"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mevlânâ’dan Bediüzzaman’a

Raşit YÜCEL
21 Aralık 2016, Çarşamba
İşte asırlar böyle nurlanmıştı...

Artık başka bir Peygamber gelmeyecekti.

Hatemül Enbiya (asm) gelmiş, Peygamberlik yolu kapanmıştı.

Onun saltanat-ı bakiyesi kıyamete kadar devam edecekti.

“Benden sonra bir Peygamber gelmeyecek, ancak her asırda bir müceddid gönderilecek” demişti iki cihan Serveri (asm)

Ondan sonra her asrı aydınlatan bu Peygamber varisleri  bir bir gelip İslâm âlemine rehberlik ettiler.

Bu müceddidlerin sayısı on üç adet olacaktı.

Bu müceddidlerin birisi de Mevlânâ Celâleddini Rumî Hazretleri idi.

Ehl-i imanın sevgiye, muhabbete en çok muhtaç olduğu zamanlardı.

“Gel “ dedi Mevlânâ.

“Kim olursan ol gel, bin defa tövbeni bozsan da yine gel,

Bizim dergâhımız ümitsizlik kapısı değildir” demişti.

İnsanlar ona koştular.

Kendi dünyalarında bulamadıklarını onda buldular.

Mesnevî yazdılar,  Mesnevî okudular.

Bu zaman da olduğu gibi o zaman da Mevlânâ’nın düşmanları vardı.

Mecusilerden birisi mevlevîhanenin dış bahçesinden içeri baktı.

Mevlevîhaneye bir zarar vermek istiyordu.

O gece rüyasında mahşer kurulmuş, iki zebani kollarından tutup götürürlerken, Mevlânâ önlerine geçer ve:

“Bunun kafası bize aittir,  bunun başı bizim dergâhımıza bakmıştır, bu başa Cehennem haramdır” der ve Mecusi ter içinde uyanır ve Müslüman olur.  Mevlevîhanenin önemli sahısların biri haline gelir.

1877’de Rus orduları İstanbul Yeşilköye kadar geldiklerinde Mevlânâ Halid-i Bağdadî Hazretleri’nin talebeleri  Rusları durdurmuş, ondan bir asır sonrasında, yani 1977’de komünizm tehlikesini Bediüzzamanın ifadesi ile, birinci şuânın 28 âyetinin tefsirin de Mehdinin talebelerinin Rus’un taarruzunu durduracağını dile getirmiştir.

Ve aynen bu olay tarihe geçerek, CHP’nin 285 milletvekili alması beklenen genel seçimlerde 213 milletvekili almışlar, sukutu hayale uğramışlardır.

Çünkü “Halk partisi iktidara gelse komünist kuvveti aynı partinin altında bu vatana hakim olacaktır” diyen Bediüzzamanın ifadesi ile, bu tehlikeyi atlatmak için  seçimlerde Sungur Abi dahil bir çok Nur Talebesi şehir şehir köy köy gezerek bu müjdenin tahakkukuna vesile olmuşlardır. Payitahta 13 kilometre kala durdurulan Ruslar, bir asır sonra 13 milletvekili noksan olarak CHP’yi durdurmuşlardır.

Mevlânâ ile Bediüzzamanın zamanları birbirine çok benzer. 

İkisinin kaynağı da Kur’ân’dır, Sünnet-i Seniyyedir.

Bediüzzaman:

“Ben Mevlânâ zamanında gelse idim Mesnevî’yi yazardım, o benim zamanımda gelse idi Risale-i Nurları yazardı” diyerek bu kuvvetli bağa işaret ediyordu.

İşte Nurlar bu vatanın manevî bir halaskârı olmuştur.

Bu Nurlar yalnız ülkemizde kalmamış, elliyi aşan lisanlara tercüme edilmiştir.

Mevlânâ’dan Bediüzzaman’a silsile böyle devam etmiştir.

Okunma Sayısı: 3042
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı