Tıbbın, çözmek için en çok uğraştığı bir organımız da beyindir. Muhteşem mekanizmalar ile donatılmış bu organın, daha verimli olarak çalışmasını sağlamak bizim elimizdedir.
Yeni ve faydalı bilgiler öğrenerek beynimizi çalışır vaziyette tutmak, sağlık açısından da çok önemlidir. Bunun için, boş geçen saatlerimizi kitap, gazete, dergi vs. gibi faydalı yazı dizeleriyle doldurmak, elbette ki çok faydalı olacaktır.
Gerek öğrenciler, gerekse yetişkin insanlar hafıza konusunda destek almaya ihtiyaç duymakla beraber, öğrenilen bilgilerin hafızadan uçup gitmesinden endişelenip, o bilgileri muhafaza etmek için çözüm yolları arıyorlar.
Öncelikle, planlı bir şekilde hareket etmek göz ardı edilmemeli. Bir işi yapıp bitirdikten sonra bir başka işe koyulmalı, yani işleri yarım bırakıp da başka bir işe koyulmak hafıza için uygun olmamaktadır.
Ayrıca dakik olarak çalışılmalı. İşler arasında muhakkak dinlenme araları koyulmalı ki o aralarda beyin, gördüğü yeni bilgileri hafızaya kalıcı bir şekilde yerleştirsin. Beyne, hafızada tutma konusunda yardımcı olunulmalı. Bu dinlenme aralarında hiçbir şeyle meşgul olmamak, telefon vs. gibi elektronik aletlerle beyni yormamak en mühim işlerden. 10-15 dakikalık dinlenme aralarında hiçbir şey yapmamak hafıza için en uygunu olacaktır.
Dinlenme aralarının önemi ile ilgili BBC’nin haber sitesindeki bir haber şöyle:
“... Beynin hiçbir şekilde meşgul edilmeden dinlenmesi yoluyla hafızanın güçlendirilebileceğine dair ilk veriler 1900’de Alman doktor Georg Elias Muller tarafından ortaya konmuştu. Yaptığı deneylerden birinde, katılımcılardan anlamsız bazı heceleri ezberlemeleri istenmiş, kısa bir süre sonra grup ikiye ayrılarak yarısına hemen, diğer yarısına ise altı dakikalık bir aradan sonra öğrenmeleri için yeni bir liste verilmişti. Bir buçuk saat sonra test yapıldığında, ara alan gruptakilerin listenin yüzde 50’sini, ara almayanların ise ortalama yüzde 28’sini öğrendiği görüldü. Bu bulgu, hafızanın özellikle yeni bir bilgiyi öğrendikten sonra hassas olduğunu ve anında üzerine yeni bir şey öğrenmeye çalışmanın olumsuz etkisi olacağını gösteriyordu...”
Ayrıca inme ve Alzheimer hastaları için de, bu dinlenme araları çok önem teşkil ediyor. 2000’li yıllarda bu hastalarda yapılan bir deneyde, katılımcılardan bazı hikâyeleri dinlemeleri, bir saat sonra da onlarla ilgili soruları cevaplamaları istendi. Dinlenme şansı olmayanlar hikâyedeki bilgilerin sadece yüzde 7’sini hatırlarken, dinlenenlerin ise yüzde 79’unu hatırladığı görüldü. (kaynak: www.bbc.com)
Tıbb-ı Nebevi’de de dinlenmenin önemi, şu hadis ile çok net anlaşılıyor:
“İbn-i Amr (ra) rivayet ediyor. Resulullah (asm) şöyle buyurdular: ‘Her işin bir gayret dönemi vardır. Her gayret döneminin de bir gevşeme devri vardır. Kimin gevşeme dönemi benim Sünnet’im ölçüsünde olursa, o hidâyete ermiştir. Kiminki böyle değilse helâk olmuştur.’” (Cami’üs Sağir - 2426)
Ayrıca sünnet olan yarım saatlik öğle uykusunun da hafızanın gelişmesine büyük katkı sağladığı yapılan bir çok araştırma sonucunda ortaya çıkmıştır.