"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Meşrutiyetin ruhu ve mürşidi İslâmiyettir

Risale-i Nur'dan
31 Temmuz 2018, Salı
Meşrutiyetin devamı, ruhu, nokta-i istinadı ve mürşidi, Şeriat ve milliyetimiz olan İslâmiyettir.

Dördüncü Vehim:

“İçimizdeki gayr-i müslimler ürkecekler veya bahane tutacaklar.”

Elcevap: Bahane tutmak çocukluktur veya hainliktir. Ürkmek ise cehalet veya tecahüldür. Zira gayr-i müslimler Kurun-u Vustada ve vahşî oldukları zamanlarda ferman-ı Lâ ikrâhe fi’d-dîni” [Dinde zorlama yoktur. (Bakara Suresi: 256.)] ile bu kadar edyan ve akvam-ı muhtelife, medeniyet-i İslâmiyede masun kaldıklarından, İslâmiyet’in ulüvv-ü cenabı ve gayr-i müslim, tevehhüm ettikleri mahzurun ademi güneş gibi tezahür ediyor. Hem de gayr-i müslimlerin selâmeti, vatanın saadeti iledir. Ve Meşrutiyetin devamı, ruhu, nokta-i istinadı ve mürşidi, Şeriat ve milliyetimiz olan İslâmiyet olduğundan, gayr-i müslimler bu ittihaddan ürkmek değil, takdis ve ünsiyet etmek lâzımdır.

Beşinci Vehim:

“Ecnebîlerin bundan tevahhuş etmek ihtimali var?”

Elcevap: Bu ihtimale ihtimal verenler, mütevahhiştir. Zira, merkez-i taassuplarında İslâmiyet’in ulviyetine dair konferanslarla (HÂŞİYE) takdis etmeleri bu ihtimali reddeder. Hem de düşmanlarımız onlar değiller. Asıl bizi bu kadar düşüren ve i’lâ-yı kelimetullaha mâni olan, cehalet ve neticesi olan muhalefet-i Şeriattır; ve zaruret ve onun semeresi olan sû-i ahlâk ve harekettir; ve ihtilâf ve onun mahsulü olan ağraz ve nifaktır ki, ittihadımız bu üç insafsız düşmana hücumdur.

Amma ecnebîlerin vahşî oldukları Kurun-u Vustada, İslâmiyet, vahşete karşı husumet ve taassuba mecbur olduğu hâlde, adalet ve itidalini muhafaza etmiş, hiçbir vakit Engizisyon gibi etmemiş. Ve zaman-ı medeniyette, ecnebîler, medenî ve kuvvetli olduklarından, zararlı olan husumet ve taassup zâil olmuştur. Zira, din nokta-i nazarından medenîlere galebe çalmak ikna iledir, icbar ile değildir; ve İslâmiyet’i, mahbub ve ulvî olduğunu, evamirine imtisalen ef’al ve ahlâk ile göstermek iledir. İcbar ve husumet, vahşîlerin vahşetine karşıdır.

HÂŞİYE: Bismarck ve Mister Carlyle gibilerin malûm beyanatlarına işaret eder.

Eski Said Dönemi Eserleri, Makalat, s. 60

***

Lûgatçe

adem: yokluk.

ağraz: kötü niyetler; kinler, düşmanlıklar.

edyan ve akvam-ı muhtelife: çeşitli din ve kavimler.

evamir: emirler, buyruklar.

Kurun-u Vusta: Orta Çağ.

masun: korunmuş.

nokta-i istinad: dayanak noktası.

tecahül: cahil gibi görünme, bilmezlikten gelme.

tevahhuş: korkma, ürkme.

ünsiyet: alışkanlık, dostluk.

Okunma Sayısı: 1826
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı