Devleti yönetmeye talip partiler ve adaylar medenî öçlüler içinde, birbirine hakaret etmeden, halkın önüne çıkarak siyasî projelerini ortaya koyarlar. Farklı meziyetlerini ve yönetim anlayışlarını ifade ederek onlardan destek isterler.

Ne yazık ki ülkemiz gerçek manada Demok- ratikleşmediği için bizde seçimler kamplaşma, gerilim ve huzursuzluk havasına sokulur. “Ufukta seçim var” dendiğinde toplum gerilmeye, insanlar “yine huzurumuz kaçacak” endişesine kapılmaya başlarlar.

İki ay sonra yeni seçim yapılacak. Bu süreçte seçimi kazanma yolunda neler yapılacak?

1– Her yol mubah kabul edilecek. İslâm’ın şart koştuğu doğruluk ve dürüstlük rafa kalkacak. Yerine hile ve aldatma devreye girecek. Yalan ve iftira uygulamaya konacak. Nitekim “Harp hiledir; seçimde hile yapılabilir” sinyali verildi.

2– İsraf, sınır tanımaz bir şekilde uygulamaya konacak. Halktan toplanan, zarurî yerlere ve kalkınma projelerine harcanması gereken vergilerin önemli bir kısmı, Hazine yardımı adı altında Meclisteki partilere yine aktarılacak. Emekliler, memurlar, dul ve yetimler geçim sıkıntısı çekerlerken bu paralar, seçim kampanyaları yolunda su gibi harcanacak. Meydanlar, caddeler, sokaklar partilerin flama ve bayraklarıyla baştan başa donatılacak. Şehir, ilçe ve köylerin reklâm panolarına ve dikkat çeken diğer yerlere siyasîlerin dev posterleri, afişleri, ilânları asılacak.

3– Aynı cadde ve sokağı defalarca turlayan propaganda araçlarından yükselen ses kirliği halkı canından bezdirecek. Cami kapılarında parti bildirileri dağıtılacak. İbadet yerlerinin huzuru kaçacak.

4- Halk meydanlara taşınacak. Siyasîler orada kendi icraatlarını, farklı meziyetlerini dile getirmeleri gerekirken, rakiplerinin kirli çamaşırlarını ortaya döken yüksek perdeden nutuklar atacaklar. ”Ey” ile başlayan hakaretler, galiz tabirler havada uçuşacak.

5- Bu seçim mübarek üç aylara ve içlerindeki en bereketli ay olan Ramazan’a denk gelmektedir. Üç aylar ibadet, kardeşlik ve huzur atmosferidir; Cenâb-ı Hakk’ı zikir, kâinat kitabını tefekkür, Ahireti düşünerek manevî dünyaları tasfiye ve nefisleri tezkiye, tövbe ve istiğfar etmek için çok sevaplı münbit bir zaman dilimidir. Ne yazık ki bu süreç siyasî tartışma ve atışmalarla bozulması kuvvetle muhtemeldir. Farklı siyasî kanata sahip olduğu için baba evlâdı ile tartışacak, kardeş kardeşine küsecek, komşu komşusuna soğuk davranacak.

Çare: Toplum çoğunluğunun iman ve İslâm duyarlığının öne geçmesi, menfi siyasetin ayrıştırıcı ve kardeşliği bozucu tuzaklarına düşmemesidir. Bu seçimi de, gerçek Demokrasiye geçişe bir vesile, izlediği yanlış politikalarla ülkeyi kötü bir duruma düşüren siyasîlere gereken cevabın verildiği bir fırsata çevirmesidir.