ân yorumu olan Risale-i Nurları telif etmeye ve talebeleriyle birlikte onları neşretmeye başladı. O dönemde basın, Cumhuriyeti ve devlet idarecilerini övmekten başka bir şey yapmıyordu. Dönemin idarecilerden farklı fikirde yayın yapan basın derhal susturuluyordu.

3. SAİD DÖNEMİNDE BASINLA TEKRAR İLGİLENMEYE BAŞLADI

1950’de Demokratların iktidara gelmesiyle çok partili Demokratik süreç başladı. Basına uygulanan yasaklar kalktı. Farklı fikirleri savunan değişik gazeteler yayınlanmaya başladı. Üstad’ın bu dönemde gazetelerle tekrar ilgilenmeye başladığını görmekteyiz. Ceylan Çalışkan’ın babası Mehmet Çalışkan’ın ifadesine göre Üstad, 1950’den sonra gazeteleri kendilerine aldırır ve okuturdu.6

Aynı dönemin şahitlerinden Zeki Çalışkan’ın ifadesine göre de kendisi (Zeki Çalışkan) gazeteleri bayiden alır, Üstad, gösterdiği yerleri Zübeyir Ağabey’e okuturdu. 7

Aynı dönemin bir başka şahidi Ahmet Gümüş anlatıyor: “Üstad Bediüzzaman basını takip eder, Risale-i Nurlarla ilgili yazılarla ilgilenirdi. Gazete okuma işini yalnız Zübeyir Gündüzalp Ağabey ile yaptığı gibi, içtimaî meseleleri de yalnız onunla konuşurdu. Zübeyir Ağabey ile alâkası başkaydı.8

O dönemde Bediüzzaman ve Risale-i Nur aleyhindeki bir çok gazete ve mecmua onlara dair yalan, iftira muhtevalı haberler yayınlarlardı. Üstad bunları haber alırca, onlara cevap mahiyetinde mektuplar yayınlardı.9

Üstad, gazetelerin Nurculuk lehine yaptıkları haber ve yorumlara çok değer verirdi. Hatta bunların bazılarını Külliyata dahil etmiştir. 10 

YENİ ASYA RİSALE-İ NURUN MEDYADAKİ DİLİDİR

Fikirlerin tebliğinde basının mühim rolünü çok iyi bilen Üstad Bediüzzaman eğer hayatta olsaydı, kendisini ve Risale-i Nur’u dâvâ edinen Yeni Asya’yı alkışlar, tebrik eder ve bütün Nur Talebelerine onu alıp okumalarını ve başkalarına okutmalarını hararetle tavsiye ederdi. 

Üstadın meslek ve meşrebinin tavizsiz uygulanmasında çok hassas olan Merhum Zübeyir Gündüzalp Risale-i Nurun neşrinde basının önemini bildiğinden “Kardeşim! Günlük bir gazete çıkarmamız lâzım” diyerek Yeni Asya Gazetesinin kuruluşuna öncülük etmiştir.11

Üstad’ın basına ilgisi böyle iken, günümüzde Nur grupların çoğu ne yazık ki Üstadın bu yönünü görmezlikten gelmektedirler. Risale-i Nur’un medyadaki tek nâşir-i efkârı olan, Üstadın meslek ve meşrep ölçülerinden taviz vermeden yayın yapan Yeni Asya’ya, menfi siyaset, veya şahsî garaz gibi arızî sebeplerden ötürü ya bigâne kalmakta, veya ona karşı akla ziyan düşmanca bir tutum içine girmektedirler. Onu teşvik, takdir etmeleri, alıp okumaları ve başkasına tavsiye etmeleri gerekirken, ne yazık ki, onu tenkit ve ona hücum etmektedirler. Hatta onun susmasını ve susturulması için sosyal medyada ve tv.lerde yetkililere sinyal gönderenler de vardır. Bu ne hazin, teessüfe şayan, akıl almaz bir durumdur.

Allah cümlemizi basiret, istikamet, tesanüt ve mesleğe sadâkattan ayırmasın. Amin. 

Dipnotlar: 1– Tarihçe-i Hayat, yeni tanzim, s. 81. 2- Bediüzzaman ve Neşriyat, Yeni Asya Yayınları, 2015, s. 12 -13. 3- Divan-ı Harbi Örfi, s. 6. 4- Eski Said Dönemi Eserleri, s. 145. 5– A.g.e., s. 124. 6- N. Şahiner, Son Şahitler, Y. A. Y. 1994, c. 2, 356. 7- A.g.e., c. 2, s. 377. 8– A.g.e., c: 4, s. 160. 9– Emirdağ Lâhikası  2. s. 792. 10– Tarihçe-i Hayat, s. 956 – 986, Emirdağ L. 2, s. 753. 11– İ. Atasoy, Nurun Büyük Kumandanı Zübeyir Gündüzalp, s. 168.

Okunma Sayısı: 2430
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Raşit Duran

    6.10.2016 12:32:02

    Cemaatin gazetesi yahut tv.si mi? olur diyenler, Üstadın bu yazdığınız hallerinden bihaber olmaması mümkün iken karşı çıkmalarını anlamakta zorlanıyorum. Medyanın yalan yanlış yahut tarafgir haberleriyle kirlenen ve yanlış yönlendirilen Efkarı umumi yine matbuat aleminde matbuat lisaniyla düzeltilmesi gerekmez mi?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı