"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Bediüzzaman göçtü...

Orhan ALAGÖZ
23 Mart 2020, Pazartesi

“Tabutun hakka yürüdüğü an,

Nasıl yıkılmadı şu koca cihan…

Ağla ey gözüm, yan ey yüreğim!..

Bir karanlık oldu,

Sanki zaman göçtü..

Bu dünyadan,

Hazreti Bediüzzaman göçtü. ’’

(Hasan Şen)

Böyle anlatmıştı, Bediüzzaman Said Nursi’nin bu fani dünyadan baki aleme gidişini, şair Hasan Şen, ağabey..

Tarih, 23 Mart 1960. Ve 23 mart 2020… 60 yıl öncesiydi, aramızdan ayrılışı, Bediüzzaman Said Nursi’nin. Tam altmış yıl geçti.

Bu altmış yıl zarfında, yaşadığımız şu coğrafyada, ne fırtınalar, ne tipiler, ne boranlar esti. Sağlığında ona yapılan zulümler, vefatının arkasından da devam etti.. Sağlığında hapishaneler, sürgünler yetmedi, vefatından sonrada kabri parçalanarak zulme devam edildi. O da yetmedi, ardından, bir sahife, bir kitap okudu diye, nice masum insanlar, mahkeme koridorların da, hapishane köşelerinde olmadık işkencelere maruz bırakıldı.

Bu zaman sürecinde, zalimlerin zulmü devam ederken, nice yıkılmaz denilen cebarrutlar da yerle bir oldu. Adları, şanları, makam ve mevkileriyle beraber tarihin çöplüğünde yer alırken, Bediüzzaman ve onun fikirleri ulu bir çınar gibi boy attı. Yaktığı iman ateşi, gönülleri tutuşturarak, bir çığ gibi dünyanın dört bir yanında ‘’iman’’ meşalesini tutuşturulmasına vesile oldu…

Bediüzzaman; vatan sathınına yerleştirilmek istenilen, imansızlık ateşinin yakıldığı o devrede, kararan gönüllere yeni bir umut ,daralan kalplere bir inşirah oldu.

O, maddeden aramızdan ayrılalı altmış yıl olmasına rağmen, hala hizmetinin başında alemi tenvir etmeye devam etmektedir….

O’nu, dirisinde de, ölüsünde de, kim yok saymak istemişse, kendisi yok olup gitmiştir. O ise, ortaya koyduğu binlerce sayfalık eseriyle hala ayakta olduğunu, hizmetinin başında olduğunu tüm dünyaya eserleriyle göstermiş, ve ispat etmiş ve etmektedir..

Dün, ortaya koyduğu Risale-i Nurlarla , Materyalist gönüllere, iman nurunu yerleştirmek suretiyle ümmetin kurtuluş reçetesi olmuş, bu günde, o Eserlerin dilden dile çevrilmek suretiyle, dünyanın dört bir yanındaki imana muhtaç gönüllere ulaşmıştır…

Bediüzzaman, eserleriyle, hizmetleriyle varlığını manen sürdüren müstesna şahsiyetlerden biridir. O her daim muhtaç gönüllere ulaşarak, kanayan yaralara merhem olmaktadır…

O’nu en güzel anlatan, altı bin sayfayı aşan nur külliyatıdır. Milyonlarca insanın ebedi saadetine ,o külliyat köprü olmuş, o nurlar sayesinde zulümatlardan kurtulmuşlardır.

Bediüzzaman, bir fedakarlık sembolüdür.

Milletin imanının kurtulması için bin bir türlü sıkıntıyı gönüllü göğüslemiş; zindanları barınak, mahkemeleri istasyon, gurbetleri diyar edinmiş bir mücahiddir. Bedüzzaman, zorun adamıydı. Nice inkılaplar görmüş insanlık tarihi, Asr-ı Saadetten sonra en büyük manevi inkılabı onun sayesinde gerçekleştirmiştir. Bu inkılap ülkeler fethetmekten daha zor olan ruh ve kalplerin fethine yönelik bir inkılabtır, o duyguları müsbete kanalize etmede ender rastlanan bir başarı elde etmiştir.

Bediüzzaman, korkunun dağa taşa sindiği, Kur’an’ın ‘’çöl kanunu’’ denilip, bir kenara itildiği, İslami düşünceye ‘’köhnemiş zihniyet’’ diyerek savaş açıldığı , dini bir fıkranın dahi anlatılmasının küçük bir dini bir fideliğin dahi yetiştirilmesine tahammül edilmediği bir dönemde, İslamın hakikatlerini en yüksek perdeden haykırabilmiş, kelle koltukta mücadele vermiş bir cesaret abidesidir.

Günübirlik değişen gündemlere rağmen o her zaman gündemdeydi ve kendini düşmanlarınada kabul ettirmiş bir kahramandı.

Zulüm ve çilelere maruz kaldığı halde, inandığı ve savunduğu hakikatlerden en küçük bir taviz vermeyen, ‘’konuşan yalnız hakikattir’’ deyip, hakkın yüceliği güçlülüğü ve yenilmezliğini dost ve düşmana kabul ettirmiş tarihte eşine ender rastlanan simalardan birisi olmuştur…

Evet, biz onu altmış yıl değil, yüzaltmış yıl da geçse büyük bir saygıyla rahmetle anacağız. Bıraktığı eserleri okuyup , önce kendi nefsimizi, sonrada ulaşabilecek herkese ulaştırıp okumasına vesile olacağız.

Ey Koca Üstad! Sen kabrinde rahat uyu. Çünkü ektiğin nur tohumları filizlendi, meyveye durdu…

Okunma Sayısı: 1910
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı