"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Karakolda doğru söyler mahkemede şaşar

Ömer Faruk ÖZAYDIN
06 Kasım 2016, Pazar
Risale-i Nur’ları tekelleştirmek isteyen zihniyet, önce Kültür Bakanlığı’na sonra gelen baskılar karşısında Diyânet’e bağlayıp istediği yayınevlerine izin vermek istemesi AYM’den dönünce, 666 gün sonra bandrol verilmiş oldu.

Dostlarımız bu düzenlemenin Risale-i Nur’ları tahrifattan kurtarmak gayesiyle yapılmak istendiğini, Yeni Asya’nın ise  karşı çıkmasının siyasî olduğuna dair iftiralar atarak tekelleştirmeye destek verdiler.

Gerekçe olarak da bir kısım ağabeylerin desteğini ve hükûmetin Nur’lara dost olduğunu ileri sürüyorlardı. 

Öyle ki Diyanet eliyle bastırılan Risaleleri Üstadımızın bir müjdesi olarak gösteriyor(ki doğrudur) dolayısıyla karşı çıkmamıza mana veremiyorlardı.

Biz ise Risale-i Nur’lar umumun malıdır, orijinaline sadık kalmak şartıyla herkes bastırabilir, tekelleşmenin kötü emellere âlet edilebileceğine ve hukuka aykırı olduğunu söylüyorduk. 

Gariptir ki dindar bir iktidar Nur’ları tekelleştirmek istiyor, senelerce Müellif-i muhteremine ve talebelerine türlü türlü işkence hapis ve eziyetlerle beraber kitapları suç unsuruymuş gibi toplayan ve yasaklattırmak isteyen CHP eliyle de kitaplar tekelleştiremez diye AYM’ye götürülüyordu. 

Yeni Asya’nın hukuk mücadelesi ile birlikte bu yanlıştan dönüldü ve Nur’lar hürriyetine kavuşmuş oldu.

Serbestiyetle beraber bizim haklılığımız ortaya çıkınca dostlarımız sessizliğe büründüler. Ancak yine de icrayı Nur’lara dost gösterme çabaları kesilmedi.

Afişlerle ilanât mı desek, siyasî ifadelerin arasına vecizeler sıkıştırmak mı desek, cumhuriyet resepsiyonunda ağabeylere hoşâmedi mi desek, boy boy siyasilerle çekilmiş resimleri servis ederek algılar mı desek, her türlü zeminde Nur ve Nurcularla görüntüler dostları memnun ederken, Yeni Asya’nın mesafeli duruşu kıskançlık olarak nitelendirildi.

MİNBERDEN NUR’LARA BEL ALTI (HÜCUM)

Geçen hafta yolumuz gurbetten sılaya düşünce; memlekette bir Cum’a namazı kılma sevinciyle bir mescitte diz çöktük. 

Gazetelerde de çıkan hutbede; “İslâm kaynaklarında Cibril hadisi diye bilinen bu hadis, bize İslâmın şartlarını, imanın esaslarını, ahlâkın ilkelerini açık bir şekilde göstermiştir. Buna göre İslâm, açık, net, sade, arı, duru ve berraktır. Bu kadar açık hükümler varken, elde Kur’ân gibi bâkî bir hakikat bulunuyorken, Yüce Dinimiz İslâmı; sır, gizem, rüya, keşif, kerametler ve gelecek tasavvurları üzerine bina etmeye kalkışmak asla kabul edilemez.”

İlk bakışta Kur’ân ve hadis destekli bu hutbe masummuş gibi görünse de git-gide “şapka düştü kel göründü” nev’inden asıl verilmek istenen mesaj ortaya çıkıyordu.

Hutbenin bir diğer skandal metni de “Önümüzde Peygamberimiz (asm) gibi büyük bir rehber varken, kurtarıcı beklentileri içerisinde, kıyamet alâmetleri üzerinden bir din ihdas etmek asla kabul edilemez”  ifadeleri olarak değerlendirildi.

Tut kelin perçeminden. Neresini te’vil edeceksin? 

Bir taraftan Nur’ları neşredeceksin diğer taraftan 5. Şuâ gibi ahir zaman hadisatını ve yüzlerce sahih hadisleri yok sayacaksın. Bu ne yaman çelişkidir. Bu kasıt değil de nedir?

Pekala 5. Şuâ niçin yazıldı?

“Bir kısım zahirî ülemalar, o rivayet ve hadîslerin zahirine bakıp şüpheye düşmüşler. Veya sıhhatini inkâr edip veya hurafevari bir mana verip âdeta muhal bir sureti bekler bir tarzda, avam-ı müslimîne zarar verirler. Mülhidler ise, bu gibi zahirce akıldan çok uzak hadîsleri serrişte ederek, hakaik-i İslâmiyeye tezyifkârane bakıp taarruz ediyorlar. Risale-i Nur, bu gibi ehadîs-i müteşabihenin hakikî tevillerini Kur’ân feyziyle göstermiş.”

İşte bu bunun gibi Risaleler avam-ı mü’mini şübe- hattan ve hurafeden kurtarmak için yazılmış. Risale-i Nur sadece enfüsî derslerden ibaret olsaydı bu kadar dağılmışlık olmazdı. Aynen Resul-i Ekrem’in (asm) Hz. Ali’ye “Ben Kur’ân’ın nüzulü için savaştım sen de yorumu için savaşacaksın” dediği gibi iş gelip tahkik ve tedkik noktasına dayandığında dananın kuyruğu kopuyor.

Madem Risale-i Nur ahir zamanda gelmiş, eğer kendi zamanını by-pass ederseniz kendi ayağınıza kurşun sıkmış olursunuz. 

Risale-i Nur’un hiçbir kelimesi devre dışı bırakılamaz.

Bu mevzunun Şerh-izah-tanzimini başka yazılara havale edelim inşaallah.

Okunma Sayısı: 2582
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Şemsettin güher

    6.11.2016 14:44:10

    Muhterem abi risalei nura vukufiyetiniz takdire şayan risalaler elbette umumun malıdır herkesin istifadesine açıktır. Risalei nur talebelerinin bu kadar çok farklı düşünmesi bu eserlerin çok zengin manaları ihtiva etmesi ve her fıtrata hitap edebilmesidir. Risalei nurun hususi derslerini umuma şamilmiş gibi göstermek avamı müminine zarar verir. Hele şöyle bir zamanda ülkemiz büyük bir faciadan dönmüştür bu facianın beslendiği mecra da mehdilik ve mesihi yaklaşımdır. Hal böyle iken üstadımızın mutlak vekiĺlerine de durumun izahı gerekmektedir. Süreç son derece hassastır. Kamu oyunu ve hukumeti sağlam bilgilendirmek gerekir yoksa abilerin o insanlara yaklaşıp ta bir beklenti içinde olduklarını düşünmek çok doğru degildir bu hutbe de umuma verilmiş bir derstir bunun sağlam anlaşılması için telvihatı tisaya da iyi bakıp değerlendirmek gerekir sayğılarmla

  • CESUR ADAM

    6.11.2016 08:21:03

    Allah razı olsun.Çok önemli bir hususa dikkat çekerek,nazarlara veriyorsunuz.AKP ile İŞİD benzeri bozguncuların silahsız amma daha fasık,daha fitneci ve bölücü fikir sahipleri altın çağını yaşıyorlar. YOLSUZLUK ,HIRSIZLIK DEĞİLDİR, gibi garaip söz sahibi aklı kıt,fikri sapıkların din uleması gösterildiği yerde AZİZ ÜSTADIMIZIN'PUT KIRDIM İFADESİNİ,Diyanet yayınlarında POT KIRDIM,yazılarak tahribatını görmezden gelen yada akla ziyan şekilde tevil eden ahmak risale bakıcıları (okuyan bunu asla kabul edemez)nın olduğu bir zamandayız. CUMHURİYET RESEPSİYO nunda görünenlerin zalimin zulmünede ortaklık ettiklerinin farkına varmalarını diliyorum.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı