Hukukta eşitlik, en fazla ihtiyaç duyulan bir gerçektir. Çevremizden duyduklarımız ve şahit olduklarımızla, hukukta bazı ihlâllerin yanlışlıkların olduğu bir vakıadır.
Aslı ve astarı olmayan yalan ihbarlar ile bir çok insan mağdur durumdadır.
Bir caninin yüzünden binler masumun hukukuna tecavüz etmek adaletin ters döndürülmesine vesile olur.
Kiminin şeref ve haysiyeti,
Kiminin aile ve akraba saadeti mahvedilmektedir.
Bu tedirginlik, 15 Temmuzdan sonra bir çok medya kuruluşu tarafından dile getirildi.
Ama korkulan başa geldi ve geliyor.
Olağanüstü halin başta bir-ay gibi kısa bir zamanda kaldırılacağını ifade eden yetkililer, bu halin bir yıl bile sürebileceğini dile getiriyorlar.
Adalet çok önemlidir.
Hırs ile, gayz ile, zulüm ile lekelenmemesi gerekir.
“Adâlet müessesesi hiçbir cereyana kapılmaz. Hiçbir tarafgirliğe kaymaz. Bu, din ve vicdan hürriyetinin ana umdesidir ki, komünist olmayan şarkta, garpta bütün Dünyada adalet müesseselerin de câri ve hâkimdir. (Tarhçe-i Hayat, Sözler Yayınevi: 638)
Bediüzzaman Hazretleri:
“Devlet organları için de en ziyade hürriyetini muhafaza etmeğe ve tesiratı harciyeden en ziyade bîtarafane, hissiyatsız bakmakla mükellef olan elbette mahkemedir. Adliye memurları, hissiyattan ve tesiratı hariciyeden bütün bütün azade ve serbest olmazsa, sureten adalet için de müthiş günahlara girmek ihtimali var... Hâkim ve mahkeme tarafgirlik şaibesinden müberra ve gayet bîtarafane bakması, birinci adâlet şartıdır.” (Tarihçe-i Hayat, Sözler Yayınevi: 216)
“İslâmiyette istibdat yoktur. Bir fert için karar vermek, ancak safhaları açık ve Şeriat adâleti içinde mahkemelerin hakkıdır. Bu kararlar mahiyeti meçhul kimselerin, hakikî safhaları izah edilmeyen desiseleri saklayan gizli yazıları ile verilemez.” (Bilinmeyen Tarafları ile Said Nursî 3. baskı 69) bu meselenin binlerce misalleri verilebilir.
Elbette 15 Temmuz bir ihanetin adıdır.
Kimse bunu savunamaz.
Bütün siyasî kuruluşlar ve fikir sahipleri bu caniliği müdafaa edemez .
Suçlular en ağır şekilde cezalandırılmalıdır.
Her ihbar ve kirli iftira binlerce masumun yanmasına sebep olmaktadır.
Hukukun üstünlüğü tartışılmaz bir gerçektir.
Siyasetin lekesi bu müesseseye girerse vicdanlar muazzep olur.
O zaman bedduâların ardı ve arkası kesilmez.
İnsaf elden bırakıldığı zaman işin nereye gideceği belli olmaz.
Osmanlı ve Selçuklu devleti ve adalete kayıtsız ve şartsız uyan İslâm devletleri payidar olmuştur.
Bu zor değildir.
Yeter ki samimiyet olsun yeter.