2 Mayıs’taki duruşmada yaptığımız ve kayda alınan savunmalar deşifre edilerek mahkeme zabıtlarına geçti.
Özetleyerek aktaralım.
Önce İbrahim Özdabak:
“Ben 1982 yılından beri Yeni Asya gazetesinde günlük karikatürler çizmekteyim. 40 yıla yaklaşan bu zaman dilimi içerisinde birçok tarihî dönemeçlere şahit oldum ve olayları karikatürize ettim. Halkımızın ve okuyucularımızın günlük gündemlerini çizgiler ile yorumlamaya çalıştım. Çizgilerin gerilimleri azaltan, insanları biraz da tebessüm ettiren bir yönü vardır. Çizgilerdeki abartıların sevimliliğine sığınarak mevcut gündemler hakkında eleştirilerde bulunuruz. Her güne bir karikatür olmak üzere yılda 365 karikatürüm yayınlanır. Çizgilerimin tamamı benim ne düşüncede olduğumun şahitleridir. Yakın tarihimizin önemli bir dönemeci olan 15 Temmuz’un akabinde çizdiğim karikatürü o gün yayınlanan Yeni Asya gazetesinin 1. sayfası ile birlikte mahkemenize sunmak istiyorum. Bu davaya konu edilen 2015 ve 2017 yılları arasında yayınlanmış 16 karikatür ile ilgili olarak yapılan suçlamayı kabul etmiyorum.”
Bunlar da bizim savunmamızdan:
“41 yıldır yayıncılık, 27 yıldır da aktif gazetecilik yapıyorum. Hukuk mezunuyum. Eğer yayıncılığı tercih etmemiş olsaydım ve meslekte devam etseydim buralarda görev yapmış olacak idim. Hukuk eğitiminin vermiş olduğu altyapıyla bütün yayın hayatım boyunca her zaman hukuku, adaleti, hak ve özgürlükleri, demokrasiyi, barışı savundum ve bu değerleri tahrip eden darbelere ve teröre kararlı bir şekilde karşı çıktım. Bütün yazılarım, konuşmalarım ve kitaplarım bunların ispatıdır. Genel duruşu bu olan ve bütün hayatı bunu teyid eden bir insanın mahkemenizce ilk aşamada iade edilen iddianamede yöneltilen suçlamayı kabul etmesi mümkün değildir, reddediyorum. İbrahim Özdabak ile 40 yıldır beraber çalışıyor, aynı duruşu paylaşıyoruz. Çalıştığımız kurumun da duruşu budur. Gazete manşetleri ortak kurulundur, ama genel yayın yönetmeni olarak, o kurulun başındaki insan olarak oradaki imzasız yayınların tümünün sorumluluğunu da üstlenirim. Bir sorumluluk söz konusuysa yayın yönetmeni olarak birinci sorumluluk bana aittir.”
Okurlarımızın bilgisine sunuyorum.