"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Antidemokratik uygulamaları yapan da bir gün hesabını verecek

25 Aralık 2014, Perşembe 18:47
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Milletvekili Mahmut Tanal, özgür medyaya operasyon kapsamında tutuklanan Samanyolu Televizyonu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’yı ziyaret etti.

 

Tanal, “Hidayet Bey’in fiziki anlamda bedenini hapsedebilirler ama onun özgürlük düşüncesini, demokrasi düşüncesini hapsedemezler. Herkese selamları var. Bundan ötesi Silivri’den çıkıştır. Bu antidemokratik uygulamaları yapan da günün birinde hesaplarını verecektir.” dedi. 

CHP Milletvekili Mahmut Tanal, 14 Aralık’ta medyaya yönelik operasyonla tutuklanan Hidayet Karaca’yı Silivri’de ziyaret etti. Karaca’nın haksız yere tutuklandığına dikkat çeken Tanal, “Aslında şuanda cezaevinde bulunan basındır, demokrasidir, insan haklarıdır, özgürlüklerdir, halkın öğrenme ve bilgi edinme hakkının baskı altına alınmasıdır. Tüm dünyada basının görevi nedir? Parlamentoda iktidarları muhalefet partileri denetliyor. Aynı zamanda iktidarları basın da denetler. Çünkü basının bir görevi iktidarları bir dengeleme ve frenleme mekanizmasını görür. İktidarların denetlenmediği, frenlenmediği ülkelerde dikta rejimlerine doğru gidilir ki onla ne yapılır mümkün olduğu kadar basın susturulmaya çalışılır. Burada Hidayet Bey bedensel anlamda cezaevinin içinde bulunabilir, fiziki anlamda bedenini hapsedebilirler ama onun özgürlük düşüncesini, demokrasi düşüncesini hapsedemezler. Herkese selamları var. Bundan ötesi Silivri’den çıkıştır. Bu antidemokratik uygulamaları yapan da günün birinde hesaplarını verecektir.” diye konuştu. 

‘KURT KUZUYU YEMEYE KARAR VERMİŞ’ 

Gazetecilerin sorularını da cevaplayan Tanal, “Karaca'nın tutuklanmasına gerekçe gösterilen suçlama senaryo ve dizideki bir bölüm. Siz de bir hukukçusunuz, bu gerçekten tutuklanmayı gerektiren bir durum mu? Şeklindeki soruya, “Bu gerçekten vahim bir durum. Bu dizi ve senaryo 2009 yılına ait. O zaman 2009 öncesi ve 2009 sonrası dizi yapan sanatçılara, tüm sanatseverlere bir gözdağıdır aslında. Bu şunu gösteriyor, bundan öncekiler de her an için soruşturma konusu yapılabilir ve yapmışlardır da ellerinin altındadır bundan sonrakiler de aynı şekilde. Sorun burada aslında dizi değil, senaryo sorunu değil. Su aşağı doğru akıyor, kurt kuzuyu yemeye karar vermiş. Kuzu aşağıda, kurt yukarıda. Netice itibarı ile Kurt kuzuya diyor ki 'sen benim suyumu bulandırıyorsun kuzu kardeş.' Kuzu kardeş de diyor ki 'Ben aşağıdayım. Nehir aşağı doğru akıyor, benim senin suyunu kirletmem mümkün değil.' diyor. Bunlar da bir sefer basını susturma kararı vermişler, basını korkutma kararı vermişler. Şimdi dikkat eder misiniz Türkiye'de işverenlerin hepsi baskı altında konuşamıyor, sivil toplum örgütleri baskı altında konuşamıyor. Basında da zaten kaç grup var. Şuanda konuşan Samanyolu, Bugün TV, gazetelerden Zaman Gazetesi, Bugün Gazetesi, Sözcü gazetesi, Birgün gazetesi, Yurt gazetesi, Evrensel Gazetesi konuşuyor. Bunun dışındaki diğer gazetelerin hepsi susturulmuş durumda veyahut ta iktidardan yana yandaşlığını belirterek havuz medyasında besleniyor.” 

‘YOLSUZLUK AFİŞLERİNİN POLİS ZORUYLA İNDİRİLMESİ DEMOKRASİYE DARBEDİR’

“CHP, MHP gibi partilerin binalarından afişlerin indirilmesi, sulh ceza hakimliklerinin parti binalarıyla ilgili arama kararı vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?” sorusuna cevap veren Tanal, şöyle konuştu: “Bu çok vahim bir durum. Bu şunu gösteriyor. Rüşvet ve yolsuzluk haftasıyla ilgili muhalefet partilerinin kendi binalarına bazı afişleri asması ve afişlerin polis zoruyla indirilmesi bu demokrasiye yapılan bir darbe aslında. Bu şunu gösteriyor. Siz bir kurbağayı sıcak bir suya koyarsanız haşlanır ve ölür, ama kurbağayı direkmen sıcak suya koymazsanız, ılık sudan derecesini yavaş yavaş ısıtırsanız, alıştırırsınız. Şuanda aslında Türkiye'de aslında dikta rejiminde yapılmak istenilen bu. Yani direk men siyasi partilere baskı yapamıyorlar. Bu şekliyle yavaş yavaş, alıştıra alıştıra bunu yapıyorlar. Bu hakikaten demokrasiye yapılan bir darbedir. Bu kabul edilebilir bir durum değil.”

‘ÇOK PARTİLİ REJİMDEN TEK PARTİLİ REJİME GİDİLİYOR’

Basının susturulmasının özgürlüklerin susturulması anlamına geldiğini belirten Tanal, “Biz ne diyoruz özgürlükler her şeyin panzehridir, ilacıdır diyoruz. Eğer bir ülkede özgürlük yoksa o ülkede demokrasi yoktur, basın yoksa o ülkede demokrasi yoktur. Burada aslında basına yapılan bir darbedir. Vurgulanması gereken konu, Hidayet Karaca, Samanyolu, Bugün TV, Mahmut Tanal, siz veya bir başkası değil. Sorun burada demokrasiye bir darbe yapılmıştır, basına bir darbe yapılmıştır, özgürlüklere bir darbe yapılmıştır.” diye konuştu. 

Tek partili döneme dikkat çeken Tanal, “1950 yılında tek partili dönemde de dikkat edilirse yine aynı şekilde basına yönelik cezalar artırılmıştır, soruşturulmaya çalışılmıştır. 1950 yılına kadar o dönemde tek parti vardı, tek partili dönemden çok partili rejime gidildi. Bugün dikkat edilirse çok partili rejimden tek partili rejime gidiliyor. Bu gidişat kabul edilebilir bir gidişat değil.” ifadelerini kullandı. 

Etiketler: demoraksi, darbe, basın
Okunma Sayısı: 1264
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı