Kurban Bayramı, benim için en özel günlerden birisidir.
Çünkü, o gün bütün Müslümanlar, görünmeyen bir gücün yardımı ile aynı sevinçle uyanır, aynı vakitte Allah’a kurban sunarlar. Sıradan zamanların aksine, bütün Müslümanların evlerinde kurban etinden yapılan yemekler vardır.
İlk gün evlerde telâş mevcuttur. Çünkü o gün Müslümanlar kurban ibadetini yerine getirirken, aynı zamanda bayram sevinçlerini de gönülden paylaşmaktadırlar.
Müslüman olduğumuz için şükredilecek en önemli nokta paylaşmaktır. Yıl içinde, hiç et yiyemeyen bir çok aile, her yıl dört gözle bu günü bekler. Empati yapınca onun yerinde olsaydım nasıl hissederdim, diye düşünüyorum? Büyük bir ihtimalle her kapı çalışında sevinçle kapıya koşardım.
Allah, bizleri bir anda nasıl topluyor? Bunun nasıl olacağını merak edenler için en güzel örnek de bayram günleridir. Çünkü herkes aynı zamanda aynı işi yapıyor. Herkesin duâsına cevap veriyor, melekler amel defterlerine o gün hep aynı sevabı yazıyor. Ve mutluluk her evin sofrasına yansıyor.
Allah katında herkes eşit olur mu? Çok zengin ve çok fakir insanlar var. Düşününce birisi her nimete her an uzanırken; fakir olan neye parası yeterse onu almak zorunda kalıyor. Ama bugün Allah’ın emri ile iki sofra da aynı oluyor. Yani Allah, bize bunu da gösteriyor.
Herkes aynı dili konuşuyor. Dünyada ne kadar Müslüman varsa, o kadar da dil var. Ama bugün herkesin ortak dili; “Allah u Ekber” oluyor, “Elhamdülillah” oluyor. Yani her Müslüman verdiği nimetlerden dolayı Allah’a şükrediyor.
Yani Kurban sadece et demek değil. Herkes şükrediyor ve sonra paylaşmaya başlıyor. Paylaşılan etler ve paylaşan kişiler aynı yemeği pişirirken; mevki makam farkı olmadan aynı sofrada; “Allah’ın sofrasında” birleşiliyor. İşte bu yüzden de özel, bu yüzden Müslüman olanlar mutlu oluyor. Çünkü bu gün her şey bir şey oluyor. O bir şey ise: Mutluluktur.
İslâm’ın şartları insanı mutlu eden şartlar. Yine şükretme sebebim olacak en güzel sebep; Müslüman olmak. Müslüman olmak ne kadar güzel, Elhamdülillah.