“Ülke bir beş yıl daha tek adam rejimiyle devam edecek” düşüncesi 25 milyonu aşkın seçmenin üzerine tam bir kâbus gibi çöktü.

Bu karamsarlığı dağıtmak için âcilen yapılması gereken şey, muhalefetin içine girdiği “bozgun” halet-i ruhiyesinden bir an önce çıkıp, iç sorgulama ve özeleştiriyi yıpratıcı bir kavgaya dönüştürmeden, yaşananlardan doğru dersler çıkarma vesilesi kılarak sür’atle toparlanmak ve bilhassa 28 Mayıs seçiminde demokrasiden, hukuktan, adaletten yana bir irade koymuş olan yüzde 48’e yeniden moral ve ümit verecek bir duruşta kenetlenmekti.

Millet İttifakı partileri şu ana kadar bunu başaramadılar. Dahası seçim öncesinde de o talihsiz “masayı dağıtma” atraksiyonuna imza atmış olan İYİ Parti, kendi içinden yükselen itirazlara rağmen ittifak aleyhtarı mesajlar verdi.

Oysa seçimden beklenen sonucun alınamayışında, o kritik dönemeçte sergilenen “masadan kalkma” manevrasının büyük etkisi ve rolü olmuştu. Bunu İYİ Parti tabanında da böyle gören ve değerlendiren insanların sayısı hiç de az değil.

Böyle düşünenler diyorlar ki: “Masadan kalkma resti hem bizim yükselişteki oylarımızı yarı yarıya düşürdü, hem de Mayıs seçimlerinde Millet İttifakına ciddi oy kaybettirdi.”

Hal böyle iken hâlâ aynı yanlışta ısrar edilmesi olacak ve kabul edilebilecek birşey değil.

Bir sene boyunca altı partinin kurmayları tarafından hazırlanıp liderlerce imzalanan ortak mutabakat metinlerinin ve ciddi emek mahsulü diğer detaylı çalışmaların yok sayılması da.

Ama bir taraftan “Artık ittifak yok, her parti seçime ayrı girsin” denilirken, diğer taraftan yerel seçimler için “Belli yerlerde işbirliğine hazırız” mesajı da veriliyor. Çünkü ülkenin gerçekleri de, aklın yolu da onu gerektiriyor.

Gerçi yerel seçimin şartları ve dinamikleri genel seçimlerden hayli farklı. Onları dikkate alarak hazırlanmak ve çalışmak icab ediyor.

Ama özellikle İstanbul ve Ankara başta olmak üzere büyük şehirlerde belediye başkanlıklarını ve meclislerde çoğunluğu alabilmek için ittifak mecburiyeti devam ediyor.

Nitekim 2019 yerel seçimlerinde İstanbul ve Ankara Belediyeleri yine Millet İttifakının yaptığı işbirliği sayesinde el değiştirdi ve kazanıldı.

Bu başarının korunması ve devamı, aynı işbirliğinin çok daha güçlü bir şekilde tahkim edilmesiyle mümkün. Hele bilhassa İstanbul’u kaybetmeyi hazmedememiş olan iktidarın, geri alabilmek için 2024 yerel seçimlerine çok daha hırslı bir şekilde, yine bütün devlet gücünü ve imkânlarını dibine kadar kullanarak yükleneceği gerçeği orta yerde duruyorken.

Böyle hassas ve kritik bir süreçte kişi ve parti eksenli küçük hesaplarla hareket etmeye kimsenin hakkı yok. Aklın yolu yine ittifaka çıkıyor.