"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşrûtiyet, adalet ve meşveretten ibaret

Risale-i Nur'dan
19 Ocak 2018, Cuma
Birinci Madde

Âlem-i İslâmiyet’in ukde-i hayatiyesini tembih ve temin ve meylü’t-terakkîsini faal etmek için adalet ve meşveretten ibaret olan Meşrûtiyetin me’haz ve menbaını, ezel ve ebed şanında olan kanun-u İlâhiyenin şârihi olan mezahib-i erbaayı ittihaz etmektir. Zira milyonlarla dâhîlerin ecr-i ahiret için istinbat ettikleri bahr-i umman gibi mesâil-i şer’iyeye kanaat etmeyip, Avrupa’ya ahkâm ve ahlâkta dilencilik ve izhar-ı fakr etmek din-i İslâm’a büyük bir cinayettir. Meşrûtiyette hâkim kanun olduğundan, bu kanun libas-ı milliye-i İslâmiyeyi giymeli; tâ ki asabiyet-i maneviye onun riyasetine karşı cevab-ı red vermesin. Meşrûtiyette Şeriat-ı Garra hükümferma olduğu hâlde üç şecere-i zakkumu kökünden ihraç edecek ve üç şecere-i tuba zemin-i Meşrûtiyette neşv ü nema bulacak ve dal budaklar açacaktır. Zakkum şecereleri; dinsizlik, iftirak ve nifak ve zünub ve mesâvî-i medeniyet ve hakkımızda şematetli olan zann-ı fasid-i ecânibdir. Ve tuba şecereleri; ruhânî manyetizma ile ittihad-ı amme ve inbisat-ı Şeriat cihetiyle terakkî ve tenezzüh-ü din ve nokta-i metîn-i dine istinad, Meşrûtiyet sebebiyle ikbal-i istikbalimizdir. Hem de anâsır-ı gayr-i müslime Meşrûtiyetin devamına mutmain olacaktır.

Cemî kuvvetimle derim ki: Hiçbir hakikî mehasin-i medeniyet yoktur ki, İslâmiyet, sarahaten veya zımnen veya iznen onu veya daha ahsenini mütekeffil olmasın. Amma, vâesefâ ki, çabuk aldatıcı mesâvî-i medeniyeti, çocuk tabiatlı bazı ehl-i heva ve heves mehasin zannederek, tutî gibi en evvel onu taklit ettiler.

Hem de Meşrûtiyet, Şeriatın abd-i memlûküdür; ondan gasp olunmaz. Dikkat isterim ki, Şeriat ile hiç münasebeti olmayan o müthiş istibdad-ı zalimâne, sırf milleti aldatmakla bir münasebet-i mevhumeye istinadla ol kadar dâhil ve hariç muhacemata karşı bu kadar zaman kendini muhafaza ettiğinden, şimdi asıl Şeriatla münasebet-i hakikîsi olan Meşrûtiyetin bekası bu kuvvet-i âliyeye istinad etmek zarurîdir.

Eski Said Dönemi Eserleri, Makalat, s. 58

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

Risale-i Nur, hapis musîbetinin sıkıntılarından kurtarır

 

Aziz yeni kardeşlerim ve eski mahpuslar,

Benim kat’î kanaatim gelmiş ki, buraya girmemizin inayet-i İlâhiye cihetinde bir ehemmiyetli sebebi, sizsiniz. Yani, Nurlar, tesellileriyle ve imanın hakikatleriyle sizi bu hapis musîbetinin sıkıntılarından ve dünyevî çok zararlarından ve boşu boşuna gam ve hüzün ile giden hayatınızı faydasızlıktan bâd-ı heva zayi olmasından ve dünyanızın ağlaması gibi ahiretinizi ağlamaktan kurtarıp, tam bir teselli size vermektir.

Madem hakikat budur; elbette siz dahi, Denizli mahpusları ve Nur Talebeleri gibi, birbirinize kardeş olmanız lâzımdır. Görüyorsunuz ki, bir bıçak içinize girmemek ve birbirinize tecavüz etmemek için, dışarıdan gelen bütün eşyanız ve yemek ve ekmeğinizi ve çorbanızı karıştırıyorlar. Size sadâkatle hizmet eden gardiyanlar, çok zahmet çekiyorlar. Hem siz, beraber teneffüse çıkmıyorsunuz; güya canavar ve vahşî gibi birbirinize saldıracaksınız.

İşte şimdi, sizin gibi fıtrî kahramanlık damarını taşıyan yeni arkadaşlar, bu zamanda, manevî büyük bir kahramanlık ile heyete deyiniz ki:

“Değil elimize bıçak, belki mavzer ve revolver de verilse, hem emir de verilse, biz, bu bîçare ve bizim gibi musîbetzede arkadaşlarımıza dokunmayacağız. Eskiden yüz düşmanlık ve adavetimiz dahi olsa da, onları helâl edip hatırlarını kırmamaya çalışacağımıza, Kur’ân’ın ve imanın ve uhuvvet-i İslâmiyenin ve maslahatımızın emriyle ve irşadıyla karar verdik” diyerek, bu hapsi bir mübarek dershaneye çeviriniz.

Sözler, On Üçüncü Sözün İkinci Makamının Haşiyesi, s. 178

Okunma Sayısı: 2107
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı