"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

İman hizmetine ihtiyaç daha da arttı

Kâzım GÜLEÇYÜZ
24 Kasım 2019, Pazar
Bir süredir gençler arasında yaygınlaştığı söylenen deizm anlayışı bir miktar tartışılır gibi yapıldıysa da, birçok konu gibi geçiştirildi ve unutulmaya terk edildi.

Oysa gençlerin dinden soğuyup uzaklaşması son derece önemli ve hayatî bir konu.

“Allah’a inanıyoruz, ama hiçbir dine inanmıyoruz” şeklinde ifade edilen deist anlayış acaba niye kabul görüyor ve yaygınlaşıyor?

Bunun çok iyi tahlil edilmesi gerekiyor.

Bunu söyleyenler gerçekten Allah’a inanıyor mu ve bu inancın niteliği ne durumda?

Zihinlerinde nasıl bir Allah tasavvuru var?

Dinden uzaklaşmanın getirdiği boşluğu, “Allah inancım devam ediyor” diyerek “doldurmak” gibi bir psikoloji mi söz konusu?

Ama son dönemde, işin orada kalmayıp inancı da tamamen terk noktasına vardığını gösteren çok düşündürücü bilgiler geliyor.

Bir profesörün “15 Temmuz’dan bu yana odama 17 başörtülü ateist öğrenci geldi. Aileleri de örtülü” sözü bunun çarpıcı örneği. 

Bir araştırmaya göre kendisini “dindar-muhafazakâr” olarak niteleyen gençlerin oranının yüzde 28’den 15’e gerilemiş olması da.

(Gerçi dindarlıkla muhafazakârlığı birlikte zikretmenin ne ölçüde doğru ve sağlıklı olduğu ayrıca tartışılması gereken bir husus.)

Bir diğer araştırma sonucu da din adamlarına güvenin yüzde 12’ye kadar gerilediği.

Bu verileri alt alta koyduğumuzda, “gençlik ve din” konusunun çok özel duyarlılık ve dikkatle masaya yatırılması gereği karşımıza çıkıyor. Bilhassa inanca yönelik boyutuyla.

Üstad Bediüzzaman’ın geçen asrın ortalarında Eşref Edib’e verdiği mülâkatta “Karşımda müthiş bir yangın var. Alevleri göklere yükseliyor. İçinde evlâdım yanıyor, imanım tutuşmuş yanıyor. O yangını söndürmeye, imanımı kurtarmaya koşuyorum” diyerek vurguladığı gerçek bugün için de geçerli.

Aynı gerçeği Zübeyir Gündüzalp “Teessür ve ıztırap karşısında kalpten bir parça kopsaydı, ‘Bir genç dinsiz olmuş’ haberi karşısında o kalbin atom zerratı adedince param parça olması gerekir” sözüyle vurgulamıştı.

Demek ki iman hizmetine ihtiyaç bitmiyor, tam tersine daha da artarak devam ediyor.

Ve gençleri dinden soğutup uzaklaştıran ne varsa hepsinin sorgulanması gerekiyor.

Özellikle “din adına” ve “din perdesi altında” yapılan baskı, istismar ve suiistimallerin...

Okunma Sayısı: 3013
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Abdulkadir Turan

    24.11.2019 17:08:48

    Deizm yahut ateizm gibi felsefik bataklıklardan kurtulmanın yegâne yolu,İslamî terbiye ve eğitimdir.Bunun için ciddi anlamda çalışıp,çabalamak icap ediyor.Gençlerimizi bu bataktan çıkarmak çok zor,ama imkansız değil.Kuran'ın elmas kılınçları ve Nurun hakikatleriyle toplum aydınlatılabilir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı