Tarihçe-i Hayat - page 33

tafsilâta giriflmek, ö¤le vakti, günefli tarif etmek kadar fu-
zulî bir ifltir.
Yaln›z, yan›k bir flairimizin,
“Hüsn olur kim, seyrederken ihtiyar elden gider”
dedi¤i gibi, hayat›n›n her lâhzas›nda ‹lâhî tecellilere maz-
har bulunan bu mübarek zat›n ilim ve irfan›ndan, ahlâk
ve kemalât›ndan bahsetmek, insana bambaflka bir zevk
ve ‹lâhî bir haz veriyor. Bunun için sözü uzatmaktan ken-
dimi alam›yorum.
Üstat, Risale-i Nur Külliyat›nda dinî, içtimaî, ahlaki,
edebî, hukukî, felsefî ve tasavvufî en mühim mevzulara
temas etmifl ve hepsinde de harikulâde bir surette mu-
vaffak olmufltur.
‹flin as›l hayret veren noktas›, birçok uleman›n tehlike-
li yollara sapt›klar› en çetin mevzular› gayet aç›k bir fle-
kilde ve en kat’î bir surette halletti¤i gibi, en girdapl› de-
rinliklerinden, Ehl-i Sünnet ve Cemaatin tuttu¤u nurlu
yolu takip ederek sahil-i selâmete ç›km›fl ve eserlerini
okuyanlar› da öylece ç›karm›flt›r.
Bu sebeple,
Risale-i Nur
Külliyat›n› aziz milletimizin
her tabakas›na kemal-i emniyet ve samimiyetle takdim
etmekle fleref duyuyoruz. Nur Risaleleri, Kur’ân-› Ke-
rîm’in nur deryas›ndan al›nan berrak katreler ve hidayet
güneflinden süzülen billûr huzmelerdir. Binaenaleyh, her
Müslümana düflen en mukaddes vazife, iman› kurtaracak
olan bu nurlu eserlerin yay›lmas›na çal›flmakt›r. Zira,
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 33
Ö
N SÖZ
ilim:
1. okuyarak ö¤renilen bilgi.
2. kulun marifet sayesinde idrâk
etti¤i fley. 3. fen.
irfan:
Allah'›n s›r ve gerçeklerini
kavrama, kâinat›n s›rlar›n› bilme
kudreti.
kat'î:
kesin, flüphesiz.
katre:
damla.
kemalât:
faziletler, iyilikler.
kemal-i emniyet:
tam bir emni-
yet.
külliyat:
bir ilim dal›nda veya bir
konuda yaz›lm›fl bütün eserler.
lâhza:
göz aç›p kapay›ncaya ka-
dar geçen zaman, an.
mazhar:
nail olma, flereflenme,
kavuflma.
mevzu:
ele al›nan, üzerinde du-
rulan husus, bahis, konu.
mukaddes:
mübarek, kutsal,
aziz, temiz.
muvaffak:
baflar›l›.
mübarek:
hay›rl›, mutlu, kutlu.
mühim:
önemli, ehemmiyetli.
Müslüman:
‹slâm dinine girmifl,
‹slâm dininden olan, mü’min.
nurlu:
ayd›nl›k, par›lt›l›, ›fl›kl›.
sahil-i selâmet:
korku ve endifle-
nin olmad›¤›, güvenilir, emin k›y›.
samimiyet:
içtenlik.
suret:
tarz, flekil, biçim.
fleref duymak:
onur duymak.
tabaka:
topluluk, s›n›f, zümre.
tafsilât:
tafsiller, aç›klamalar,
izahlar.
takdim etmek:
arz etmek, sun-
mak.
takip:
peflinden yürüme, arkas›n-
dan gitme.
tarif etmek:
etraf›yla anlatmak,
etraf›yla bildirmek.
tasavvuf:
Allah'a ulaflma bilgisi
ve metodu.
tasavvufî:
tasavvufla ilgili.
tecelli:
Cenab-› Hakk›n güzel
isimlerinin kâinatta ve insanlarda
görünmesi.
temas etmek:
de¤inmek.
ulema:
âlimler, bilginler.
vazife:
ifl, görev.
zat:
kifli, flah›s, fert.
zevk:
manevî haz.
zira:
çünkü.
ahlâk:
insan›n yarat›l›fltan ge-
len hususiyetleri ile Kur’ân-›
Kerîm ve sünnet-i flerifte s›-
n›rlar› çizilen kaidelerin haya-
ta geçirilmesiyle kazan›lan iyi
ve güzel davran›fllar›n bütü-
nü.
ahlâkî:
ahlâkla ilgili.
aziz:
muhterem, sayg›n.
bahsetmek:
anlatmak.
berrak:
duru, aç›k.
billûr:
fleffaf, parlak tafl, el-
mas gibi k›ymetli.
binaenaleyh:
buna binaen.
derya:
deniz.
dinî:
dine ait, dinle ilgili.
edebî:
edebiyatla ilgili.
ehl-i sünnet ve'l-cemaat:
Peygamber Efendimizin hak
yolundan ve ona uyan toplu-
luktan ayr›lmayanlar.
eser:
kitap; bir kimsenin
meydana getirdi¤i, ortaya
koydu¤u mahsul.
felsefî:
felsefe ile ilgili.
fuzulî:
bofluna, gereksiz.
gayet:
son derece.
girdapl›:
çok tehlikeli, içinden
ç›k›lmas› zor.
halletmek:
çözmek, kar›fl›k
bir meselenin içinden ç›kma.
harikulâde:
fevkalâde, efli ve
benzeri olmayan, ola¤anüstü.
hidayet:
do¤ru ve hak olan.
hukukî:
hukukla ilgili.
huzme:
bir ›fl›k kayna¤›ndan
ç›kan sütun hâlindeki ›fl›k, ›fl›k
demeti.
hüsn:
güzellik.
içtimaî:
toplumsal.
ihtiyar:
tercih, irade.
‹lâhî:
Allah'la ilgili.
1...,23,24,25,26,27,28,29,30,31,32 34,35,36,37,38,39,40,41,42,43,...1390
Powered by FlippingBook