Dinlensinler diye geceyi yarattığımızı, gündüzü de aydınlık kıldığımızı görmediler mi? İman eden bir kavim için elbette bunda ibretler vardır. (Neml/86)
İnsan kâinatta yaratılmış en değerli varlık olması hasabiyle en fazla değer ona verilmiş ve hayatı fıtrat üzerine yerleştirilerek her fiile bir vakit ayrılmıştır. İnsanın kendine zulmetmemesi için fıtrat üzerine yaşaması gerekmektedir.
Allah geceyi insanlar dinlensin gündüzü ise çalışıp rızkını arasın diye güneşin doğuş ve batışını tanzim etmiştir fakat gelişen teknolojik gelişmelerin de büyük etkisi ile yapılacak işler hızlıca yapılınca insanlar yeni bir uğraş veya ibadet etmek yerine uykuya müptela olmuşlardır.
Yapılan araştırmalar sonucunda gece uykusunu yeteri kadar almayan insanların -ki en verimli gece uykusu saati 22.00 ile 02.00 arasındadır- bedensel ve en çok da ruhsal sıkıntılar yaşadığı kaydedilmiş olup 11.00 ile 15.00 arasında uyunan uykunun normal uykudan 4 kat daha verimli olduğu ispatlanmıştır.
Kesin sonuç alınmamasına rağmen bir başka deneyde ise güneşin doğuş ve batışı yani kerahet vakitlerinde uyuyan insanların bu vakitlerde uyumayan insanlardan daha mutsuz ve huzursuz oldukları kayda geçirilmiştir.
Bilindiği üzere Bediüzzaman hazretleri “Fıtri uyku beş saattir” der ve uykuyu üçe ayırır. Feylule denilen güneşin batmasından yaklaşık kırk beş dakika ile bir saat arasındaki zaman dilimini ifaden eden zamanda uyumanın insanı sersemleştirdiğini, rızkı ve ömrü kısalttığını ifade eder. Yine gaylule denilen sabah fecirden güneş doğana kadar olan kırk beş ile bir saatlik zaman dilimi ifade eden zamanda uyumanın ise bereketsizliğe sebep olacağını söyleyen Said Nursi Hazretleri kendi yaşantısında da çok az uyur sabah namazına kadar ibadet ile meşgul olurdu.
Üçüncü uyku olan kayluleyi ise Peygamber Efendimiz şöyle tavsiye eder: “Öğleyin kaylule yapınız. Muhakkak şeytanlar öğle vaktinde kaylule yapmazlar.”
Anlıyoruz ki kerahet vaktinde uyumanın insana yararı olmadığı gibi zararı da var. Bu sebeple insan kendine zulmetmesi ve insan olarak yaşayabilmesi için önce uykusunu düzeltmeli ki hem ibadetlerine yeteri önemi versin hem gündelik işleri ve rızkını aramak gibi zaruri ihtiyaçlarına daha fazla zaman ayırsın hem de huzurlu bir yaşantı sürsün.
Şöyle basit bir hesaplama yaparsak eğer; gece dört saatlik uykumuzu aldık ve bir saat kaylule yaptık. Bir saatlik kaylule dört saatlik gece uykusuna bedel olması hasabiyle aslında biz sekiz saatlik bir verim aldık ki sekiz saatlik uyku şu an bilim camiasında bir insanın uyuması gereken uyku süresi olarak ifade edilir.
Hadis-i Şerifte buyurulduğu üzere “Az yiyiniz, az uyuyunuz, az konuşunuz” düsturu bizlerin hayatının temeline oturtması gereken bir yaşam tarzıdır ki bu şekilde hem daha ihlaslı olabilir hem de sünnete tabi olarak Allah’ın hoşuna gidecek bir hal ve tavır sergilemiş oluruz inşallah.