(1)
W
(2)
o
Ú/
© n
à° r
ùn
f /
¬ p
Hn
h
m
ó s
ª n
fio
Én
fp
ó u
«°n
S
n
¤ n
Y o
?n
Ó° s
ùdG n
h o
Iƒ
n
?° s
üdG n
h n
Ú/
Ÿn
É n
© r
dG u
Ü n
Q ! o
ó r
ª n
?r
Gn
(3)
n
Ú/
©n
ªr
Ln
G /
¬p
Ñr
ë°n
Un
h /
¬p
d'
G '
=
¤n
Yn
h
Ey Kardeş!
Benden birkaç nasihat istedin. Sen bir asker oldu€un
için, askerlik temsilâtıyla, sekiz hikâyecikler ile birkaç ha-
kikati nefsimle beraber dinle. Çünkü, ben nefsimi her-
kesten ziyade nasihate muhtaç görüyorum. Vaktiyle se-
kiz ayetten istifade etti€im “Sekiz Söz”ü, biraz uzunca,
nefsime demiştim. Şimdi, kısaca ve avam lisanıyla nefsi-
me diyece€im. Kim isterse beraber dinlesin.
* * *
âl:
soy.
âlem:
bütün yaratılmışlar ve
mevcutlar.
ashab:
Peygamber Efendimizi gö-
ren ve ona en samimî ve içten
ba€lı, yakın dostları olan Müslü-
manlar; Sahabeler.
avam:
halk, sıradan insanlar.
avam lisanı:
halk dili.
ayet:
Kur'ân'ın her bir cümlesi.
ebed:
sonsuzluk.
ezel:
başlangıcı belli olmayan,
öncesizlik.
hakikat:
gerçek.
hamd:
övgü ve teşekkür.
istifade:
yararlanma, faydalan-
ma.
lisan:
dil, anlatma şekli.
mahsus:
kişiye has olan; lâyık.
minnet:
iyili€e karşı duyulan
şükür hissi.
muhtaç:
ihtiyaç sahibi, ihtiya-
cı olan.
nasihat:
ö€üt, tavsiye.
nefis:
daima kötülü€ü emre-
den insandaki duygu • bir şe-
yin kendisi, zatı.
övgü:
methetme, medih.
Rab:
besleyen, yetiştiren,
verdi€i nimetlerle mahlûkatı
ıslah ve terbiye eden Allah.
Rahîm:
sonsuz şefkat ve
merhamet sahibi, çok ba€ış-
layıcı olan Allah.
Rahman:
sonsuz merhamet
ve şefkatle bütün varlıkları rı-
zıklandıran Allah.
salât:
dua.
selâm:
bütün korkulardan
emin olma; Allah’ın rızasına
erişmek için mü’minlerin bir-
birlerine yaptı€ı dua.
şükür:
Allah’ın nimetlerine
karşı memnunluk gösterme.
temsilât:
örneklendirmeler.
ziyade:
çok.
1.
Rahman ve Rahîm olan Allah’ın adıyla.
2.
Ve sadece Ondan yardım dileriz.
3.
Ezelden ebede her türlü hamd ve övgü, şükür ve minnet, Âlemlerin Rabbi olan Allah’a
mahsustur. Efendimiz Muhammed’e (
ASM
), onun bütün Âl ve Ashabına salât ve selâm olsun.
B
İRİNCİ
S
ÖZ
| 14 | SÖZLER
