"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Şefkat görmeyen evlat, nasıl hürmet eder?

Süleyman KÖSMENE
03 Mayıs 2024, Cuma
Eskişehir’den Zeliha Hanım:

“Onlar, hayatlarını kemal-i lezzetle evlatlarının hayatı için feda edip sarf ediyorlar. Öyle ise, insaniyeti sukut etmemiş ve canavara inkılap etmemiş her bir velet; o muhterem, sadık, fedakâr dostlara hâlisane hürmet ve samimane hizmet ve rızalarını tahsil ve kalplerini hoşnut etmektir.” Paragrafın baş kısmında ise, “Dünyada en yüksek hakikat, peder ve validelerin evlâtlarına karşı şefkatleridir. Ve en âli hukuk dahi, onların o şefkatlerine mukabil hürmet haklarıdır.”1 Deniyor. Peki, evladına şefkat etmemiş bir şekilde yetiştirme yurtlarına vermiş ya da anne babalığın muktezasını yerine getirmemiş anne babaya yaşlandıklarında evladın vazifesi ne olacak? Evlat şefkat görmediyse, nasıl hürmetle mukabele edecek?”      

Hem Görev Hem Fıtrat

Evladın anne ve babaya hürmet görevi şu ayette ifadesini bulmuştur: “Onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlık çağına erişecek olursa, onlara sakın ‘Öf’ bile deme, onları azarlama; onlara güzel söz söyle. Onlara merhamet ve tevazu kanadını ger ve de ki: ’Ey Rabbim, nasıl onlar beni küçükken besleyip büyüttülerse, Sen de onlara öylece merhamet buyur.”2

Anne ve babanın evlatlarına karşı şefkatleri ise fıtrî bir durum olmakla ve insan, ruhuna şefkat ve merhamet ekilmiş olarak yaratılmış olmakla beraber, bu, anne ve baba için aynı zamanda bir görevdir de. Fakat bu şefkati kullanmada önemli ölçütler vardır. 

Çocuğunu ebedî hayatı kazandıran terbiye ve eğitimini güzel vermek, şefkatin bir gereğidir. Fakat şefkatle görev bazen uyuşmayabilir. Mesela sabah namazına uyandırma işinden şefkat incinebilir. Ama bunu görev addedebiliriz. Öyleyse bunu yapacaksak şefkatle yapmalıyız.

Kırbalar Neden Deliniyor?

Anne babaların amellerinin iz düşümü Allah’ın adaleti gereği bazen aynen çocukta tezahür edebilmektedir. Bu durumda anne veya baba çocukta gördüğü bir ameli sorgulasa aslında altında kendi ameli çıkabilmektedir.  

İstanbul’un büyük şeyhlerinden Şeyh Vefa hazretleri zamanında İstanbul’un suyu uzak çeşmelerden kırbalarla getirilirdi. Kırba, bilindiği gibi derilerin tabaklanmasıyla yapılan su kabıdır. Şeyh Vefa hazretlerinin küçük oğlu, su taşıyan sakaların su kırbalarını arkadan fark ettirmeden bir iğne ile deler ve ağzını tutarak su içermiş. Sakalar da babası şeyh olduğu için söyleyemezlermiş. 

Gel zaman git zaman, bu böyle devam etmiş. Fakat bardağı taşıran son bir durum olmalı ki, bir sakanın canına tak etmiş. Ne olursa olsun şeyhe söylemeye karar vermiş. 

Demiş ki: “Ey Şeyhim! Ne zamandır sizin çocuk bizim kırbalarımızı elindeki iğne ile delmekte ve ağzını dayayıp içmektedir. Artık dayanılmaz oldu, bir tenbihte bulunsanız da çocuk bu halinden vazgeçse.”       

Tövbe İşe Yarıyor

Şeyh Vefa hazretleri duruma çok üzüldü. Ne kadar kırbası delinen sucu varsa zararı ödedi ve özür diledi. Akşam evine dönünce eşine:

“Hanım ya senden, ya benden… Bu çocuğun bir kusuru varmış, devam edip gitmiş. Sakaların kırbalarını delerek akan suyu içermiş” demiş. 

Kadıncağız düşünmüş, taşınmış ve hatayı kendinde bulmuş. Demiş ki: 

“Ben bu çocuğa hamileyken, bir defa, çok canım çekti. Komşunun nar bahçesine atladım. Nar ağacından yere düşmüş bir narı aldım, iğne ile deldim ve suyunu içtim. Kusur bende.” Hanımcağız derhal komşusuna giderek helallik istemiş. 

Komşusu da: “Bir damla nar suyundan ne olacak komşu! Helal olsun!” demiş. 

Çocuk o günden itibaren bir daha kırbaları delmemiş.

Şefkat ve merhamet görmeyen evlada da şefkat ve merhamet öğretilir. Ama biraz gayret ve sabır ister. Bu sabrı gösteren Hak yanında inşallah kazanır. 

Dipnotlar:         

1- Mektubat, 21. Mektup, s. 251

2- İsrâ Sûresi: 23, 24

Okunma Sayısı: 1991
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı