Lem'alar - page 1000

Bu risaleyi herkese tavsiye etmiyorum ve izin ver-
miyorum. Belki saffet ve insaf ve ihlâs ve hususiyeti
bulunan kardeşlerime müsaade ediyorum. Hem, ba-
şında olan maksatlarımı düşünerek öyle baksın, be-
ni bir kerametfüruşluk vaziyetinde tasavvur etmesin.
DokuzuncuLem’a
(1)
. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .
141
(2)
n
?n
O'
G p
?n
ãn
ªn
c $G n
ór
æp
Y?n
ù«
p
Y n
?n
ãn
e s
¿p
G
ve
(3)
u
»Hn
Q p
ô r
en
G r
øp
e o
ìht
ôdG p
?o
b
ayetlerinin birkaç sırlarına dair hizmet-i kur’âniye
içinde gayet mühim bir kardeşimiz olan Hulûsî Be-
yin suallerine cevaptır.
Birinci sual
: Muhyiddin-i Arab, “ruhun mahlûkı-
yeti inkişafından ibarettir” demesine karşı gayet
mühim bir tahkik ile ruha ait bir meseleyi halledi-
yor.
Diğer bir suali
: İlm-i cifre ait olarak gaybdan ha-
ber veren evliyaların yalnız işaretle iktifa ettiklerinin
hikmetini beyan ediyor.
Diğer bir sualinde
: Hazret-i İsa Aleyhisselâma bir
peder tahayyül eden ve hınzırın etini bir cihette ce-
vazına hükmeden bedbaht bir doktorun dalâletlerini
başına vurup susturuyor.
Bu risalenin zeyli, ikinci sualin cevabına gayet
mühim bir zeyildir ki,
vahdetülvücut
meşrebinin ma-
hiyetini gösterdiği gibi, bu meşrebin en mühim ve
en yüksek meşrep olmadığını ve Muhyiddin-i Arabî
gibi zatların o meşrebe gitmelerinin sebeplerini ga-
yet metin ve kat’î bir surette beyan ediyor.
f
iHriST
| 1000 | Lem’aLar
aleyhisselâm:
selâm onun üzerine
olsun.
âsâr:
eserler; kitaplar.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümlesi.
bedbaht:
kötü, fenâ.
beyan etmek:
açıklamak, anlat-
mak.
cevaz:
izin.
cihet:
yön.
dair:
ait, ilgili.
dalâlet:
hak ve hakikatten, doğru
yoldan sapma, iman ve İslâmiyet-
ten ayrılma.
evliya:
Allah dostu.
gayet:
son derece, çok.
gayp:
gizli olan, bilinmeyen, gö-
rünmeyen.
hınzır:
domuz.
hikmet:
herkesin bilmediği gizli
sebep, gizli nokta.
hizmet-i Kur’âniye:
Kur’ân hiz-
meti.
hususiyet:
özellik.
ibaret:
meydana gelmiş, oluşmuş.
ihlâs:
bir işi başka bir karşılık bek-
lemeksizin sadece Allah rızası için
yapmak.
iksir-i azam:
çok etkili büyük ilâç.
iktifa etmek:
yeterli bulmak, ye-
tinmek.
ilm-i cifir:
harflere sayı değerleri
vererek sözlerden mana çıkarma
ilmi.
inkişaf:
açılma, gelişme.
insaf:
adaleti ve hakkı düşünerek
davranma.
kat’î:
kesin.
keramet:
lütuf, bağış, ikram edilen
ve Allah’ın velî kullarında görülen
olağanüstü hâller.
kerametfüruş:
keramet gösteren
biri olduğuna insanları inandır-
maya çalışan.
mahiyet:
bir şeyin aslı, iç yüzü,
özellikleri.
mahlûkıyet:
yaratılmışlık, yaratıl-
mış olmak.
maksat:
amaç, istenilen şey, va-
rılmak istenen nokta.
mesele:
önemli konu.
meşrep:
feyiz alınan manevî bir
yoldaki hareket tarzı.
metin:
kuvvetli, sağlam, güçlü.
mühim:
önemli.
müsaade etmek:
izin vermek.
peder:
baba.
risale:
belirli bir konuda yazıl-
mış küçük kitap.
saffet:
saflık, temizlik.
sır:
gizli hakikat; bir şeyin dik-
kat, tecrübe, yetenek ve sezgi
yardımıyla kavranabilen en
zor ve ince yönü.
sual:
soru.
suret:
şekil, biçim.
tahayyül etmek:
hayal et-
mek.
tahkik:
doğru olup olmadığını
araştırmak.
tasavvur etmek:
düşünmek.
tavsiye etmek:
önermek.
ülfet:
alışkanlık.
vahdetülvücut:
varlığın bir ve
tek olduğu düşüncesi, varlık-
ları bir bilme düşüncesi; varlı-
ğın tek olduğunu, her şeyin bir
olan Allah’ın değişik görünüş-
leri olduğuna inanma teme-
line dayanan tasavvufî görüş
(Her şey Odur).
vaziyet:
durum.
zat:
kişi, şahıs.
zeyil:
ek, ilâve.
1.
Bu lem’anın asıl metni Lem’alar’daki yerinde derç edildiğinden FihristRisalesi’ndeki fihris-
tesi de buraya konulmuştur. (Naşirler)
2.
Allah katında İsa’nın hâli Âdem’in yaratılışı gibidir. (Âl-i İmran Suresi: 59.)
3.
De ki: “Ruh, Rabbimin emrindendir.” (İsra Suresi: 85.)
1...,990,991,992,993,994,995,996,997,998,999 1001,1002,1003,1004,1005,1006,1007,1008,1009,1010,...1406
Powered by FlippingBook