Yakında bırakılacağı beklentisi artık iktidar çevrelerince de seslendirilen rahip üzerinde koparılan fırtınayla tırmanışa geçen doların zor belâ 6 TL seviyelerine inmesi iktidar medyasında “çok büyük bir başarı” olarak sunuluyordu ki...
TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları herşeyi tekrar alt üst etti. TÜFE’nin yüzde 25, ÜFE’nin yüzde 50 sınırına dayanması, peş peşe gelen zamlarla bunalan insanlardaki endişe ve tedirginliği daha da arttırdı.
“Kriz mriz yok” diyen Cumhurbaşkanının halktan biraz daha sabır isteyip yine “Herşey yoluna girecek” mesajı verdiği ve zam fırsatçılarıyla stokçular için “Belediye zabıtasına şikâyet edin” çağrısı yaptığı bir noktada açıklanan rakamlar şok tesiri yaptı.
Krize karşı açıkladığı YEP’te öngörülen enflasyon hedefini daha ilk etapta zora sokan bu rakamlara Hazine ve Maliye Bakanı’nın tepkisi, sorumluluğu stokçu ve fırsatçılara yıkmak oldu. Ama bilhassa çoktandır ÜFE’de biriktiği halde bastırılan enflasyonun göstere göstere geldiği ve dövizdeki tırmanışın frenleri boşalttığı bir tabloda bu tepkinin mantıklı bir gerekçesi olmadığı gayet açık.
Üç ay içinde doğalgaz ve elektrik faturalarını evlerde yüzde 30’dan, sanayide yüzde 50’den fazla yükselten zamlar da mı stokçuların işi? Ya market ve pazar fiyatlarındaki fâhiş artışların asıl sorumluları kimler?
Dövizin yükselmesini dış, enflasyondaki tırmanışı iç mihraklara yıkarak işin içinden çıkılamaz. Durumu somut olgu ve veriler üzerinden objektif bir bakışla değerlendiren uzmanların ortak tesbiti, asıl problemin yanlış tercihlerden ve yapısal sorunlardan kaynaklanan kırılganlık olduğu yönünde.
Üretime değil, inşaat, tüketim ve borca dayalı “büyüme” modelinin duvara dayandığı bir noktadayız. Sanayinin yurt içi hasıladaki payı AKP döneminde yarı yarıya gerilemiş.
Hemen her sektörde devasa firmaların iflâs bayrağını çektiği veya konkordato talebinde bulunduğu, yeni iflâs dalgalarıyla işten çıkarmaların kapıda olduğu bir tablo.
Biz 2002 öncesinde yüzde 100’leri aşan oranlarla enflasyon canavarının cüzdanlarımızı boşalttığı yılları yaşamış bir nesiliz. Unutmuş gibiydik. Bu son rakamlarla yine hatırladık.
AKP’yi iktidar yapan başlıca sebeplerden biri 2001 kriziydi.
16 yıl sonra yine mi?
***
İktidar tabanında rahatsızlık