"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Eğitimi felç eden düşünce

Naci TEPİR
11 Mayıs 2017, Perşembe
YANLIŞTA ISRAR ARTIK YETER - 91 -

Millet ve memleketin geri kalmasının yegâne sebebi, bu günkü eğitim sistemidir. Bu ise “Eskiyi Unut(tur)ma” düşüncesine dayandırılmıştır. Uzun zamandan beri unutturulmaya çalışılan, büyük ölçüde karalanmak istenen eski, şüphesiz şanlı tarihimizdir. Peki, medarı iftiharımız ve altın sayfalarla dolu olan şanlı tarihimiz, niçin unutturulmak isteniyor? Bunun faydası ne ve kimler, hangi gaye ile arzu etmektedir?

Bu korkunç ve düşmanca niyeti ilk olarak sezen, zamanımızın en büyük âlimi, büyük müceddid Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri (ra), eserlerinde şöyle anlatmıştır:

“Bin üç yüz otuz sekizde (1922) Ankara’ya gittim. İslâm ordusunun Yunan’a galebesinden neş’e alan ehl-i imânın kuvvetli efkârı içinde, gayet müthiş bir zındıka fikri, içine girmek ve bozmak ve zehirlendirmek için, dessasâne (hile ile) çalıştığını gördüm. ‘Eyvah’ dedim. Bu ejderha, îmanın erkânına ilişecek!” diyerek, Allah’ın varlığını ve birliğini isbat sadedinde çok değerli bir eserini neşrettiğini beyan eder.¹

Ayrıca, milletvekillerinin birçoğunu gaflette görür. Onları gafletten uyarmak için, on maddelik beyannamesini neşreder. 

Bu ikazlardan bazıları:

“Ey mücahidin-i İslâm ve ey ehl-i hal ve akd (zor meseleleri halledenler)!

“Bu fakirin bir meselede on sözünü, birkaç nasihatini dinlemenizi rica ediyorum.

“Şu muzafferiyetteki harikulâde (olağanüstü) nimeti İlâhîye bir şükür ister ki, devam etsin, ziyade olsun. Yoksa, nimet böyle şükür görmezse, gider. Madem ki Kur’ân’ı Allah’ın tevfikiyle düşmanın hücumundan kurtardınız; Kur’ân’ın en sarih (açık) ve en kat’î emri olan salât (namaz) gibi feraizi imtisal etmeniz (emre uymanız) lâzımdır, tâ onun feyzi, böyle harika suretinde üstünüzde tevali ve devam etsin.

“Âlem-i İslâmı mesrur ettiniz (sevindirdiniz) muhabbet ve teveccühünü kazandınız; lâkin, o teveccüh ve muhabbetin idamesi, Şeairi İslâmiyeyi iltizam etmekle (İslâmın emirlerini tatbik etmekle) olur. (….)

“Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatin ruhu olan şahs-ı mânevî (cemaatin meydana getirdiği topluluk ruhu) daha metindir. (….) Harice karşı kazandığınız iyiliği, dahildeki fenalıkla bozmayınız. Bilirsiniz ki ebedî düşmanlarınız ve zıtlarınız ve hasımlarınız İslâmın şeairini (kurallarını) tahrip ediyorlar. Öyle ise zarurî vazifeniz, şeairi ihya ve muhafaza etmektir. Yoksa, şuursuz olarak şuurlu düşmana yardımdır. Şeairde tehavün (önemsememe), zaaf-ı milliyeti gösterir. Zaaf ise, düşmanı tevkif etmez (durdurmaz), teşci eder (cesaretlendirir).”²

YEGÂNE ÇAREMİZ:

Tek bir ifadeyle aslımıza dönmektir. Bin seneden beri bütün dünyaya ahlâk, mâneviyat iyat ve medeniyet sahasında rehberlik etmiş olan öz değerlerimize sahip çıkmak ve eğitim sistemini bu değerlere göre tanzim etmektir. Birçok kötü alışkanlıkların ilkokul seviyesine kadar indiği günümüzde bu şarttır. 

Laiklik ve ilerleme aldatmacasıyla eğitim sistemindeki bu tehlikeli gelişmeyi yine ilk olarak tesbit eden Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri (ra) ta 1940’larda bir müdafaasında şöyle ifade etmiştir:

“ (…..) Evet, hürriyetçilerin (Osmanlı Devleti’nin son zamanlarında iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Partisi idarecilerinin) ahlâk-ı içtimâiyede (toplum ahlâkında) ve dinde ve seciye-i millîyede (dîn ve millî ahlâkta) bir derece lâubâlilik (önemseme, gevşeklik) göstermeleriyle, yirmi-otuz sene sonra dince, ahlâkça, namusça şimdiki vaziyeti göstermediği cihetinden, şimdiki vaziyette de, elli sene sonra bu dindar, mâmuskâr, kahraman seciyeli milletin nesl-i âtisi, (gelecek nesli) seciye-i dîniye ve ahlâk-ı içtimaiye cihetinde, ne şekle gireceğini elbette anlıyorsunuz! ….”3

Bütün bunların yegâne çaresi, gerçek manada millî ahlâkımıza, inancımıza ciddî olarak sahip çıkıp, “Eğitim Sistemimizi” ona göre şekillendirmektir. Yani aslımıza dönüp, öz değerlerimize sahip çıkmaktır. Aksi taktirde, -Allah (cc) korusun- çok korkunç bir akibete duçar oluruz! Fırsat elden gittikten sonra, pişmanlık da para etmez! Zaten dıştaki düşmanların ve onların içimizdeki işbirlikçilerinin (sömürgeci zihniyetin) de gayesi bu değil mi?

NOT: Bütün okuyucularımızın ve üyelerimizin Berat Kandilini tebrik eder, Cenab-ı Allah’dan (c.c.) İslâm Alemi ve İnsanlığa sulh ve huzura vesile olmasını dilerim.

Dipnotlar:

1- Bediüzzaman Said Nursî, Lem’alar, s. 420, Yeni Asya Neşriyat, İst. – 2011). 2- Bediüzzaman Said Nursî, Tarihçe-i Hayat, s. 220, 225, Yeni Asya Neşriyat, İst.–2007. 3- Emirdağ Lâhikası, s. 20, İstanbul–1997. 

Okunma Sayısı: 1681
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı