"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İmam Hatip Liseleri ve dinî cemaatler

İbrahim ERSOYLU
04 Mart 2017, Cumartesi
Türkiye’de İmam hatip Liseleri ile dinî Cemaat ve Tarikatlar, din hizmeti takdim etme yönünden benzerlik gösterseler de, yapı, işleyiş ve tesir yönünden farklıdırlar.

Onlardan birinin yaptığı vazifeyi diğerinden beklemek doğru olmaz. Türkiye’de hakim olan Kemalist Rejim, İHL’ler  gibi,  sivil Cemaat ve Tarikatları devletleştirmek istemekte, bu mümkün olmadığı takdirde – ki mümkün değildir- onları tasfiye etmek  ya da  etkisizleştirmek istemektedir. Günümüzde bunun işaretleri görülmektedir. 

İHL’DE MÜFREDAT KEMALİZM’DEN BESLENMEKTEDİR   

Tek parti döneminin sonlarında, asgarî dini hizmetlerini yerine getirme gayesiyle bir kaç yerde İmam Hatip Okulu açılmıştır. 1950’den sonraki yıllarda  Menderes ve Demirel liderliğindeki Demokrat idareler, din hizmetine eleman  ihtiyacını karşılamak için bu okulları meslekî okul kapsamına alarak ve yurt çapında yaygınlaştırarak ağırlıklı olarak din ilimlerinin  öğretildiği  meslek liseleri haline getirdiler. Ancak onlar bu okulları rahat bıraktılar, asla politize etmediler. Günümüzde sayıları binleri geçen bu liseler, mesleğe ve yüksek öğretime eleman yetiştiren okullar olarak öğretime devam etmektedir.

Ne yazık ki devlet sistemine tabi olan bu okullarda müfredat, Kemalizm anlayışı üzerine hazırlanmaktadır. Bizim de mezunu olduğumuz bu okullarda, devlet kontrolünde verilen dinî eğitim ve öğretim, yeterli olmayıp toplumun ihtiyacını karşılamaktan pek uzaktır.

CEMAAT VE TARİKATLAR TOPLUMUN ISLÂHINDA ETKİLERİ ÇOKTUR

Sivil toplum kuruluşlarına benzeyen  Cemaat ve Tarikatlar ise,  devletin kontrolü haricinde bağımsız olarak, Anayasaya aykırı olmayan, toplum kesimlerine dinî hizmet sunmaya çalışan sivil organizasyonlardır. Onlar halkla iç içedir. Normalde devlet yardımı almadan müntesiplerinin gönüllü katkılarıyla ayakta duran, kendi yağlarıyla kavrulan, siyasetin dışında uhrevî hedeflere yönelik faaliyet yapan manevî yapılardır. 

12 Eylül münafık darbecileri, İHL gibi, dinî cemaat ve tarikatları Kemalizm’in kontrolüne almak için önlerine şeytanî plan ve tuzaklar kurdular. Çoğunu devletin maddî imkânlarıyla beslediler. Yeni Asya Camiası haricindekiler kurulan tuzaklara düştüler. Günümüzde onların,  benzer bir yolla menfi siyasetin oyununa gelip hakim siyasîlerin meddahı bir hale geldiklerini görmekteyiz.

Devlet ve siyasiler onları rahat bıraksa, bu yapılar çok önemli bir fonksiyon icra ederler; yanlış devlet politikalarının bunalttığı halk kesimlerine iman ve Ahlâk  takviyesi gibi manevî moral aşılayarak  sabır, metanet ve tevekkül tavsiye etmektedir. Cemaatlerin bu manevî ve hasbî  hizmetleri olmasaydı, devleti yanlış politikaları sonucu ülkede yaşanan adaletsizler, zulümler, devletin önlemekte aciz kalacağı sosyal patlamalar ve isyanlar kaçınılmaz olur. Ülkede  suçlar  pıtrak gibi yaygınlaşma istidadı gösterir, sosyal hayat alt – üst olurdu.

 CEMAATLER RAHAT BIRAKMALI

Cemaatlerin bu mühim rolünü  göz ardı eden devlet, 2004 yılında Millî Güvenlik Kurulu yoluyla sivil dinî yapıları tasfiye  planı yapmıştır. Ne yazık ki bu plan günümüzde  gizlice devreye sokulduğu hissedilmektedir. Fethullah Gülen Cemaatinden başlandı. Sıra diğer cemaatlere geleceği ifade edilmektedir. Onları bitirerek, onların işini kendi kontrolündeki yetersiz İmam Hatip Liselerine yaptırmak istemektedir. Bu iş için nerede ise her yerde çok sayıda İHL açılmaktadır. Yeterli öğretmen kadrosu, altyapısı olmadan açılan ve yetersiz yetişen bu okulların mezunları, dinî yapıların işini nasıl ve ne şekilde yapabilecekler? 

Devletin kontrolünde, işleyişi Kemalist rejime göre yürüyen  ve sayıları yüz bini aşan Diyanet İşleri Başkanlığı’na bağlı din görevlileri de,  ne yazık ki  Cemaat ve Tarikatların yaptıkları vazifeleri yapamadıkları geçmiş yıllarda görülmüştür. Eğer yapabilselerdi, Türkiye manevî hayat yönünden çok iyi bir noktada olması gerekirdi.

ÇARE KEMALİZM’DEN KURTULUP, DEMOKRASİYE GEÇMEK

Sözün Özü: Öyle görünüyor ki devlet, Kemalizm’den arınıp Demokratikleşmedikçe, Cemaat ve Tarikatları Kemalizm’in kontrolüne alma, politize etme, bu mümkün olmazsa tasfiye etme veya etkisizleştirme gibi akla ziyan teşebbüslerden vazgeçmeyecektir. Bu işten kurtulmak için tek çare;  Batılı hür ülkelerde olduğu gibi, bütün kurum ve kurallarıyla birinci sınıf bir Demokrasinin ülkemizde tesisi için var gücümüzle çalışmaktır vesselâm..

Dindar nesil bu mu?

Okumak için tıklayınız:

http://www.yeniasya.com.tr/gundem/dindar-nesil-bu-mu_416401

Okunma Sayısı: 3437
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı