"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ders kitaplarında Atatürkçülüğe tamgaz devam

Kâzım GÜLEÇYÜZ
25 Eylül 2018, Salı
Erdoğan’ın defaatle “başarısızlık” ikrarında bulunup yeni döneme girerken “Ülkemize çağ atlattık” dediği eğitim-öğretimde yeni sezon başlarken kâğıt krizi sebebiyle “Basıldı, basılmadı” tartışması yapılan ders kitaplarının bir kısmı dağıtıldı.

Ve her yıl olduğu gibi, dağıtılan kitapların içeriğini gözden geçirdiğimizde resmî ideoloji propagandasının sürdüğünü gördük.

Bir defa bütün kitapların başında portre ve Gençliğe Hitabe aynen devam ediyor.

İmam Hatip Liselerinde okutulan Kur’an, Tefsir, Hitabet ve Arapça kitapları dahil.

11. sınıf kitaplarından Türk Dili ve Edebiyatı’nın değişik yerlerinde yine M. Kemal’den seçme cümle ve paragraflar serpiştirilmiş.

Atatürkçülük propagandasının en yoğun ve ağırlıklı şekilde yapıldığı kitap Sosyoloji.

Bazı örneklere birlikte bakalım:

* “Atatürkçülük, Atatürk’ü bütün yönleriyle ve eserleriyle tanımak, sevmek, benimsemek, tanıtmaya sevdirmeye çalışmaktır.

* “Atatürk ilkeleri, başlangıcından itibaren Türk devrimi içinden doğmuş ve onun uygulamalarına yön vermiştir. ... Atatürkçülük, Atatürk ilke ve devrimlerinin bütün halinde oluşturduğu düşünce sistemidir.”

* “Atatürkçülük, Türkiye’nin gerçeklerine, Türk insanının gereksinimlerine ve yeteneklerine en uygun, denenmiş, başarılı sonuçları olan bir düşünce sistemidir.”

* “Bugünkü Türkiye Cumhuriyetinin temelini Atatürkçü düşünce sistemi oluşturur. Bu düşünce sistemi ideoloji değil, Türk ulusunun ortak eğilimlerinin simgeleşmiş bir biçimidir. Bu yönüyle dine dayalı düşüncelerden, komünizm ve faşizm gibi ideolojilerden ayrılır.

* “Atatürk ekonomide devletçilik ilkesini benimser. Ekonomik kalkınma konusundaki düşünceleri tüm insanlık tarafından benimsenecek bir yaklaşım niteliğindedir.”

* “Laiklik Atatürk’ün ilke ve inkılaplarından biridir. TBMM uzun uğraşlar sonucu, 1928’de ‘Devletin dini din-i İslamdır’ şeklindeki 2. maddesini anayasadan kaldırarak yerine laiklik ilkesini getirmiştir. Atatürkçülük teokratik ortamdan laik zihniyete geçişin ilke, yöntem ve örneğini vermektedir.”

* “Eğitimde Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile laik-bilimsel eğitim anlayışına geçilmiştir.”

Yıl 2018. AKP iktidarının 16. yılı. Ve İHL’ler dahil, çocuklarımıza hâlâ bunlar okutuluyor...

***

-Yayınlarımızı en az 25 kişiye ulaştıralım

Okunma Sayısı: 4012
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ali Tam

    25.9.2018 19:23:23

    Fransa laiktir ama seküler degildir. Almanya sekülardir ama asla laik olmamistir ve degildir. Türkiye ne laikligi ne de sekülarligi anlamadigindan ikisini de ayni seymis saniyor! Laikligi Türkiye de en iyi anlayan ve anlatan merhum ve muazzez Üstadimiz Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri olmustur. Risale-i Nur Külliyatinda izahi vardir.

  • Ali Tam

    25.9.2018 19:16:09

    Laiklik ve Sekülerlik konusu hakkinda Yeni Asya'da yüzlerce yorum yaptim. Bu yorumlar pek okunmuyor anlasilan. Avrupa'da demokratik bir ülkede Hukuk okumus biri olarakhep iddia etmisimdir ki Anayasa Mahkemesi ve Türk hukukculari Laiklik ve Sekularizm hakkinda pek bir bilgileri yok. Türkiye'de hicbir tarihte ne laisizm ne de sekularizm icin sartlar asla olusmamistir.Simdi de yoktur ZIRA Islam da KLISE kurumunun/enstitüsunun hiyerarsik yapisi ve hukukunu ve idaresini kendi belirleyen bir yapi asla olmamistir. Cami diye Papaligin muadili bir Imam sececek bir hiyerarsik ortam yok. Türkiye de Basbakanliga simdi Cumhurbaskanliga bagli Diyanet var ve devlet istedigi zaman atama ve azletme yetkisine sahip.Papayi Italya'nin azlettigini düsünebiliyor muyuz? Özerklik/Bagimsizlik yok Türkiyede o zaman Laiklik icin ve sekularizm icin zemin yok. Uygulaniyorsa yanlis uygulaniyor. Kopya cekerken anlama hatasi olmus.

  • Gündüz Alp-3

    25.9.2018 10:00:56

    Eğitimle birlikte ve ondan daha öncelikli sorunun en büyüğü ise ülkede demokratik hukuk devletinin ve parlamenter sistemin olmayışıdır. Demokratik hukuk devletinin rafa kalktığı, ekonomik krizin milyonlarca çalışana ve esnafa zor günler yaşattığı, okulların pek çok sorunlarla eğitim ve öğretime başladığı bir dönemde ülkede ne tartışılıyor: AF! 16 Nisan öncesinden başlayarak iktidarı istediği gibi yönlendiren küçük ortak, tıpkı tek adamlığı dayatan 16 Nisan halk oylaması, 24 Haziran ani/erken seçimi gibi neden gerekli gördüyse şimdi de AF konusunu gündeme alarak "iktidara" dayatıyor. Oysa aynı ısrar ve dayatmayı hürriyetçi demokrasi ve hukukun üstünlüğü, kuvvetler ayrılığına istinat eden parlamenter sistem için yapmasını ister ve beklerdik. Öyle görünüyor ki iktidarın ve ortağının gündemi ile halkın gündemi hiç örtüşmüyor.

  • Gündüz Alp-2

    25.9.2018 09:47:45

    Gazetelerde yer alan şu haber bile eğitimi ne kadar katı ideolojimize feda ettiğimizi gösteriyor. Dünden beri basında yer alan habere göre, Denizli'de İmam Hatip'e dönüştürülen okula yeterli öğrenci kaydı yapılmadığından eğitim ve öğretime açılamıyor. İmam Hatiplere asla karşı değiliz fakat bu ısrar niye? Korkarım ki bu inat,ısrar ve dayatma halkta bir süre sonra imam hatip adavetini netice verecektir. 16 yılda yedi bakan, sürekli değişen sistem, ideolojik, dayatmacı ve ezberci eğitim modeliyle ulusal ve uluslararası platformda başarı zor görünmektedir. Zaten uluslararası kuruluşların eğitimle ilgili raporlarında eğitim karnemiz zayıf. Kaldı ki partili CB "eğitimde" eski bir partili de "maneviyatta" sınıfta kaldığımızı ikrar etmişti. Üstelik bunu söyleyenler 16 yıldır Türkiye'yi ortaksız idare edenler.

  • Gündüz Alp

    25.9.2018 09:25:13

    Sayın Güleçyüz, Türkiye'nin en büyük sorunu "kafa yani zihniyet" sorunudur. Dün laik/seküler kafa yapısının dayattığı şeyleri bugün "dindarlık" perdesi altında sözde "dindar" ve siyasal İslamcı zihniyet dayatıyor. Peki fark bunun neresinde? Sadece isimler, resimler ve cisimler değişti değil mi? Maalesef isimlerin değişmesi gerçekleri değiştirmiyor. Zihniyet sorununu aşamadığımız sürece de ne siyasal ne sosyal ne de ekonomik meseleleri halletmemiz bir hayli zor görünmektedir. Yaşadığımız yüzyıl hem özgürlük ve topluluklar yüzyılı olmasına rağmen bizler hâlâ geçen asırda kalmış, demode olmuş 1930-40'lı yılların katı ideolojileri ve yönetim şekilleriyle siyasal, sosyal, ekonomik dertlerimize derman arıyoruz. Onlar derde derman olsaydı hür, medeni ve demokrat dünya bizden önce sahip çıkar ve kullanırdı. Bu halimizle bırakın eğitimde "çağ atlamayı" ve ekonomide "şahlanmayı" çağın gerisine düşmek ve çağı ıskalamak büyük riskiyle karşı karşıyayız. Doğruyu mezarda mı söyleyeceğiz?

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı