"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Yaklaşan tedrisat yılı

Naci TEPİR
25 Ağustos 2016, Perşembe
Tatil bitiyor. Yeni Eğitim yılı yaklaşıyor. Yeni eğitim yılına girerken, okul binalarının boya badana ve tamiratlarının yanı sıra elle tutulabilecek ne gibi hazırlıklar var?

Meselâ, daha önceki tedrisat yıllarında görülen eksiklik, aksaklık ve çarpıklıkların giderilmesi için yeni usûl ve projeler geliştirilebildi mi? yoksa, yanlışta ısrar edip, Resmî İdeolojinin inatla sürdürdüğü materyalist düşünceye dayalı, militarist manzaralı sistem mi devam edecek? Eğer öyleyse, yaşasın tatil!

Halbuki, Millî Eğitimimizin Temel Gayesi özetle; şerefli mazimizin, medarı iftihar olaylarını tesirli bir şekilde işleyerek, bunlardan ibret almak ve örnek insan yetiştirmektir. Ayrıca, bin yıldan beri İslâmiyetin bayraktarı olan, dünyanın her tarafına iman, insanlık, adalet ve medeniyet götüren şanlı ecdadımıza yaraşır şekilde birer insan olmaktır. Pekâlâ, bu gün okullarda okuttuğumuz dersler –bilhassa tarih dersi- bu gayeye uyuyor mu? Şerefli mazimize sahip çıkıp, şanlı ecdadımıza yaraşır bir nesil yetiştirebiliyor muyuz? Maalesef hayır! En çarpıcı misallerden sadece biri bu konuyu çok iyi aydınlatır:

BEDİÜZZAMAN SAİD NURSÎ (RA) HADİSESİ:

2. Meşrûtiyetin ilânından (23 Temmuz 1908) biraz önce İstanbul’a geldiğinde, o zamanki basın tarafından “Şarkın yalçın kayalıklarından, bir ateşpare-i zekâ (keskin zekâ) İstanbul afakında tülû etti (İstanbul ufuklarında bir güneş gibi doğdu)”1 şeklinde duyurulan, başta Padişahın, devlet ileri gelenlerinin, bütün ülemanın ve halkın büyük ilgisini çeken Bediüzzaman Said Nursî, Payitaht İstanbul’da bir çok büyük hizmetlere imza atmıştır. O, her kesimde sözü ve hatırı sayılan büyük bir şahsiyetti. Ayrıca, 1. Dünya Savaşında (1914-1918) gönüllü alay komutanı olarak, talebelerinden kurduğu kuvvetlerle Doğu Cephesinde üstün başarılar kazanarak Genel Kurmay Başkanlığı ve halk tarafından büyük taktir görmüştür. Esir düştüğü Rusya’da 2,5 yıl esarette kaldıktan sonra, firar edip, yaya olarak İstanbul’ dönmüş (1918), orduyu temsilen “Darü’l Hikmetü’l İslâmiye’ye (Yüksek İslâm Akademisi)” üye tayin edilerek tekrar büyük hizmetlerde bulunmuştur. Bu sırada İstiklâl Savaşı (1918–1922) başladığı için, Kuvay-ı Milliye’ye (Millî kuvvetlere) büyük yardımları olmuştur. İstanbul’un işgali sırasında, tek başına mücadele ederek, yayınladığı Hutuvat-ı Sitte (Altı Adım) isimli eseriyle, İngilizlerin, halkı ve ülemayı kandırarak devlet aleyhine çevirip ümitsizliğe düşürmelerine karşılık, halkı ve ülemayı aydınlatıp tamamen oyunlarını bozmuştur! Bu yüzden İngiliz genel kurmayı, onun hakkında vur emri çıkartmıştır. Bediüzzaman ise aldırış etmeyerek mücadelesine devam etmiştir.

Bu hizmetlerinden dolayı, Ankara’daki TBMM ileri gelenleri, Başta M. Kemal olarak, bir çok defa Bediüzzaman’ı dâvet etmişlerdir.2 Nihayet Ankara’ya giderek, orada da hizmetlerine devam etmiş ve çok taktir toplamıştır.

Cumhuriyet döneminde yazdığı yaklaşık 6000 sayfalık “Risale-i Nur” eserleriyle sadece Ülkemize ve İslâm dünyasına değil, bütün insanlık âlemine geleceği de içine alan büyük bir hizmet sunmuştur.

Fakat ne yazık ki, bugün eserleri 70’e yakın dünyanın en yaygın dillerine çevrilip (Tarihte bir başka emsalini göremiyoruz!), yüz milyonlarca Müslümanın imanını kuvvetlendiren, milyonlarca da gayrimüslimin Müslüman olmasına sebep olan, tarihte büyük bir yer kaplayan bu harika-i zaman, büyük âlim ve Müceddit Bediüzzaman Said Nursî Hazretleri’nden tarih kitaplarında maalesef hiç bahsedilmemektedir! Çünkü, gerçek tarih değil, ısmarlama tarih okutulmaktadır!

NETİCE-İ KELÂM: Bütün bu gerçeklerin örtbas edilerek, eğitim politikalarının başka siyasî hesaplara dayandırıldığı ülkemizde okullar, büyük ölçüde ahlâksız, terörist, sahtekâr, darbeci ve sair bozuk tipler yetiştiren yuvalar olmaktan kurtulamayacaktır!

Okunma Sayısı: 1689
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı