"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Damar-asap ve mide-beyin-2

Mehmet ÇETİN
19 Eylül 2015, Cumartesi
İktisat Risalesinde Üstad’ın asap-damar kelimelerinin kullanımına dikkat ederek yaptığımız mütalâaya devam ediyoruz.

Aslında konu ile alâkalı uzmanlık bilgilerin analizinin yapılıp, Üstadı’n tesbitinin tashihi istikametinde sentezi yapılmalıdır. Bu maharet bize ait değil, ehil ve muhataplarına aittir. 

Konuya muhatap yetkililerce  yapılan mütalâalarda mesele kısmen açıklığa kavuştu diyebiliriz. 

Şöyle ki:  Burada çok ince ayrıntılar var. İnsan vücudunda bütün sinirlerini ileten 12 kafa çifti vardır. Beyin ile alâkalı bu sinirler sayesinde vücudun duyu ve motor gibi otonom sistemine iletim yapılır ve vücut idare ve kontrol edilir. Bu sinirlerden sadece Nervus Vagus denilen sinir, mide ile direkt bağlantısı vardır. 

Bunun anlamı şu: Dile gelen bir besin enzimler vasıtası ile direkt olarak mide salgılanmasına sebep olur ve bu N. Vagus aracılığı ile beyne iletilir. Dolayısıyla yenilen içilen gıdaların algılanmasını mide bu sinir ucu sayesinde direkt yapabilir. Muhtemeldir ki, mide merkezli bu bağlantılar sindirim noktasında düzenleyici bir beyin (merkez) görevi yapmaktadır. Bu sinirin dâhil olduğu parasempatik sinir sistemi kalp ritmi üzerinde yavaşlatıcı bir etkiye sahiptir. Üstadın yaptığı izahlar, şu anki bilgilerimizle uyuşur nitelikte, ancak açıklanmasına vakıf olamadığımız noktaları var.

Vücudun beslenme kaynaklı idaresi noktasından mide merkezidir. Hareket ve eylem merkezi de beyindir. İsrafın yapılma mahalli olan dilin dikkatli kullanımı ve mide arasındaki trafikte israfın olmayıp iktisadın olması makamında konu işlenir.  Dolayısıyla kuvve-i zaika diye nitelendirilen dil ile yapılan ilk temasın elektriksel veri ve değerleri Nervus Vagus sinirleri ile efendi ve merkez mideye iletilir. Midede gerekli hazırlık ve değerlendirme yapılır, beyin aracılığı ile tepkiye dönüştürülür. 

Tepkinin niteliği etkinin özelliğine bağlıdır. Dile yapılan etki ile mide ve beyin tarafından işleme sokulup eyleme dönüşen bu işlem sadece dil, mide ve beyin üçlemesinde kalmıyor. Ruh, kalp, aklın da etkilenmesi oluyor. Dile gelen şeyin dikkatli değerlendirilmesi kameti miktarınca cevap verilmesi ruhun, kalbin ve aklın selâmetini netice verir. Böylece dilde, midede, beyinde, akıl ve kalpte israfın yapılmayıp iktisadın yapılmasının önemi burada ortaya çıkıyor. İkinci beyin olarak bahsedilen midenin selâmet ve istikametinin öne çıkması gerekirken dilin öne çıkarılması hatadır.  Allah’ın Hakîmiyetinin damar-asap-mide-beyin trafiğindeki tecelli ve tezahürlerden malûmatımız kadarıyla şimdilik bunlar anlaşılıyor.

Üstad “cesede, mideye haber vermektir” tesbitiyle ilmin şimdiki noktası olan Nervus Vagusa, ileride yapılabilecek başka tesbitlerle dil ile bağlantılı olabilecek şeylere işaret eder. Şimdiki tesbit olan Nervus Vagusun görevlerinde bu işaretin izahı vardır.  İşte böylece pek çok konuda olduğu gibi bu konuyu da  “cesede haber vermek”  şeklinde genelleyip ifade eder.

 Ve bu noktadan da Bediüzzaman Hazretlerinin ifadesi yerini buluyor.     

Not:  Prof. Dr. Ruhi Yavuz,  Yrd. Doç. Dr. Kenan Taştan, Dr. Hasan Anık ve Abdulbaki Çimiç Beylere yardımlarından dolayı teşekkürler.

Okunma Sayısı: 3631
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı