Resul-i Ekrem (asm) “Hafızanıza sağ elinizle yardım edin” buyurmaktadır. Zübeyir Gündüzalp bu hadis-i şerifi, yazarak çalışmanın yalnızca okumaktan üstün olduğu ve öğrenmeyi daha kalıcı hale getirdiği şeklinde yorumlamıştır.
“Nun. Yemin olsun kaleme ve yazdıklarına.” (Kalem Sûresi: 1)
Risale-i Nur’da Nur Talebelerinin Risale yazmasını teşvik edici birçok bölüm bulunmaktadır. Bazıları “Yazmak, Risaleler matbaada basılana kadar olan bir hizmetti ve bu hizmet şekli artık kapandı” derken, bazıları Risale-i Nur yazmayı hizmetlerinin merkezine yerleştirmektedir. Belki büyük bir ekseriyet de, bu “Risale yazmak” hizmetinin muhtelif şekillerde devam ettiğini söylemektedir.
Ben de Risale-i Nur’dan aldığım dersime binâen ‘yazmak’tan anladıklarımı kardeşlerimle paylaşmak için bu yazıyı yazmaya niyet ettim.
Risale yazmak; neşr-i envâr-ı Kur’âniye, kalemle ilmi tahsil etme, hatt-ı Kur’ân’ı muhafaza, iştirak-i a’mâl-i uhreviye manalarına gelmektedir. Bu maddeler, senetleriyle birlikte bu yazıda incelenecektir. Allah tevfik ihsan etsin.
Neşr-i envâr-ı Kur’âniye: Kur’ân’dan alınan manaların yazılıp çoğaltılarak ihtiyaç sahiplerine ulaştırılması anlamına gelir. Matbaada Risale-i Nur Eserlerini basmak bu manaya dâhildir. Aynı zamanda Nurların anlaşılması için yapılan şerh, izah, tahşiye, tanzim gibi çalışmalar da neşr-i envar-ı Kur’âniyeye dâhildir. Yeni Asya Neşriyat’tan çıkan Nurlardaki ilgili bahislerin şerhleri manasında olan kitapların umumu bu manaya dâhil olduğu gibi, Yeni Asya gazetesinde çıkan bu manadaki yazılar da dâhildir. Benzer şekilde Nur Talebelerinin farklı yerlerde yaptığı şerh çalışmaları da bu manaya dâhildir.
Neşriyat hizmetinde çalışan bütün kardeşlerimiz ve ağabeylerimiz bu manaya dâhildir. Bu konu Barla Lâhikası’nda “Yazmaya karar verdim; fakat hiç okuyup yazmam yok ki, böyle kıymetdar Risale-i Nur’a yardım edeyim. Mâdem kalemim yok, beni hizmetçi ve postacı olarak tayin ediniz, diye müteessirane söyledim” (238. mektub) şeklinde ifade edilmektedir.
Kalemle ilmi tahsil etme: Resul-i Ekrem (asm) “Hafızanıza sağ elinizle yardım edin” buyurmaktadır. Zübeyir Gündüzalp bu hadis-i şerifi, yazarak çalışmanın yalnızca okumaktan üstün olduğu şeklinde yorumlamıştır. Yapılan araştırmalar yazarak çalışmanın okuyarak çalışmaya oranla daha kalıcı olduğunu, görsel öğrenmenin ise ikisinden de üstün olduğunu ifade etmektedir. Görmeye, bir de işitmek eklendiğinde istifade artacaktır. Tekrar tekrar okunup yazılıp dinlenmesi düşünüldüğünde lâtifelere kadar kaydedilecektir. Risale-i Nur’da kullanılan temsiller hayal âleminde oluşturduğu görüntülerle görsel eğitimi kitapla sağlamaktadır. Mükemmel bir terbiye sistemine sahip olan Risale-i Nur’u yazarak hafızamıza yardım ettiğimizde istifademiz artacaktır. Derslere katılmak ve hanesindekilerle birlikte okumakla işitsel öğrenme de gerçekleşecektir.
Bu konu Barla Lâhikası’nda; “yazmak, okumak, anlamak, sonra başka kâğıda nakletmektir ki…” (234. mektub) şeklinde ifade edilmektedir.
Hatt-ı Kur’ân’ı muhafaza: Bediüzzamanın ifadesiyle “yirmi sekiz sene istibdad-ı mutlak” zamanında hatt-ı Kur’ân yasaklanmış ve hiç kimse yazmaya cesaret edemediği bir zamanda Nur Talebeleri Risale-i Nur’u hatt-ı Kur’ân’la yazarak hatt-ı Kur’ân’ı muhafaza vazifesini gerçekleştirip gelen nesle teslim etmiştir. Hâlâ bazı Nur Talebeleri hatt-ı Kur’ân’la Risaleleri yazarak bu âdât-ı İslâmiyeyi muhafaza etmektedir. Allah hizmetlerini daim eylesin. Âmin.
İştirak-i a’mâl-i uhreviye: Bediüzzaman Hazretleri İhlâs Risalesi’nin sonunda “Ben ümmî ve kalemsiz olduğum için, sizin kalemleriniz benim kalemim sayılır” demekle Risale-i Nur hizmetinde ‘şahsiyetçilik’ olmadığını, fabrikanın çarkları veya geminin hademeleri gibi iştirak-i a’mâl-i uhreviye düsturunu hatırlatmaktadır. Resûl-i Ekrem (asm) Efendimizin vahyi aynı şekilde yazdırması da bir sünneti ihya noktasında Risale-i Nur Talebelerinin veraset-i Nübüvvetten hissesine işaret etmektedir.
Yazmadan anladıklarımızı ifade ettikten sonra “Yazmanın ehemmiyeti nedir?” sorusu akla gelmektedir.
Bediüzzaman Hazretleri Lem’alar adlı eserinde özellikle mübarek üç aylarda Risale yazmak yerine sair ibadetleri tercih eden talebelerine yazdığı mektupta; Risale yazanlara iki hadis-i şerifle müjde verildiğini ifade etmektedir.
“Birinci hadis: Mahşerde ulema-i hakikatin sarf ettikleri mürekkep, şehitlerin kanıyla muvazene edilir, o kıymette olur.
İkinci hadis: Bid’aların ve dalâletlerin istilâsı zamanında Sünnet-i Seniyyeye ve hakikat-i Kur’âniyeye temessük edip hizmet eden, yüz şehidin sevabını kazanabilir.”
“Ey kardeşlerim, dikkat ediniz. Vazifeniz kudsiyedir, hizmetiniz ulvîdir. Her bir saatiniz, bir gün ibadet hükmüne geçebilecek bir kıymettedir. Biliniz ki, elinizden kaçmasın.” (Yirmi Dokuzuncu Mektub’dan).
Erhamü’r-Rahimîn bu müjdelere nail olmamızı bize ve bütün Nur Talebelerine nasib eylesin. Âmin, âmin, âmin.