"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Darbeler ve korku

İbrahim ERSOYLU
14 Kasım 2016, Pazartesi
Üstad Bediüzzzaman, “İnsanda en mühim ve esaslı his, hiss-i havftır (korku hissidir). Dessas zalimler bu korku damarından çok istifade etmektedirler; onunla korkakları gemlendiriyorlar. Ehl-i dünyanın hafiyeleri ve ehl-i dalâletin propagandacıları avamın ve bilhassa ulemânın bu damarından çok istifade ediyorlar, korkutuyorlar, evhamlarını tahrik ediyorlar.” (Mektubat, s. 704.) buyurmaktadır.

Yakın geçmişte askerî darbelerin, toplumun  bu korku damarını  acımasızca kullandıkları görülmüştür. Meselâ 12 Eylül münâfık darbecileri, insanları anarşi ve terör korkusu ile  sindirerek kendilerine biat ettirdiler. Sonra sonuçları uzun yıllara uzanan zalimane icraatlar yaptılar. Kemalizm’i zorla kafalara çakmak için çok çalıştılar. Kendilerine biat etmeyenlere hayatı zindan ettiler. O dönemde halkın çoğu Yeni Asya Camiası ve gazetesi gibi cesur olup darbecilere biat etmeselerdi, Türkiye’nin durumu çok farklı olurdu. 

28 Şubat sürecinde Postmodern darbeciler, siyasîleri ve halkı korkutarak “İrtica“ ile mücadele  bahanesiyle çok zulümlere imza attılar. İHL’ler  ile Kur’ân Kurslarına  ağır darbeler indirdiler. Kamuda başörtüsü yasağı getirerek  başörtülü  olarak çalışan hanımları işlerinden  attılar. Ne yazık ki, bu yanlış işlere  toplumdan ciddî bir tepki gelmedi. “Musîbet-i amme (umumî musîbet, ekseriyetin hatasına terettüp eder” kaidesince  ardından İlâhî ikaz geldi. Bu ikaz, 1999 Gölcük Depremi ile binlerce insanın ölmesi ve binlerce evinin barkının yıkılması sonucunu verdi.

Birkaç ay önce yaşanan 15 Temmuz hain darbe teşebbüsü, toplumda müthiş bir korku havası oluşmasına yol açtı. Siyasîler iktidarlarını kaybetme korkusu yaşarken, halkta  da müthiş bir panik havası yaşandı. Halkın bir  bölümü sokaklara dökülerek darbecileri protesto etti. Ancak darbe korkusu iktidarı ifrat derecesine varan tedbirler almaya yöneltti. OHAL ile hukuk ve demokrasinin askıya alınmasından sonra yapılan icraatlar, can yakıcı sonuçlara yol açmaya devam etmektedir. Darbe  teşebbüsü sonrası Jurnal ve haksız ihbar furyası devreye girdi. İyice tahkik edilmeden “Fetöcü“ diye ihbar edilen binlerce kişi sorgulanmadan, mahkeme kararı olmadan kamu görevinden uzaklaştırıldı, binlerce kişi tutuklandı. İçlerinde cezayı hak edenlerin bulunması muhtemel olmakla birlikte, bunların hepsinin darbeci olması pek gerçekçi görünmüyor. Vazifesinden atılanlar, aileleriyle birlikte Suriye’li sığınmacılardan beter bir sefalet ve açlığa duçar oldular. Çokları akraba ve yakınlarının yardımıyla hayatlarını sürdürüyorlar. Bürokraside çalışanlar hâlâ, “Bir iftiraya maruz kalarak işimi kaybedebilir miyim?” korkusu yaşamaktadırlar. 

Sözün özü

: Fertler, kendilerinin ve ülkenin selâmeti için, zalimlere boyun eğmemek, mazlûmları ezmemek olan “Şehamet-i imaniye” ile bezenip korkuyu üzerlerinden atmaları, hak ve hüriyetlerini cesurane aramaya çalışmaları gerekir. Diğer yandan idareciler, darbe korkusunu üzerinden atarak bir an önce hukuk ve demokrasi rayına avdet etmeleri  lâzımdır. OHAL’in kaldırılıp normale  dönülmesi, halkı ve bürokrasiyi endişeye ve korkuya sevk eden aşırı güvenlik tedbirlerinin mutedil hale getirilmesi, yaş ile kuru birbirinden ayırt edilerek ispiyon sonucu içeri atılan on binlerce kişinin serbest bırakılması, suçluluğu sabit olmayan kamu görevlilerinin vazifelerine iade edilmesi ülkenin ve siyasetin rahatlaması yönünden gerekmektedir. 

Okunma Sayısı: 2062
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • ccc

    22.11.2016 19:13:25

    tesekkurler cok isabetli bi yazi olmus

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı