Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Artık bu ülkede hangi örgüte mensup olursa olsun hiçbir teröriste rahat yoktur. Ya girdikleri bu yanlış yoldan geri dönüp teslim olacaklar ya da bu toprakları terk edip gidecekler." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 15 Temmuz Demokrasi Şehitleri Parkı'nda düzenlenen toplu açılış törenindeki konuşmasında, Mardinlilerin açılan çukurlar ve kazılan hendekler nedeniyle çok çileler çektiğini belirtti.
"Açılan o çukurlar ve hendekler, benim buralardaki Kürt kardeşlerime, Arap kardeşlerimize reva mıydı? Buralardaki Süryani kardeşlerime reva mıydı? Ama acımasızca bunu yaptılar. Utanmadan, sıkılmadan da adam gibi dolaşmaya kalkıyorlar." diyen Erdoğan, alandakilere "16 Nisan'da bunu hesabını sormaya var mıyız?" sorusunu yöneltti. Alandaki vatandaşlar Erdoğan'a "evet" karşılığını verdi.
"Onlar maalesef bombaları patlattılar, çukurları açtılar"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Hiçbir vatandaşımızı ne terör örgütünün, ne de onların oyuncağı haline gelen siyasi uzantıların insafına terk etmeyeceğiz. Halkın kendilerine açtığı krediyi, iradelerini, götürüp örgütün çapulcularına teslim ederek heba edenlerin artık hiç kimseye söyleyecek sözleri kalmamıştır. Devletimizle sizlerin arasına ne olur kimsenin girmesine izin vermeyiniz. Bundan sonra muhatabımız sadece ve sadece millettir, sizsiniz. Biz çözüm süreci başlattık mı? Başlattık. Ama anlamadılar, onlar maalesef bombaları patlattılar, çukurları açtılar." dedi.
Erdoğan, "Buradan Mardin'den, bölgedeki ve ülkemizdeki tüm kardeşlerime sesleniyorum. Niçin 'evet' demeniz gerektiğini merak ediyorsanız, dönüp kimlerin 'hayır' dediğine bakın. Kim 'hayır' diyor, İmralı 'hayır' diyor. Kim 'hayır' diyor, Kandil 'hayır' diyor. Kim 'hayır' diyor, Pensilvanya 'hayır' diyor. Kim 'hayır' diyor, DEAŞ, 'hayır' diyor. Öyleyse, biz istikamet üzereyiz, demek ki doğru yoldayız. Başka bir şey anlatmaya gerek var mı? Bugüne kadar Türkiye'ye en küçük bir faydası dokunmamış, tam tersine hep ayağımıza çelme takmaya çalışanlar eğer karşı çıkıyorsa, bu değişimin milletimizin lehine olduğu çok açık." diye konuştu.
'HAYIR ÇADIRINA GİRDİM'
Hayır çadırına girdim. Niye 'Hayır' diyorsunuz dedim. Daha çağdaş bir Türkiye'de yaşamak için dediler. Oradan da Yavuz Sultan Selim Köprüsü gözüküyor. 'Adını neden Yavuz Selim koydunuz, neden Recep Tayyip Erdoğan koymadınız' dedi. Alçak gönüllük yaptık işte, fena mı?
Osmanlı'da 18 milyon kilometre kareye hükmeden Yavuz'un ismi o köprüye konulmaz mı? Biz 'Hayır'a saygı duyuyoruz, siz de 'Evet'e saygı duyun dedim.
Konuyla ilgili benzer içerikler:
Şer cephesi = Hayır cephesi!
Önce şunu tesbit edelim: Bu referandumda önümüze konanlar 2010 referandumundaki gibi “yetmez ama evet” demeye uygun değil.
Zira “sistemde iyileştirme” yapılmıyor. Dolayısıyla “ülkemiz daha iyisine layık, ama eh, mecbur kaldık madem, şimdilik bu eksik değişiklikle idare edelim” denilemez. Aksine, riskleri çok yüksek olan bir sistem değişikliği ve hatta bir anlamıyla “rejim değişikliği” yapılıyor.
Başlığa gelince; cepheleşmeye ve cepheleştirmeye karşıyız. Siyaset savaş değildir ve hiç birimiz cephede değiliz. Bize “şer cephesindesiniz” diyenlere de bunu söyleye geldik.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/ahmet-battal/ser-cephesi-hayir-cephesi_427502
HAYIRcılar ‘terör yandaşı’ mı?
Seçimler, referandumlar, demokrasinin bir lâzımıdır, gereğidir, vazgeçilmez şartıdır.
Seçim veya referandumun yapılma şekli ise, ilgili ülkenin hukuk, adâlet, hürriyet ve demokratlık seviyesini yansıtır; yani, bir nevi gösterge mahiyeti taşır.
Aynı ölçü, şüphesiz Türkiye için de geçerli. O halde, bakalım Türkiye’mizde durum nedir, ne değildir.
Devamını okumak için tıklayınız:
http://www.yeniasya.com.tr/m-latif-salihoglu/hayircilar-teror-yandasi-mi_426272
AA