"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Cumhuriyet

Raşit YÜCEL
25 Ekim 2017, Çarşamba
Birkaç gün sonra Cumhuriyet Bayramı kutlanacak. Ülke tarihi açısından bu idarî sistem önemli mihenk taşıdır.

29 Ekimde toplanan Türkiye Büyük Millet Meclisi önemli bir gündem ile toplanır.

Ve, Cumhuriyet idaresi kabul edilir. Osmanlı hanedanı yurt dışına sürülür.

Söğüt’te kurulan ve milyonlarca gazinin ve şehitlerin kanı ve ter döktüğü Osmanlı devleti tarihteki yerini alır.

Ve, 29 Ekim Cumhuriyet Bayram olarak ilân edilir.

Buhari şerifler ve hatimler okunarak bu hayırlı teşebbüs için duâlar edilir.

“Aldatmakla iş gören” şahıslar tek partili ve tek adamlı bir idareye hakim olurlar.

Bediüzzaman Ankara’ya teşrif ettiğinde bu hareketin sinsi bir yapılanma olduğunu fark eder .

Ve, on maddelik bir genelge yayınlar.

Böyle bir inkılâbın “Temellerinin sağlam olmasını“ tavsiye eder.

Namazın ehemmiyetini hatırlatır.

Bunun üzerine, namaz kılan milletvekillerinin adedine altmış milletvekili eklenir.

Bu durum reisi oldukça rahatsız etmiştir.

Ve şöyle bir mukabele de bulunur:

“Sizin gibi kahraman bir hoca bize lâzımdır. Sizi yüksek fikirlerinizden istifade etmek için buraya çağırdık, geldiniz en evvel namaza dair şeyler yazdınız. Aramıza ihtilâf verdiniz” der.

Divan-ı riyasette elli–altmış milletvekilinin olduğu bir ortamda, birkaç makul cevabı verdikten sonra, şiddetle ve hiddetle, Bediüzzaman iki parmağını reise uzatarak:

“Paşa, paşa! İslâmiyette imandan sonra en yüksek hakikat namazdır, namaz kılmayan haindir, hainin hükmü merduttur” der.

Fakat paşa tarziye verir, ilişemez.

Bediüzzaman’ın bu on maddelik beyannamede dikkate arz ettiği ve bu gün PKK gibi bir örgütün adeta başımıza belâ olacağını hissederek şöyle demiştir:

“Şarkı (doğuyu) intibaha getirdiniz, fıtratına muvafık bir cereyan veriniz” diyerek önemli noktaya parmak basmıştır.

Fakat Ankara’dakilerin hareketi Lozan’dakilerin tekliflerine uygun olduğundan Cumhuriyet isim ve resimden ibaret kalmıştır.

Hilâfet kaldırılmış, harf inkılâbı, şapka inkılâbı gibi çeşitli inkılâplar yapılmış, Ayasofya ibadete kapatılmış, medreseler, dergâhlar ve tekkeler kapatılmış, ezan ve din eğitimi yasaklanmıştır.

Şiddetle ve baskı ile istiklâl mahkemelerinde ve münferit ve toplu imhalar ile yüz binden fazla insanımız telef edilmiştir.

Bediüzzaman defalarca zehirletilmiş, sürgünler ve mahkemelerle ömrü geçmiştir.

Ancak Demokrat idarenin başa geçmesi ile millet kısmen nefes almıştır.

Halen tam ve hakikî bir Cumhuriyet rejimine kavuşamadık.

Ama, gelecekten ümitliyiz.

Üstadımızın dediği gibi: “İnşallah o  demokratlar istibdad-ı mutlakı kaldırıp, tam bir hürriyeti şeri’yeye vesile olacaklar.” 

Müjdesine bütün kalbimizle inanıyoruz.

Okunma Sayısı: 2756
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı