"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Asırlık teşhis

Naci TEPİR
26 Mayıs 2016, Perşembe
Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında düştüğü bunalımları ve Birinci Cihan Harbi mağlûbiyetini fırsat bilen ezelî düşmanlar, asırlarca biriktirdikleri kin ve intikam hisleriyle çalışıyor, alçakça planlar hazırlıyorlardı!

Bu planlar sadece vatana, mala ve cana değil, şerefli mazimize, din ve maneviyatımıza, kültürümüze karşı yapılan hücumlardır! Bu sinsi planları çok önceden fark eden eşsiz eğitimci Hz. Bediüzzaman Said Nursî (ra), önemli çalışmalarıyla halkı ve bilhassa ulemayı ve devlet idarecilerini uyarmaya çalışmıştır. Bu olağanüstü çalışmalarıyla İtilâf Devletleri’nin, bilhassa İngilizlerin hedefi olmuştur!

O, İstanbul’da bu faaliyetlerini sürdürürken, yeni kurulan TBMM Hükümeti, başta M. Kemal, F. Çakmak, K. Karabekir olmak üzere ısrarla Ankara’ya dâvet etmişlerdir.¹ Ankara’ya gelen Bediüzzaman Said Nursî, ikaz çalışmalarına Meclisten başladı. Düşüncelerini bir beyanname halinde tesbit edip millet vekillerine dağıtır. Bir suretini de K. Karabekir Paşa aracılığıyla M. Kemal’e gönderir. 

Bu beyanname:

“Ey mücâhidîn-i İslâm! Ey ehl-i hall ü akit! (zor işleri halleden, çözen) (….) “Evvelâ: Şu muzafferiyetteki hârikulâde nimet-i İlâhiye bir şükran ister ki devam etsin, ziyade olsun (….) cümleleriyle başlayan on maddelik bir nasihatten ibarettir. 2

Bu beyannameden sonra Mecliste namazgâh olarak kullanılan oda almayınca, daha büyük bir yer tahsis edilir. 

Daha önce, Bediüzzaman’a karşı yakın ilgi gösteren ve her ne isteği olursa derhal yerine getirileceğine dair teminat veren M. Kemal’in tavrı, bu beyannameden sonra birden değişir. Bir gün TBMM’nin Divan-ı Riyaseti’ne girdiğinde, Bediüzzaman’ın abdest almış, soba başında elli-altmış millet vekiliyle sohbet ettiğini görünce çok hiddetlenir. Yüksek sesle:

“Hocam, bu ne hal? Biz sizin yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık. Siz geldiniz, en evvel namaza dair şeyler yazdınız, aramıza ihtilâf verdiniz” diye bağırır. Bediüzzaman ise yüksek sesle: 

“Paşa paşa! Kâinatta en yüksek hakikat imandır, imandan sonra namazdır. Namazı kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur (ancak reddedilir)” şeklinde sert bir cevap vermiştir. Bu gergin hava karşısında tartışmayı sürdürmek istemeyen M. Kemal, orada hazır bulunan milletvekillerine döner ve “Hocam haklıdır” diyerek hiddetini geri almıştır. Bununla da kalmayıp, tarziye vermiştir (özür dilemiştir).3     

ANKARA’DAN AYRILIŞ:

Bediüzzaman Ankara’da bulunduğu sürece, hep menfi gelişmeleri engellemek ve vatan ve milletin faydası için bir şeyler yapmak istiyordu. Fakat, bütün gidişatı hiç de iyi görmüyordu. Teşrik-i mesai (ortak çalışma) imkânının kalmadığını anlayınca, Ankara’dan ayrılmaya karar verir. 

Uğurlamak için istasyona kadar gelenler arasında bulunan M. Kemal, Bediüzzaman’dan heykel hakkındaki fikrini sorar. 

O da verdiği cevapta: 

“Büyük Kur’ân’ımızın bütün hücumu heykelleredir. Müslümanların heykelleri ise hastahaneler, mektepler, yetimhaneler, mabetler, yollar gibi abideler olmalıdır. Putperestliği şiddetle Kur’ân menettiği gibi (….)

Buna şahit olan Birinci Devre Van mebusu Tevfik Demiroğlu anlatıyor:  

“Üstad Bediüzzaman Said Nursî, Mustafa Kemal ile istasyonda heykel konusunu konuşurken, ‘Paşa, biz sana heykel dikmen için yardım etmedik’ dedi!” 4

Dipnotlar:

1- Kaynaklara göre bu dâvetiye, yirmiye yakın olmuştur.

2- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, İstanbul-1997, s: 125. 

3- Abdülkadir Badıllı, Mufassal Tarihçe-i Hayat, İstanbul – 1998, Cilt-1, s: 550. 

4- Necmettin Şahiner, Son Şahitler. İstanbul – 1974, c: 1, s: 226. 

Okunma Sayısı: 1250
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı