"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman’a Mektup

Kübra ÖRNEK KORKMAZ
23 Mart 2019, Cumartesi 11:38
Çağın eşsiz güzelliğine sesleniyorum. Kalemim aciz, yüreğim zayıf, biçare bir kul olarak yazıyorum. Vefatının 59. yılında, sana rahmet dualarını gönderiyorum.

Sevgili Üstadım, biliyorum ki, sen imanlı gönüllerde halen yaşıyorsun. Neşrettiğin iman hakikatleriyle yüreklerimize su serpiyorsun. 

Çağımızın hususiyetlerini tahlil, manevi hastalıklarını teşhis ettin. “Zaman iman kurtarmak zamanıdır” diyerek, doğrudan doğruya Kur’an’dan ilham alarak yazdığın eserler, zamanın hastalıklarını, manevi bir ilaç gibi tedavi ediyor. Aklı doyuruyor, ruhu okşuyor, kalbi tatmin ediyor. Risale-i Nur, ne zaman, neye ihtiyacımız olursa, o oluyor. Yalnızlığımızda dost, kaybolduğumuzda yol, dertlendiğimizde derman. Ve sana muhatap olmak için kapımız oluyor. 

Evet sen benimle görüşmek isteyen on defa Risale-i Nur okusun demiştin.  Biz sana yetişemedik Üstadım, ama bırakmış olduğun eserlerde bulduk seni. Sen değil misin, “mevtim, hayatımdan ziyade hizmet edecek” diyen. Biz de biliyoruz ki, bir Said gitse de bin Said gelecek. Toprağa atılan bir tohumun sümbül vermesi gibi. İşte yine doğru dedin Üstadım, senin mevtin de hayatından ziyade hizmet ediyor ve edecek. Peki biz sana layık olabilecek miyiz?

Dinini, ahiretini dünyaya satan bedbahtlara seslenmiştin. Ölümüm, başınızda bomba gibi patlayıp dağıtacak, demiştin. Dağıttı Üstadım. Sana ilişenler perişan oldu, olacak.  Davamız, Kur’an kazanacak.

Ömründe hiç görmediğin, bilmediğin insanların imanını kurtarmak için çalıştın.  “Karşımda müthiş bir yangın var. İçinde evlâdım yanıyor, îmânım tutuşmuş yanıyor” diyerek nice yangınları söndürdün. Şimdi Alem-i İslam yanıyor Üstadım. Bıraktığın eserler, su oldu, toprak oldu, bizim yangınlarımızı söndürüyor. Senin sunduğun reçetelere ihtiyacımız var.

Dağlardan sağlam, denizlerden derin imanınla, tükenmez sabrınla, çelik iradenle bizlere örnek oldun. 80 yıllık ömründe, sana dünya namına lezzet tattırmayanlara dahi hakkını helal ettin. Ömrün boyunca karşılaştığın zorlukları, nurun talebeleriyle, Kur’an hakikatleriyle aştın. Kaderin bir hükmü vardır, dedin yine bize yol gösterdin.

Hayatın boyunca mücerret yaşadın. Aile hayatı, yuva kurmak gibi meşru lezzetleri dahi tatmadın. Allah sana öyle bir ihsan etti ki, milyonlarca evlada kavuştun. Tarihçe-i Hayat'ının önsözünde denildiği gibi “Bugün dünyada hangi bir aile reisi, manen Bediüzzaman Hz. kadar mes’uttur? Hangi bir baba, milyonlarca evlada sahip olmuştur? Ve hangi bir Üstad, bu kadar talebe yetiştirebilmiştir?” Evet Üstadım, bu kudsi rabıta devam ediyor ve ebediyete kadar devam edecek inşaallah. 

Sevgi ispat ister dedin, maddî manevî her şeyini feda ettin. Bu sayede iman hakikatleri her tarafa yayıldı, milyonlarca insana ulaştı. Şimdi, bu kudsi yolda feda etme sırası bizde. Senin dediğin gibi: “Artık bu yolda, hizmet-i imaniyede onlar devam edeceklerdir. Ve benim maddî ve manevî her şeyden feragat mesleğimden ayrılmayacaklardır. Yalnız ve yalnız Allah rızâsı için çalışacaklardır.” Biz de senin tavsiye ettiğin hak yoldan ayrılmadan, Risale-i Nur’a sadakat ve sebatla çalışacağız inşaallah.

Seni anlamadılar Üstadım. Sen, tarih denilen mazi derelerinden, gelecek asırdaki ümit vaat eden gençlere seslenmiştin. “Ne yapayım, acele ettim, kışta geldim; sizler cennetâsâ bir baharda geleceksiniz. Şimdi ekilen nur tohumları zemininizde çiçek açacaktır” diyerek, bizlere müjde vermiştin. Şimdi aklı başında olan her genç, seni dinliyor. Anadolu’daki medreselerin vefat etmesine bedel, mezar taşı yaptığın Van Kalesi’nde verdiğin göreve çalışıyor. Medrese-i Nuriye çiçeklerini kurumuş topraklara dikiyor. Cismen dirilmese de ruhen bâki ve geniş bir heyette yaşayan Medresetü’z-Zehrayı bina ediyor.

Bizler sana söz veriyoruz Üstadım, bir yağmur tanesi gibi, gittiğimiz her yere iman ve Kur’an hakikatlerini götüreceğiz. Kurumuş topraklara su serpeceğiz. Sana bir mezarı çok görenlere, gönül toprağımızda seni ve davanı yaşatarak cevap vereceğiz inşaallah.

Okunma Sayısı: 2279
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı