"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Karınca kadar sabrın, arı kadar balın yok

Mustafa ORAL
02 Ağustos 2017, Çarşamba
Her şey en az bir yönüyle insana benzese de insan hiçbir şeye benzemiyor.

Karınca ve arı insana en çok benzeyen varlıklar. İnsan, karınca ve arı en kalabalık nüfusa sahip varlıklar. Allah’ın katında da, kitabında da yerleri var. Sûrelere isim olmuşlar. İnsan olan insan gibi karınca ve arılar da cumhuriyetçidirler. Elbette düşünen kimseler için bunda alınacak ibret vardır.

Karıncalar 35 bin tür. İnsan türlü türlü. Kimi öyle, kimi böyle. Bazen öyle, bazen böyle. Karınca ağırlığının 20 katını kaldırabilir. İnsansa kaldıramayacağından fazla yükün altına giriyor. Karınca hayvan artığını omuzlarken, insan, beşer artığı dünyayı kaldırmaya çalışıyor. Karınca sıcak iklimde yaşar. İnsansa sıcağa da, soğuğa da gelemiyor, zahmeti kaldıramıyor.

Böceklerin en büyük beyinlisi karıncadır, ama en çok rızık endişesi taşıyan da yine odur. İnsan varlıkların en akıllısıdır, ama en çok rızık endişesi taşıyan da odur. Karınca iki midelidir. Biri kendisi, öbürü diğer karıncalar içindir. İnsan açgözlüdür, doymak bilmez, mide sayısı bilinmez.

Arı dağlardan, ağaçlardan ve insanların kurdukları çardaklardan kendine göz göz ev (kovan) yapar. Türlü türlü üründen yer. Karnından şifalı şerbet çıkar. “Rabbin bal arısına: Dağlardan, ağaçlardan ve insanların yaptıkları çardaklardan kendine evler (kovanlar) edin. Sonra meyvelerin her birinden ye ve Rabbinin sana kolaylaştırdığı yaylım yollarına gir, diye ilham etti. Onların karınlarından renkleri çeşitli bir şerbet (bal) çıkar ki, onda insanlar için şifa vardır. Elbette bunda düşünen bir kavim için büyük bir ibret vardır” (Nahl, 68-69)

Arı mimardır. Vahyin semeresiyle altıgen ev kurar. İnsan ilham ve altı iman hakikatiyle kalbini kurar. Şimdilerde şehirler gecekondudan, kalpler bir gecelik aşklardan geçilmiyor. Şehirler imarsız evlerle, dünya mimarsız kalplerle dolu.  

Arı bal mühendisidir. (Bediüzzaman) En tabiî çiçeklerden bal alır. Arı su içer bal, yılan su içer zehir, akıtır. 

Arılar kendileriyle barışıktır. “Arılarla uğraşıldıkça hücumlarını arttırırlar. Karışılmadığı takdirde terk eder, giderler. (Bediüzzaman). Dünya arı kovanıdır. Bal ve kâm almaya kalkan eşek arılarının saldırısına uğrar.

 Bal bekadır, karınca fenadır, fanidir. Arının meyvesi bal, imanın Cennettir. Koyunun sütü, arının balı vardır, ama karıncanın nesi vardır. Cennet bal ve süt ile çatılır. 

BAL CENNET NİMETİDİR

Çiçekler mübarek rahmet şerbetçileri olan arıları kendine celb eder. Çiçek gibi insanlar balarısı gibi dostları celb eder. Bal Cennet nimetidir. Bal kadın, süt erkektir. Bal ve süt karışınca Cennet olur. Balgözlü insanlara bağlanırız. Bizi ebedî sevecek sanır, aldanırız. Arıların nesli tükenince insanın da tükenecektir. Bal tadındaki insanlar hayattan çekiliyor,  artık dünya hiç çekilmiyor, zehir zemberek oluyor. 

İnsan sabırsızdır. Arı kahrı çekmeyen, balın kadrini ne bilsin. Arıya bak bal olsun, dağa bak bağ olsun. Bal tutan parmağını yalar. 

Asil azmaz, bal kokmaz. Gerçek insan dünya bal olsa banmaz. Ahiretin tadını alan aşık, deniz olsa kanmaz.

Ayı ile arı iyi arkadaştırlar. Aralarında güzel bir ticaret vardır. Arı ayıya bal, ayı arıya mutluluk verir. Müşterisiz malı, sözden anlamayan dostu kim neylesin? 

Ayı has balın peşinde koşar. İnsan ayıdan da aşağıya düşüyor. Dünyayı ahirete bilerek tercih ediyor. Dünya lezzetleri zehirli bala benziyor. Arı üzümden bal, insan şarap yapıyor. Ağzına bir parmak bal çalındığında yapmayacağı gâvurluk kalmıyor. Bir parmak acı bala kendini satıyor. Bir üzüm tanesi için on tokat, bir parmak bal için bin yumruk yiyor. 

Arı dünyaya karşı sağırdır. Yolunu dumanla bulur. İnsan denilen garip varlık, hem kör hem de sağırdır. Arıyı yola getiren duman, insanı yola getiren imandır. 

Kalbine iyi bakarsan Cennetteki bal ve sütü daha bu dünyada tadarsın. Şimdilerde biz kendimizi arı, dünyayı hizmetçi kadın gibi görür olduk. Dünyada ne kadar görünürsen görün bir gün güneş gibi ufuklarda kaybolacaksın.  

Şimdilerde her şeyi görünüşteki manasıyla bilir olduk. Bize faydası olan neyse sadece onu görür olduk.  

Bir değirmen dünya, hepimizi öğütüyor. Midemiz arz âleminin değirmenidir. Gıdaları öğütüyorum numarasıyla tüketir. Tüketerek tükenir. Ürettiği de ortadadır. Kalbimiz arş âleminin değirmenidir. Kalbe düşen güzellikleri öğütür, dönüştürür. Yedikçe çoğalır, çoğaltır, üretir, ürettirir. Değil mi ki artı artıyı, artı yönde arttırır, eksi eksiyi eksi yönde eksiltir. Gerçekten sevince insanın kendisi de sevilir. Sevmeyince sevilmez. Karınca midedir. Kendisine çalışır. Aç kalacağım diye sağa sola saldırır. Arı kalptir. Bir kalbi olanın neye ihtiyacı vardır? Bir Rabbi olanın mideye ihtiyacı mı olur?

Yunus ne hoş demişsin, bal u şeker yemişsin. “Ballar balını buldum kovanım yağma olsun.”

Okunma Sayısı: 7958
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Özcan ERKİŞ

    2.8.2017 15:36:03

    Mustafa bey kardeşim, arı ve karınca milletinden misaller getirerek, bizleri muhasebe ve murakabeye sevk eden güzel yazınız için teşekkür ediyorum. Kur'an-ı Hakim'de bile isimleriyle sureler bulanan Arı (Nahl) ve Karınca (Neml) gibi iki mübarek taifenin bilhassa sabır ve çalışkanlıkları, biz "çiğ süt emmiş" insan milleti için ibretlik dersler ihtiva etmektedir. Arılar da eşek arısı, sarıca arı (ki bizim köylüler ona 'kızıl arı' derler) ve bal arısı bildiğimiz türleridir. Eşek arısı ile kızıl arı bal vermez, zehir verirler. Bal arısının balı (hatta iğnesi bile) şifalıdır. Hem mesela, insan için kullanılan "zalumen cehule" tabiri bu iki mübarek taife için kullanılmaz. Demek öyle değiller. Marifet bal arısı olabilmekte. Uzunca bir süredir şehir dışında olmakla, Nur'lu derslerinizden istifade edemiyoruz fakat bu nevi nurlu yazılarınız bunu telafi ediyoruz. Selam, muhabbet ve dua ile..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı