"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitimle tahribatın dördüncü devre sınavı

Mustafa ÖZTÜRKÇÜ
07 Mayıs 2015, Perşembe
Ülkemizde, bir çok sahada olduğu gibi, “Aldatmakla iş yapan” hususiyetiyle öne çıkan “Ölmüş gitmiş adam”ın, eğitimle yaptıkları tahribatların “İzm”lere dayalı izleri sözkonusudur.

Sözkonusu olmaktan öteye bir realitedir. Çünkü, gerçek tarih doğru söyler, aldatmaz. Tarih yanıltılır, fakat kendisi yanılmaz. Çünkü, o, milletlerin ayinesi durumundadır.

Eğitimle tahribat nasıl yapılmıştır?

“Dehşetli şahıs” olarak değerlendirilen şahsın, Demokratların ülke idaresinde söz sahibi olmasına kadar, “Galibane devam eden süreç” içinde eğitimle tahribatların yapıldığı işareti ve hatta belgesi şu cümlelerde saklıdır. 

Şöyle ki; “Hükümetin, gizli olarak faaliyet halinde bulunan bu din yayıcılığının (Bediüzzaman ve eserleri kastediliyor.) muhakkak surette durdurulması yolunda aktif icraatlere acilen girişmesi gerekir inancındayım.” (Nur’a Adanan Ömür: Zübeyir Gündüzalp, Nesil Yay., N. Şahiner, s. 162).

Yukarıdaki sözler, devrin Millî Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’e aittir. 

Manevî tahribatın en fazla yapıldığı eğitim kurumunun başında bulunan birinci adam olan Hasan Ali Yücel kinini kusmaya devam eder ve der ki;

“Bundan dolayı, bizim için tek tehlike ve engel, bakkal defterlerine Arap harfleriyle yazılarak yayınlanan o karanlıklı kitaplardır.” (a.g.e.) Yani, Risale-i Nur eserleridir, demek istiyor.

Peki tehlike (!) olarak gördüğü kitaplar engellenebildi mi? Buna hayır, diyeceğiz. Üstelik o en karanlıklı günlerde daha fazla yazıldı, yayıldı ve okundu.

Bütün hızıyla devam eden birinci devre içinde, “Galibane” devam eden olumsuzluklara rağmen, tarihe şan veren hususiyetiyle mânâ âleminin zenginlikleri olan Risale-i Nur eserleri gönüllerde ma’kes buldu.

En fazla eğitimle hususan getirilen manevî tahribatların devamı, ikinci aşamada veya devrede de kaim olmuştur.

Ülke idaresinin tamamına yansıyan bu dehşetli tahribat, demokrasiye darbelerle birlikte eğitim alanına sirayeti, hızlı bir biçimde devam etmiştir.

“Dehşetli adam”ın, tehlike dolu süreç olarak değerlendirilen üçüncü devresi, “Ölmüş gitmiş adam”ın adeta canlandırılmaya (!) çalışılmasıyla devam faaliyetlerine şahit olunmuştur. Bu devredede yine en fazla tahribatın eğitim yoluyla yapıldığı gözlerden kaçmamıştır.

Bediüzzaman Hazretlerinin tesbit ve teşhisiyle, “Çok muallimleri kendisine taraftar eder ve din derslerinden tecerrüd eden maarifi rehber edip tamimine şiddetle çalışır.” (Şuâlar)

Bu menfur zihniyetin artık paçalarının tutuştuğu bir vakıa. Ancak yangın devam ediyor. Bediüzzaman’ın bu yangını söndürme koşusundaki, çözüme dayalı sağlam feryatlarına kulak vermeden, tepeden inme “Dindar nesil” (!) yetiştirme sevdalıları bu koşunun neresindedir?

Mevcut eğitim sistemine iyi bakılsın ve akıllıca değerlendirilsin. Kökü ve yaprakları mevcut ağacın sadece yapraklarıyla uğraşmakla, süregelen dördüncü devre sınavında başarıdan söz edilebilir mi?

Çok rahat olunmaması gerekir, diye düşünüyoruz. Ölçü olarak önümüzde aydınlatıcı bir ışık olarak Beşinci Şuâ mevcuttur. Mevcut eğitim sisteminin çok ciddî bir biçimde bir “şuâ” tedavisine ihtiyaç bulunmaktadır. Dördüncü devre sınavını kazanma adına.

Okunma Sayısı: 1168
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı