Lem'alar - page 251

hadis zannedilerek resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâ-
ma isnat edilmiş.
(1)
Én
f r
CÉn
£r
Nn
G r
hn
G BÉ n
æ«°/
ùn
f r
¿p
G B É n
f r
òp
NGn
D
ƒ o
J n
’ Én
`æ s
`Hn
Q
(2)
o
º«/
µ n
`?r
G o
º«/
?n
©r
dG n
âr
fn
G n
?s
fp
G BÉn
æn
àr
ªs
?n
Y Én
e s
’p
G BÉ n
æn
d n
ºr
?p
Y '
’ n
?n
fÉn
ërÑ°oS
• • •
i
KiNCi
S
uaL
:
Âl-i Aba hakkındadır.
kardeşim, Âl-i Aba hakkındaki cevapsız kalan sualini-
zin çok hikmetlerinden yalnız bir tek hikmeti söylenecek.
Şöyle ki:
resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, giydiği müba-
rek abasını, Hazret-i Ali ve Hazret-i Fatıma ve Hazret-i
Hasan ve Hz. Hüseyin’in üstlerine örtmesi ve onlara bu
suretle
(3)
Gk
Ò/
¡r
£n
J r
º o
c
n
ôpq
¡ n
£o
jn
h p
â r
« n
Ñr
dG n
?r
gn
G ¢n
ùr
Lpq
ôdG o
º o
µ` r
æ n
Y n
Öp
g r
òo
«p
d
ayetiyle dua etmesinin
(4)
esrarı ve hikmetleri var. sırların-
dan bahsetmeyeceğiz. Yalnız, vazife-i risalete taallûk
eden bir hikmeti şudur ki:
resul-i ekrem Aleyhissalâtü Vesselâm, gaybaşina ve is-
tikbalbin nazar-ı nübüvvetle, otuz kırk sene sonra
sahabeler ve tâbiînler içinde mühim fitneler olup kan dö-
küleceğini görmüş; içinde en mümtaz şahsiyetler, abası
altında olan o üç şahsiyet olduğunu müşahede etmiş.
Lem’aLar | 251 |
o
n
d
ördÜncÜ
l
em
a
gaybaşina:
gaybı bilen, görünme-
yen âlemi gören.
hadis:
Hz. Muhammed’e (asm) ait
söz, emir, fiiller.
hikmet:
gizli sebep, gaye.
isnat:
dayandırma.
istikbalbin:
geleceği gören.
mübarek:
değerli.
mühim:
önemli.
mümtaz:
seçkin.
müşahede:
görme.
nazar-i nübüvvet:
Peygamberlik
bakışı, görüşü.
resul-i ekrem:
çok cömert, ke-
rîm olan peygamber, Hz. Muham-
med (asm).
Sahabe:
Peygamberimiz Hz. Mu-
hammed’in mübarek yüzünü gör-
mekle şereflenen ve onun soh-
betlerine katılan mü’min kimse.
sual:
soru.
suret:
biçim, tarz.
şahsiyet:
kişi, kimse.
taallûk:
ilgili, alâkalı.
tâbiîn:
Hz. Muhammed’in (asm)
ashabıyla görüşmüş, onlardan ha-
dis dinlemiş ve ders almış olan
Müslümanlar.
vazife-i risalet:
Peygamberlik va-
zifesi.
zan:
sanma.
aba:
yünden yapılmış kaba
kumaştan üstlük, hırka.
aleyhissalâtü vesselâm:
“Sa-
lât ve selâm onun üzerine ol-
sun,” anlamında Peygamberi-
miz Hz. Muhammed’in (asm)
Âl-i aba:
Hz. Peygamber ve
yakın akrabası.
ayet:
Kur’ân’ın her bir cümle-
si.
esrar:
sırlar.
fitne:
karışıklık, fesat.
1.
Ey Rabbimiz! Unutur veya hataya düşer de bir kusur işlersek, bizi onunla hesaba çekme.
(Bakara Suresi: 286.)
2.
Seni her türlü noksandan tenzih ederiz. Senin bize öğrettiğinden başka bizim hiçbir bilgimiz
yoktur. Sen her şeyi hakkıyla bilir, her işi hikmetle yaparsın. (Bakara Suresi: 32.)
3.
Ey Peygamber ailesi, Allah günahlarınızı giderip sizi tertemiz yapmak istiyor. (Ahzab Suresi:
33.)
4.
Müslim, Fezailü’s-Sahabe: 61; Tirmizî, Menakıb: 60; Müsned, 1:330, 4:107, 6:292, 296, 298, 304;
Hâkim, Müstedrek, 2:416, 3:147; Heysemî, Mecmaü’z-Zevaid, 9:166, 169; Süyutî,Dürrü’l-
Mensur, 5:197; Kandehlevî, Hayatü’s-Sahabe, 4:105.
1...,241,242,243,244,245,246,247,248,249,250 252,253,254,255,256,257,258,259,260,261,...1406
Powered by FlippingBook