"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Sûikastın gizli-açık mesajları

M. Latif SALİHOĞLU
21 Aralık 2016, Çarşamba
Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov'a yapılan sûikast, bizde Ali Şükrü Bey Cinayeti (1923), Amerika’da ise Kennedy Sûikastı ile (1963) çok büyük benzerlikler arz ediyor.

Hepsinin de ortak özelliği, tetikçinin de vurularak öldürülmesidir.

Böylelikle, tetikçi susturulmuş, yani konuşturulmamış oluyor; tâ ki, cinayetin arka plânı aydınlatılamasın, ilânihaye gizli ve karanlıkta kalsın.

Şu hususu, artık geri zekâlı olanlar da az-çok anlar ki, tetikçi ile öldürülen kişi arasında doğrudan bir ilgi, alâka, irtibat, münasebet yoktur. Tetikçilerin hemen tamamı birer maşadan veya taşerondan ibarettir. O maşaları kullanan gizli eller vardır. 

Dolayısıyla, tetikçinin sağ olarak ele geçirilmesi ve rahatça-serbestçe konuşturulması halinde, karanlıktaki azmettiricilere ulaşabilmek mümkün.

İşte, perde gerisinde olanlar, soruşturmanın önünü kesmek ve tıkamak için, tetikçiyi de bir şekilde vurdurup izlerini kaybettirirler.

Kennedy’nin tetikçisini vuran polis, ağır cezada yargılandı ve ABD yasalarına göre idam edildi.

Ali Şükrü Beyi katleden Çankaya Muhafızı Topal Osman ise, çatışmada yaralı şekilde ele geçirildiği halde, M. Kemal’in isteği ile kafası kesilerek, ölümü (yani susturulması) bir bakıma garanti altına alınmış oldu.

Bu hatırlatmalardan sonra, şimdi gelelim Ankara’da işlenen şu son cinayetin önemli bazı EN-lerine...

“Güvende değilsin” mesajı

Türkiye’nin devlet ve hükümetçe en mahrem, dolayısıyla en korunaklı yeri, şüphesiz Başkent Ankara.

Ankara’nın en korunaklı yeri Çankaya. TC’nin bir nevî harîm-i ismeti.

Türkiye’nin—konjonktürel olarak—şimdilerde arasının en iyi olduğu ülke, Rusya.

Türkiye Cumhurbaşkanı’nın, yine şu sıralar en samimî olduğu siyasî lider, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin.

Ve, Putin Rusyası’nın bize emaneti olan Başkonsolosu, Ankara’nın merkezinde, Çankaya’nın göbeğinde vurularak katlediliyor. Üstelik, hemen hiçbir koruma tedbiri almaksızın-olmaksızın...

* * *

Cinayetin ardındaki karanlık eller, adeta işaret parmağını uzatarak şu mesajı veriyor: Kendinizi güvende görmeyin ve öyle de zannetmeyin. Bakın, “En güvenilir yer”de bile hiç kimse güvende değil. Ben istediğimi vurur-vurdururum. Sakın bana yamuk yapmayın, benim menfaatimi zedelemeyin, kafamı bozmayın...

Galip kanaatimiz odur ki, yönetime bu mânada mesaj veren gizli-karanlık odaklar var.

Dolayısıyla, bu hususu asla gözardı etmeksizin meselenin üzerine gitmek ve soruşturmayı ona göre yürütmek icap ediyor.

Aksi halde, soruşturmanın selâmeti tehlikeye girebileceği gibi, benzeri mahiyetteki cinayetlerin önüne geçilmesi de zorlaşabilir.

* * *

Türkiye’nin şu sıralar arasının pek iyi olmadığı devletlerin başında İran, Irak, Suriye, ABD ve AB üyesi ülkeler geliyor. Buna NATO’da müttefikimiz olan ülkeleri de dahil etmek mümkün.

Özetle, dostlarımızın alabildiğine azaldığı, düşmanlarımızın olabildiğince çoğaldığı talihsiz bir dönemi yaşıyoruz.

Hemen çokça duâ ve niyaz ile temenni edelim ki, benzer hadiseler vukua gelmesin, bu tür sûikastler devam edip gitmesin.

Tam profesyonelce

Cinayet esnasında ve sonrasında yansıtılan görüntüler olsun, o esnada atılan sloganlar olsun, bunların hiçbiri bizi yanıltmasın.

Söz konusu saldırının, son derece profesyonelce organize edildiği hususu gün gibi âşikâdır.

Öyle ki, tetikçiye ilâç verilerek şaşırtıcı sloganlar atıp abuk-subuk konuşmalar yapmasına varıncaya kadar, A’dan Z’ye her şey önceden kurgulanıp tasarlanmıştır.

Son bir nokta da şu: Katilin vurularak öldürülmesi, asıl takip edilmesi gereken “azmettiricinin izi”ni sürmeyi büyük ölçüde zorlaştırmış, belki de imkânsız hale getirmiş oldu.

Böyle yapmak yerine, biber gazı vs. yöntemlerle tetikçinin etkisizleştirilmesi ve yaralı da olsa canlı şekilde yakalanması cihetine gidilmesi gerekirdi. İdeal olan buydu. Ama ne yazık ki, gelişme başka türlü oldu.

Artık, bundan sonraki adımların nasıl atılacağını ve soruşturmanın ne şekilde sürüp gideceğini bekleyip görmekten başka çare yok.

@salihoglulatif:

İKİ TÜRKİYE

1- Fırat Kalkanı Harekâtıyla Suriye'ye girerek dünya devleriyle boy ölçüşen güçlü bir Türkiye;

2- Ankara'nın göbeğinde Rus Büyükelçisinin güvenliğini sağlayamayan bir Türkiye...

* * *

1- Medeniyet harikası Avrasya Tüneline imza atan bir Türkiye;

2- Ayyuka çıkan kaldırım işgalleriyle baş edecek aktif-faal birimi olmayan bir Türkiye...

Okunma Sayısı: 6075
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • haydar karakuş

    21.12.2016 14:40:10

    iki şıkka ayrılmayan ülke var mıdır ki? belki diğer ülkelerde birinci şıkkı temsil eden boyut ile ikinci şıkkı temsil eden boyut arasında bir mücadele devam ederken; bizim ülkemizin farkı: hem kendi içindeki çıkmazlar, hem ucu dışarı bağlı işbirlikçiler, hemde de dışarıdan diş bileyenlerin saldırılarına karşı bir mücadele yürütülüyor olması. Rabbim ümmetin ümidi olan bu ülkeye ve insanına, inancına hangi yönden olursa olsun saldırmaya çalışanlara fırsat vermesin. her şeye rağmen ümitvarız.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı