"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Unutmadık

Kâzım GÜLEÇYÜZ
27 Şubat 2018, Salı
357 gün devam eden tutukluluğun ardından ev hapsi ve adlî kontrol şartıyla da olsa nihayet tahliye edilen Nur’un

* Evliliğe hazırlanan bir genç kız olarak tek kaldığı evinin gece erkek polislerden oluşan bir ekip tarafından basıldığını...

* Gözaltı kararının üçüncü gününde çıkarıldığı sulh ceza hâkiminin verdiği tutuklama kararına yaptığımız itirazın, bir üst hâkime iletilmesi gerektiği halde bekletilerek, apar topar hazırlanan iddianameyle dosyanın 26. Ağır Cezaya gönderildiğini...

* 26. Ağır Cezanın, ara kararlarda da, üç duruşmada da ifade ve savunmaları kesinlikle dikkate almadığını ve dinlemediğini...

* Her duruşmada savcının ve heyetteki üyelerin bir kısmının değiştirildiğini...

* Mahkeme başkanının son derece duyarsız, kaba, nobran ve nezaketsiz tavırlarını, hattâ Nur’a su dahi verdirmediğini...

* 26. Ağır Cezanın adeta otomatiğe bağladığı “tutukluluğa devam” kararlarına yaptığımız bütün itirazların, 27 tarafından da yine otomatiğe bağlanmışçasına reddedildiğini...

* Sürecin sonlarına doğru keyfîliğin, itirazlarımızı 26’da bekletmek suretiyle, 27’ye iletmeme boyutuna kadar vardırıldığını...

* Nur’a, tutulduğu cezaevinde kıyılan nikâhına eşlerin anne ve babalarının katılmasına müsaade edilmediğini; parasını ödeyerek talep ettiği gazetesinin engellendiğini; imzasını taşıyan kitabının verilmediğini; doğum gününde eşinin gönderdiği güle “yasak” konulduğunu...

* Bir arkadaşının postayla yolladığı mektubun, “Kayıtlarımızda Nur Ener diye bir isim yok” cevabıyla iade edildiğini...

* Nur’un duruşma için adliyeye veya sağlık problemleri olduğunda hastaneye elleri kelepçeli olarak götürülüp getirildiğini...

* Duruşma önceleri ve sonralarında Çağlayan Adliyesinin eksi 7. katındaki nezarethanede saatlerce bekletildiğini...

* İktidardakilerin tutuklu gazeteciler için defaatle tekrarladıkları gerçek dışı iddiaları...

* Tahliye kararının, 26’da ayrı bir heyet teşkil edilerek, dosyaların bir kısmı o heyete devredildikten ve Nur’un davası da o heyete intikal ettikten sonra verildiğini...

Unutmadık.

Şimdi bu keyfîliklerin bir kısmı AYM, dosyanın tamamı ise AİHM gündeminde.

Senelerce askerî vesayete karşı sivilleşme ve demokrat sivil iradeyi hakim kılma kılma mücadelesi verilen bir ülkede gelinen nokta: İktidar partisinin il kongrelerindeki konuşmalar askerî kamuflaj kıyafeti giymiş “sivil”ler tarafından yapılıyor. Sivilleşmenin böylesi !!!

Neden Yeni Asya? - YENİ ASYA http://www.yeniasya.com.tr/video/neden-yeni-asya_454249

Okunma Sayısı: 9251
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Hasan unlu

    27.2.2018 15:25:03

    Neden bunca zulum ve hukuksuzluk. Ne hale gelmisiz yada meger biz neymisiz. Iyiki hakkin ve adaletin yaninda durabilen sizler gibi insanlar varda, ulke ve milletin namusunu kurtariyor. Belkide umumi felaketin onune set cekiyorsunuz.

  • Gündüz Alp-3

    27.2.2018 11:25:30

    Yazınızın son paragrafında ifade ettiğiniz "Şimdi bu keyfiliklerin bir kısmı AYM, dosyanın tamamı ise AİHM gündeminde" gerçeğini ve millete kesilecek faturayı da unutmayalım. AİHM'i bilemem fakat AYM'nin son verdiği "hak ihlali" kararının arkasında duramayan AYM ile kararı tanımayan ve gereğini yapmayan yerel mahkemelerle iç hukukun durumunu da unutmayalım. İktidarda kaldığı 16 yıl boyunca milletin çok istediği sivil-demokratik bir anayasayı yapmayan ve fakat iktidarının devamı için, demokratik rejimi değiştirme pahasına her türlü düzenleme ve referandum ile ittifak ve koalisyonu hemencecik yapabilen politik islâmcıların, ülke menfaatlerinden önce kendi siyasal çıkarlarını düşündüğünü de unutmayalım ki, vereceğimiz kararlar isabetli olsun. İntikam ve rövanş için değil; ülkede hürriyetçi demokrasinin tam anlamıyla tesisi için, dün, keyfilik ve hukuksuzluk sebebiyle ödediğimiz (maddi-manevi) bedelleri UNUTMAYALIM. Askerin sivil, sivilin askerî libas giymesi bizi aldatmasın.

  • Gündüz Alp-2

    27.2.2018 10:23:47

    357 günlük esaretin ardından tahliye edilen ve hürriyetine kavuşan Nur Hanımın yargılama safhasında yaşanan keyfilik ve hukuksuzluk sadece bir örnektir. "Su bile yok!" diye başlatılan, mahkeme başkanının su dahi vermeyen tavrıyla teyit ettiği sürece ayak uyduran yargı, herhalde dünyada emsali görülmemiş kararlara imza atmakla hem itibarını zedelemiş hem de millet nezdinde adalete olan güveni temelden sarsmıştır. Oysa "adalet mülkün temeli" olarak biliyorduk. Ne var ki "adalet", siyasal iktidara biat ettiğinde ve emri altına girdiğinde yani siyasallaştığında milleti "hizaya getirme" aracı olurmuş, galiba bu gerçeği unutmuş olmalıyız. Kısaca her unutkan halimiz her defasında bize maddi manevi faturalar ödetti. Şimdi de "dindar iktidar"dan sonra yerli ve milli argümanı ve kamuflaj ile dünkü söylem ve eylemlerini unutturmak isteyen mevcut iktidar sahiplerine aldanırsak, beklenen hürriyetçi demokrasi hep başka bahara kalacaktır. Hem unutmayalım hem aldanmayalım.

  • Gündüz Alp

    27.2.2018 10:02:38

    Sayın Güleçyüz, "unutmak" bazen nimet olmakla iyi olduğu gibi bazen de kötüdür. Meselâ, tarihin (menfi anlamda) tekerrür etmesini netice veren bir unutkanlık, iyi değildir. Bugün ülkede keyfi ve hukuksuz uygulamaları netice veren şu süreç; daha önce yaşanan darbe, muhtıra ve süreçleri çabucak unutmamızdan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu arada menfi siyasetin ayak oyunlarına aldanarak, hürriyetçi demokratları ideolojilere feda ettiğimizi de unutmayalım. Dini ve milli değerleri siyasetlerine alet ederek iktidara gelen siyasal İslâmcıların iktidarlarının devamı için şimdi de dün söylediklerini unutarak (ve millete de algı operasyonu ve hipnozla unutturarak)şimdi de ittifak-koalisyon oyunlarıyla nasıl bir noktaya geldiğimizi unutmayalım. Nasıl ki dünkü unutkanlığımız bugünkü (O)halimizi netice verdi, bugünkü unutkanlığımız da yarın yaşayacağımız OHAL ve benzeri süreçleri netice verecektir.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı