"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Hukuksuzluk dönemi artık geride kalsın

Kâzım GÜLEÇYÜZ
16 Ekim 2018, Salı
Aylarca iddianamesi bile hazırlanmadan içeride tutulan Deniz Yücel’in, Almanya ile uzun süre restlerle tırmandırılan bir krizin ardından, son Başbakanın, bırakılabileceği yönündeki beyanından hemen sonra apar topar iddianamenin tamamlanmasını takiben tahliye edilmesini “Hukuksuzlukta dibin de dibi varmış” başlıklı yazımızda yorumlamıştık (20.2.18).

Sonraki süreçte, Deniz Yücel örneğine yenileri eklendi. Büyükada operasyonunda casuslukla suçlanıp aylarca tutuklu kalan uluslararası insan hakları örgütlerinin temsilcileri ve son olarak Rahip Brunson gibi...

İktidar medyasının bu insanlar hakkında yaptığı “dehşetengiz” yayınlar ve Saray başta olmak üzere iktidar önde gelenlerinin sözleri arşiv kayıtlarında mevcut. Bu yayın ve beyanlar eşliğinde sürdürülen “tutukluluğa devam” kararları da. 

En üst perdeden casusluk, ajanlık, terör destekçiliği gibi çok ağır ithamlarla suçlanan bu kişilerin tutukluluğu, içeride de, dış ilişkilerde de mevcut sıkıntıları katmerledi.

Başlı başına bir olay haline getirilen ve “Ver papazı, al papazı” gibisinden çıkışlarla, rehine ve takas pazarlıklarına konu edildiği izlenimi uyandırılan Brunson meselesi ile, ekonomimizi çok ciddi bir sıkıntıya sokan döviz krizinin tetiklettirilmesi cabası.

Bunca “hır gür”den sonra Brunson da, iki yıldır sürdürülen bir “inat”ın ardından, ev hapsi de, yurt dışı yasağı kaldırılmak suretiyle tahliye edildi. Deniz Yücel için son Başbakanın beyanına benzer bir sözün bu defa “Başkan”dan sâdır olması sonrasında.

Artık içte ve dışta hemen herkesin tahliye beklediği ve bunu açık açık da ilan ettiği 12 Ekim duruşmasından önce sarf edilen “Yargı ne karar verirse uymak zorundayım” beyanı, gizli tanıkların birden çark etmesi, âdet yerini bulsun kabilinden verilen bir mahkûmiyet ve tahliye. Ve iktidar sözcülerinin bu kararı “Demek ki yargı bağımsız” diye yorumlamaları!!! 

“Yargı bağımsız” sözünün gerçek karşılığını bulması için, yargının istihbarat yönlendirmelerinden ve siyasî müdahalelerden tamamen azade bir yapı ve işleyişe kavuşması artık daha fazla ertelenemez bir zaruret. İç ve dış siyasetin dengesi buna bağlı.

***

İzlemek için tıklayınnız:

Risale-i Nur hizmetinin bayraktarı Yeni Asya’dır

Okunma Sayısı: 5827
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Gündüz Alp-3

    16.10.2018 10:37:31

    Demokrasi ve hukukun üstünlüğü, yargının gerçek anlamda bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı olmadığı sürece, Alman gazeteci ve ABD'li rahip olayında olduğu gibi hukukta çifte standart yaşamak kaçınılmaz olacaktır. Kendi vatandaşına şahin yabancıya güvercin bir yargı güven vermediği gibi adaleti de tecelli ettiremez. Ülkenin getirildiği siyasal, sosyal ve ekonomik krizin sebepleri arasında yalnızca ekonomik unsurlar yoktur. Onun yanında demokrasi ve hukukun rafa kaldırılması, takip edilen iç-dış yanlış sosyal ve ekonomik politikalar, çağın özellikleriyle örtüşmeyen, denge ve denetimden azade tekçi yönetim anlayışı, yanlış yatırımlar, kamu kaynaklarının heder edilmesi....hakeza. Artık ülkenin daha ağır bedeller ödemeden bu vahim gidişattan geri dönmesi elzemdir. Çünkü şu vahim gidişatın bedeli yalnızca maddi kayıplarla sınırlı kalmayacak, vatan ve milletin ikbal ve istikbalini tehlikeye sokacaktır.

  • Gündüz Alp-2

    16.10.2018 10:10:05

    Gün geçtikçe ağırlaşan siyasal, sosyal ve ekonomik hayat şartlarına bir de hukuksuzluğun verdiği olumsuzluklar eklenince ülkenin atmosferi, insanları istikbal adına iyice karamsar hale getirmektedir. Gelecek adına mal ve can güvenliği kaygısı veren bu belirsizlik durumu, mevcut ekonomik krizin toplumsal hayatta daha hissedilir ve belirgin kılmaktadır. Dahili siyasette hâlâ ayrıştırıcı ve ötekileştirici dil kullanılıyor. Siyasilerin kavgada kullandıkları üslup seviye itibariyle bir hayli düşük. Bunun topluma ve taraftarlara yansıması aynı şekilde seviyesiz olmaktadır. Hain, cahil, terörist, darbeci, iş birlikçi..vb. ithamlar havada uçuşuyor. Halk "ya sev ya terk et" noktasına yeniden getiriliyor. Toplumsal barışı ve huzuru berhava eden bu vahim gidişat, artık hukuksuzluk dönemiyle birlikte acilen bitirilmelidir. Mülkü temelinden sarsan adaletsizlikle birlikte yaşanan ekonomik kriz hali insanları hayatından iyice bunaltan ve bezdiren bir hal almadan ülkenin normale dönmesi gerekir.

  • Abdurrahman KOÇAK

    16.10.2018 09:54:31

    “Demek ki yargı bağımsız”!!!

  • Gündüz Alp

    16.10.2018 09:52:19

    Sayın Güleçyüz, son rahip Brunson olayı bize gösterdi ki, yargı henüz ve hâlâ bağımsız değildir. Rahip Brunson davası -söylendiği gibi- yargının bağımsızlığına değil tam aksine tamamen siyasal otoriteye bağımlılığına işaret etmektedir. Daha önce AYM'nin kararını "tanımayan ve saygı duymayan" iktidar cenahı, söz konusu (önce Almanya sonra) ABD ve Rahip olunca "Yargı ne karar verirse uymak zorundayım" diyebiliyor. Ülkenin on binlerce masum insanını "terörist" diye damgalayarak yıllarca hapiste tutan, işinden ve aşından eden, mahkeme mahkeme dolaştıran bağımsız(!) yargımız; Almanya'nın ve ABD'nin vatandaşları için farklı karar verebiliyor. Hukuk ve adalet bu mudur? Bu durum insana, "Keşke Alman ya da ABD vatandaşı olsak çünkü bir ayrıcalıkmış" dedirtiyor. Devlet ve ülkenin saygınlığı, yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü adına utanç verici bir vaziyet. O vakit ABD ile bunca kavganın anlamı neydi?

  • Ebabekir aslan

    16.10.2018 09:03:11

    Bu bizim de temennimiz inşallah idarecilerimiz sizin gibi değerli abeylerin fikirlerini dikkate alarak adalete dönüş yaparlar

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı