"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Kabrin arkasındaki saadet

Mehtap Yıldırım Yükselten
08 Kasım 2018, Perşembe 00:54
Hz. Yusuf’un; kuyuya atılma, iftiraya uğrama, zindanda kalma gibi çileli bir hayattan sonra dünya namına herşeyi elde ettiği mesut bir hayata kavuştuğu sırada ölümü istemesi mânidardır.

Bütün sıkıntılarından kurtulmuş, anne babasına ve kardeşlerine kavuşmuş, Mısır’a hükümdar olmuştur, ancak bu parlak dünya saadeti ona gaflet vermemiş, mal-mülk sevdasına, iktidar ihtirasına düşürmemiştir. Rabbini unutturmamıştır. Aksine Rabbine kavuşmayı murad eder ve Rabbine şöyle yakarır: “Ya Rabbî! Sen bana iktidar ve hâkimiyet verdin. Kutsal metinleri ve rüyaları yorumlama ilmini öğrettin. Ey gökleri ve yeri yaratan! Dünyada da, âhirette de Mevlâm, yardımcım Sensin. Sana tam itaat içinde bir kul olarak canımı al ve beni hayırlı, dürüst insanlar arasına dahil eyle!” (Yusuf, 12/101)

Bediüzzaman Hazretleri bu âyeti tefsir ederken şöyle diyor: “Demek, o dünyevî lezzetli saadetten daha cazibedar bir saadet ve ferahlı bir vaziyet, kabrin arkasında vardır ki, Hazret-i Yusuf Aleyhisselâm gibi hakikatbîn bir zat, o gayet lezzetli dünyevî vaziyet içinde, gayet acı olan mevti istedi, tâ öteki saadete mazhar olsun.” (Mektubat)

Kıssalarda bizim için çok büyük dersler vardır. Kıssalardaki acı olaylar ve vefatlar bizi üzmek için değil, arkasındaki büyük mükâfat ve saadeti göstermek içindir. İşte bu kıssada Hz. Yusuf’un tam da dünya saadetine kavuşmuşken vefatı aslında bize, dünya zevklerinden ve mutluluklarından daha evlâ bir yer olduğunu, daha güzel bir yere gidileceğini müjdelemektedir. 

Bu müjde, ölüme yüklenen olumsuz manaları da def etmektedir. İman ehli için kabrin arkası, orada bekleyen akraba ve dostlarıyla kavuşma meclisi, dünyanın külfetinden kurtuluş, vazifeden paydos, dünyadaki hizmete mukabil ücret almaya gitmek gibi bir çok sevinçli hâllere mazhar olunacak bir yolculuktur, mekân değişikliğidir.

Bu kıssadaki önemli başka bir ders de, dünyadaki sıkıntıları sabırla, şükürle karşılamak, şikâyet etmemektir. Allah sıkıntıları giderip, makam, mal, mülk verdiği zaman da, bunlara tamah etmemek, ahireti unutmamaktır. Aczini, fakrını, haddini bilmektir.

Okunma Sayısı: 1826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı