"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cemaatlerin siyasetle imtihanı

Ömer Faruk ÖZAYDIN
31 Aralık 2017, Pazar
Anadolu coğrafyasında Selçuklular döneminden beri var olan cemaatler; Amasya, Erzurum ve Sivas Kongreleri’yle Kurtuluş Savaşı’na katılmış, Birinci Meclis’te kanaat önderleriyle yola çıkılmışsa da 1925’ten sonra bertaraf edilmişlerdi.

Cumhuriyet döneminde dini dünyadan ayırma kararlılığı cemaatleri sindirmiş, yüz bin âlimin idam edilmeleriyle müthiş bir korku ve tazyikle potansiyel hareketlerin nefes almaları bile kontrol altına alınmıştı.

Medrese, tekke ve zaviyelerin kapanması, Kur’ânsız ve ezansız kalmasıyla fetret dönemi yaşandığı bir devirde Risale-i Nur memleketi baştan başa nurlandırmış, müheyya olan zeminde millet yeniden dinini hatırlamış ve bir cemaatin postunda derin bir nefes almıştı. Zira; “Zaman cemaat zamanıdır. Cemaatın ruhu olan şahs-ı manevî daha metindir ve tenfiz-i ahkâm-ı şer’iyeye daha ziyade muktedirdir.” Şahıs ne kadar dahi de olsa şeriatın hükümlerini tek başına yürütemez.

CEMAATE İNTİSAB SÜRURU

Çocuktunuz.. Tutundunuz sımsıcak baba eline, baktınız güven veren yüzüne, tebessümle ve yürüdünüz neşe ile nereye bile demeden...

Bir cami bahçesinde odalar...

Sizin gibi toplanmış çocuklar...

Hep bir ağızdan; “Bir köy muhtarsız olmaz, sinek kanadından tut tâ semavat kandillerine kadar, Bismillah her hayrın başıdır” ilk aklınızda kalanlar...

Gözleriniz ünsiyette mest-i hayran olmuş. Yüreğiniz, ma’kes bulmanın süruru ile nasıl da unutmuştunuz abilerin müşfik ellerine emanet edilince, babanın ellerini...

Orta-lise derken, sağ-sol çatışmaları içinde gençliğiniz... 

Solcu, Ülkücü, Selâmetçi ve Nurcu...

O zamana kadar bu farkı da bilmiyordunuz, memlekete kargaşa verilmeden dindardı; câmiydi, medreseydi, hepsi bir...

12 Mart Muhtırası ve kamplaşmalar...

Aynen bu vatanda dört parti gibi; CHP, MHP, MSP ve Adalet Partisi...

Siyaset parçalanınca parti gibi cemaat ve tarikatları da öğrendiniz; Süleymancı, Nakşi, Menzil...

Anarşi terör derken; 12 Eylül... Nurculuk da doğum yapıyordu; önce Yazıcılar, Gülen, şimdi de ağabeyler cemaati... Öğreniyordunuz yaşınızla beraber saf tutmayı ve aidiyeti; Yeni Asya cemaati.. 

Aslında herkes bir ve beraberdi de siz orada gözünüzü açmıştınız ana kucağı gibi, giden gidiyordu çok da anlamadan...

Belki de masum ruhlar tercih yapamazdı, bir sebeple buluyordu kendini bir cemaatte, istihdam oluyordu fıtratın gereği dinini, diyânetini...

Zira savrulmak çok kolay bir başına...

Tutunacak dal yoksa bu zamanda, göz gözü görmüyorsa, sert esmede ise rüzgârlar..

Sonra da siz tutmuştunuz ellerini; İbrahimler, Salihler de küçük Saidleri, Bilâlleri, Ömerlerin ellerini...

“Çünkü bir çocuk küçüklüğünde kuvvetli bir ders-i imanî alamazsa, sonra pek zor ve müşkil bir tarzda İslâmiyet ve imanın erkânlarını ruhuna alabilir. Âdeta gayr-ı müslim birisinin İslâmiyeti kabul etmek derecesinde zor oluyor, yabani düşer.”

ALDATICI YILLAR

Cemaat: Cem’ olmak bir araya gelmek, bir gaye ile toplanmak; yönlendirme, örgütlenme yok. Rıza ile; gönül var, iltizam var, bir intisab var cami gibi...

Bir cemaatin yapısını, işleyişini, değer yargılarını, metodik gidişatını beğenmemiş olabilirsiniz ki, orada değilsinizdir. Ancak her cemaat gibi dalâlette olmamak kayd-ı şartıyla dost olursunuz, muhabbet edersiniz, selâmlaşırsınız, vesselâm..

Komşunuzdur, iş arkadaşınızdır, akrabanızdır ya da kız alıp vermişsinizdir, 50 senelik birikim vardır. Siyasî mülâhazalarla bir anda tanımadığınız bir düşman olabilirler mi?

Kaldı ki aynı apartman, aynı okul, aynı iş, aynı akraba, aynı sofra içinde duygusal zekâmız müsaade edermi ki bir “hain”e kucak açalım. (Münafık ise onu bilmek çok kolay değil. Hz. Ömer dahi o keskin feresatiyle bilememiş.)

Ya “bir oyun dönüyor” diyeceğiz, ya da “biz çok safmışız” diyeceğiz. Bu ise mümkün değil;

“S- Nasıl anlayacağız? Biz cahiliz, sizin gibi ehl-i ilmi taklid ederiz.

C- Çendan cahilsiniz, fakat âkılsınız. Hanginizle zebib, yani üzümü paylaşsam, zekâvetiyle bana hile edebilir. Demek cehliniz özür değil...” 

“Aldandık” yukarıdan başlarsa ta en alt tabakayı da içine alır ki, bu gün geldiğimiz nokta budur. Ya 50 senelik dostluğumuzu he- ba etmeyeceğiz ya da siyasîlerin sözünden çıkmayarak aldanmaya devam edeceğiz. Zira aldana aldana âhir zaman hadislerinin tam da hedefi olduk; 

“İnsanlara öyle aldatıcı yıllar gelecek ki, o zaman yalancılar doğrulanacak, doğru sözlüler de yalanlanacaklardır. O zaman hainlere güvenilecek, güvenilir olanlar da ihanetle suçlanacaklardır.” (Taberâni, 233/314)

Okunma Sayısı: 5551
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Ömer faruk özaydın

    31.12.2017 21:24:11

    Okuyucularımıza teşekkürler. Yazıları beğenmek bir tarafa, fikri bir duruşu destekledikleri ve birbirimizin kulağıyla işitmek, birbirinin gözüyle görmek olan tefani sırrında tam bir havuzu kazandıkları için. Tebrikler cemaatimizi.Rabbim ayırmasın

  • Gündüz Alp-3

    31.12.2017 19:23:28

    "Cemaatlerin siyasetle imtihanı"ndan yüz akıyla çıkan Yeni Asya ve camiasını hem takdir ve tebrik hem teşekkür ve dua ediyoruz. Zira pek çok kimsenin "susma hakkını(!)" kullandığı şu zulümlü ve antidemokratik süreçte Yeni Asya, mânâ, muhteva ve fiiliyle hakiki bir Nur Cemaati olduğunu göstermiştir. Sair Nurcu kardeşler, "siyasete temas etmeden(!)" siyasal İslâmcıları mümin kardeşlerine tercih ederek, "dindar iktidar" argümanıyla destek verdiklerini hepimiz biliyoruz. Peki netice ne oldu? Dindarlığın içi boşaltıldı. Maneviyat öyle tahrip edildi ki insanların "böyle dindarlığın da..." ve "böyle Müslümanlığın da..." hatta "Müslümanlık bu ise..." dediklerine şahit oluyoruz. Zulüm derecesinde mağduriyetlerin yaşandığı şu "aldatıcı yıllar"ın imtihanı "aldatmak" üzerinden cereyan ediyor. Siyaset; menfi ve menfaatçi, düsturları da merhametsiz olunca pek tabii olarak "aldatmak" da onun "mütemmim cüz'ü" oluyor!!

  • Gündüz Alp-2

    31.12.2017 18:48:40

    Hadisteki beyan buyrulan "aldatıcı yıllar"ı maalesef Siyasal İslamcıların 16'ıncı yılına giren ve "ustalık" dedikleri dönemde yaşıyoruz. Vâ esefâ! Ülke hukukun üstünlüğü, adalet ve hürriyetçi demokrasi ekseninden kaydı tek adamlık limanına demir attı. Vahim gidişat dolayısıyla istikbalden endişe taşıyoruz. Hak ve Adalet Platformunun kapsamlı OHAL/KHK raporunu zahmet edip web sitesinden okuyanlar açıkça göreceklerdir ki, 15 Temmuz darbe girişimi bahanesiyle 20 Temmuz'da başlatılan OHAL ve KHK dönemi bize olayın "perde arkasını" anlatıyor. Başta "dindar iktidar" diyerek koşulsuz biat-itaatle destek verenler olmak üzere herkes derecesine göre imtihandadır. En acı olanı ise Nur'lardan "zulme rıza zulümdür" "iman hem nurdur hem kuvvettir" "ekmeksiz yaşarım hürriyetsiz yaşayamam" "zalimler için yaşaşın cehennem" gibi dersleri kitlelere verdikleri halde kendileri buna muhalefet eden bir kısım Nurcu kardeşlerdir. Acaba onları iktidara itaat-biat, hak ve hakikate muhalefet ettiren nedir?

  • Gündüz Alp

    31.12.2017 18:22:27

    Resûl-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm Efendimiz'in beyan buyurduğu hali aynen yaşıyoruz. Hak ve hakikat ter yüz edilmiş vaziyette. Yalancılar doğru, doğrular yalancı.Hainler emin insan, emin insanlar da hain (darbeci ve terörist). "Dindar iktidar" döneminde ülkemiz ve insanımız bu utanç verici hâle düşmemeliydi. İtham edilen cemaatten onlarca dostumuz, arkadaşımız, yakınımız var. Ve her şahs- manevi içinde kötüler ve kötü niyetliler olabilir. "Beşer şaşar" derler. Kanunun suç saydığı fiili işleyen varsa onun cemaat ve tarikatına bakılmaz. Suçluyu tespit etmek ve kanunda belirtilen cezayı vermek Yargının vazifesidir. Hiç bir kurum ve kuruluş, kendini yargının yerine koyarak, toplumun bir kesimini suçlu ilan edemez, yargılayamaz, ceza kesemez. Hakikat bu iken en başta siyasal İslamcı iktidar ve yandaş medya yargı rolüne soyundular. Kontrol altındaki medya vasıtasıyla algı operasyonu yapılarak kitleler hem "kandırıldı" hem de korku ve baskı iklimi oluşturuldu.

  • Hasan unlu

    31.12.2017 16:13:13

    Allah binkerre razi olsun. Musluman mislumanin kardesidir. Hem Nurcular dahi, metot ve sistemlerinde ayrilik olsada nihayetinde kardesdirler. Degilmiki hepsi Beduuzzamani ustad kabul etsin daha ne. Allah basta yeni asya camiasi olmak uzere bu zor surecte Adalet ve Hakkin yaninda durabilen ve asil korkulmasi gereken yanlizca Allahtir diyerek Hakki haykiranlardan Razi olsun, birinizi bin yapsin, ayaginiza tas degdirmesin ve firdevsiyle mukabele etsin.

  • Demokrat

    31.12.2017 11:44:34

    Beni en çok üzen Nurcu geçinenlerin hala biat ve takiyyeye sığınıp siyasal dincilere dayanak olması ve vesileyle temiz insanları kendi ikballerine alet etmesi.Oysa hiçbir şahıs gücüne eyvallah etmeyen Bediüzzaman,demokrasi ve cumhuriyet için;hak hukuk ve adalet için ne bedeller ödedi.Ayrılanlara-özellikle de en akil ve zeki geçinenlere-sorun bakalım neden ayrıldıklarını:cevap,kem küm...yok ki başka söyleyecekleri...

  • Abdullah TUNÇ

    31.12.2017 10:49:16

    Taberani'den nakledilen bu hadisi şerif bu zamanımızı tam tarif ediyor. Bu siyaset,kardeşlik denkleminde olan olan iftirakları hafife almamak gerekiyor.Bu çok ciddi bir meseledir.Bunlar elli yıldan beri tekrarlanan tekrarlanan Bugüne kadar enine boyuna bu konu ele alınıp incelenmemiş,araştırılmamıştır.Gerekli Tahşidat yapılmamıştır.Hangi noktalarda bu ihtilaflar oluyor,fertler hangi noktalarda vuruluyor,kandırılıyor,saptırılıyor.Hangi duygular iğfal ediliyor ki; kırk elli yıllık geçmişini hizmetlerini,dava arkadaşlarını gözden çıkarıp,tersine hareket edebiliyor?Bugün olmasa da ileride bu meselelerin en ince noktasına kadar araştırılıp,sebeplerinin bulunup, hal çarelerinin mutlaka ortaya konması gerekiyor..

  • Zeynep Güneş

    31.12.2017 06:58:50

    Evet..Vicdan ve akıl izan sahibi bildiğimiz insanlar, değil 50 yıllık dostluklarını, sütüyle besleyip büyüttüğü evlatlarını hainlikle suçladılar..Bunu gördük evet. Halbuki o evlatlar vatan,millet, bayrak sevdası ve imanlı nesil derdinden başka birşey bilmiyorlardı. . Son paragrafınızla anlıyoruz ki bunlar yaşanacakmış.Her dönemdeki imtihan bu dönemde epey kılık değiştirmiş ama gene imtihan gene imtihan. . Allah yanlışa düşürmesin Ses soluk oldunuz böyle bir zamanda. Yazılarınızı minnetle okuyorum. En güzel tutunacak dal oldunuz risalelerden sonra Her kaleme aldığınız beni yatıştırıp gönlümü mutmain ediyor. İyi ki varsınız diyorum Allah razı olsun Allah razı olsun. ..

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı