"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Milletçe, hürriyet ve demokrasinin tesisine çalışmalı

Risale-i Nur'dan
15 Temmuz 2017, Cumartesi
Avukat Mihri Helâv’ın Müdafaasından:

..müvekkilim (Bediüzzaman Said Nursî), bütün milletle beraber istibdada karşı mücadele etmiş, hürriyet ve demokrasinin tesisine çalışmış ve bu hususta husule gelen muvaffakiyetten dolayı da memnun olmuştur. Risale-i Nur’un gayesi de içtimaî nizam ve intizamı kalplere yerleştirmektir. Siyasî rical, siyasî sahada nizam-ı içtimaîyi, milletin hak ve hürriyetlerini temine çalıştıkları gibi, Risale-i Nur Müellifi de, manevî sahada, kalplerde bunları yerleştirmeye çalışıyor. Gayeler müşterektir. Bir mekteb-i irfan olan Risale-i Nur’un Müellifi ve Şakirdleri, asayişin, nizam ve intizamın fahrî ve manevî bekçileridir.

B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 671

***

ASKER NEFERATI SİYASETE KARIŞMAZ

Biliniz ki, asker ocağı cesim ve muntazam bir fabrikaya benzer. Bir çark itaatsizlik etse, bütün fabrika herc ü merc olur. Asker neferatı siyasete karışmaz. Yeniçeriler şahittir.

B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 79

***

Tarih-i âlem serâpâ şehadet ediyor ki, asker neferatının siyasete müdahaleleri devletçe ve milletçe müthiş zararları intaç etmiştir.

Hutbe-i Şamiye, s. 114

***

İSTİBDAT ZULÜM, MEŞRÛTİYET ADALETTİR

Meşrûtiyet ve kanun-u esasî işittiğiniz mesele ise, hakikî adalet ve meşveret-i şer’iyeden ibarettir; hüsn-ü telâkki ediniz. Muhafazasına çalışınız. Zira dünyevî saadetimiz Meşrûtiyettedir. Ve istibdattan herkesten ziyade biz zarardîdeyiz.

….

“Milletin efendisi, onlara hizmet edendir” hadisinin sırrıyla, Şeriat âleme gelmiş; tâ istibdadı ve zalimâne tahakkümü mahvetsin. (…) Asıl Şeriatın meslek-i hakikîsi, hakikat-i meşrûtiyet-i meşrûadır.

….

İstibdat, zulüm ve tahakkümdür; meşrûtiyet, adalet ve Şeriattır. (…) Bizim düşmanımız cehalet, zaruret, ihtilâftır. Bu üç düşmana karşı san’at, marifet, ittifak silâhıyla cihad edeceğiz.

B. S. Nursî Tarihçe-i Hayatı, s. 73-74

***

Risale-i Nur’dan Cezaevi Mektupları

Musîbetzede ve hastalara hakikî bir teselli 

Yirmi Beşinci Lem’a

Şu lem’a’da, nev-i beşerin on kısmından bir kısmını teşkil eden musîbetzede ve hastalara hakikî bir teselli ve nâfi’ bir merhem olabilecek Yirmi Beş Devayı icmalen beyan ediyoruz.

Birinci Deva

Ey bîçare hasta! Merak etme, sabret. Senin hastalığın sana dert değil, belki bir nevi dermandır. Çünkü ömür bir sermayedir, gidiyor. Meyvesi bulunmazsa zayi olur. Hem rahat ve gafletle olsa, pek çabuk gidiyor. Hastalık, senin o sermayeni büyük kârlarla meyvedar ediyor. Hem, ömrün çabuk geçmesine meydan vermiyor, tutuyor, uzun ediyor; tâ meyveleri verdikten sonra bırakıp gitsin. İşte, ömrün hastalıkla uzun olmasına işareten bu darb-ı mesel dillerde destandır ki, “Musîbet zamanı çok uzundur; safa zamanı pek kısa oluyor.”

İkinci Deva

Ey sabırsız hasta! Sabret, belki şükret. Senin bu hastalığın, ömür dakikalarını birer saat ibadet hükmüne getirebilir. Çünkü ibadet iki kısımdır: Biri müsbet ibadettir ki, namaz, niyaz gibi malûm ibadetlerdir. Diğeri menfî ibadetlerdir ki, hastalıklar, musîbetler vasıtasıyla musîbetzede aczini, zaafını hisseder, Hâlık-ı Rahîm’ine iltica eder, yalvarır. Halis, riyasız, manevî bir ibadete mazhar olur.

Evet, hastalıkla geçen bir ömür, Allah’tan şekva etmemek şartıyla, mü’min için ibadet sayıldığına rivâyât-ı sahiha vardır. Hatta bazı sâbir ve şakir hastaların bir dakikalık hastalığı, bir saat ibadet hükmüne geçtiği ve bazı kâmillerin bir dakikası bir gün ibadet hükmüne geçtiği, rivâyât-ı sahiha ve keşfiyat-ı sadıka ile sabittir. Senin bir dakika ömrünü bin dakika hükmüne getirip, sana uzun ömrü kazandıran hastalıktan teşekki değil, teşekkür et.

Lem’alar, s. 326

Okunma Sayısı: 2328
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
    (*)

    Namaz Vakitleri

    • İmsak

    • Güneş

    • Öğle

    • İkindi

    • Akşam

    • Yatsı