Tarihçe-i Hayat - page 405

Ey efendiler! Haydi, vehminiz gibi ben o h›rs›z gibi ol-
dum. Ben Isparta nahiyelerinden periflan bir köyde do-
kuz sene inzivada bulunan ve flimdi benimle beraber ga-
yet hafif bir cezaya mahkûm olan safdil befl on
bîçarelerin fikirlerini hükûmet aleyhine çevirmekle, ken-
dini ve gaye-i hayat› olan risalelerini tehlikeye atmaktan
ise, eski zamanda oldu¤u gibi Ankara’da veya ‹stan-
bul’da büyük bir memuriyette oturup, binler adam› takip
etti¤im maksada çevirebilirdim. O vakit, böyle zelilâne
mahkûmiyet de¤il, belki mesle¤ime ve hizmetime müna-
sip bir izzetle dünyaya kar›flabilirdim. Evet, fahr ve te-
meddüh niyetiyle de¤il, belki mecburiyet ve mahcubiyet-
le, hodfüruflâne eski bir k›s›m riyakârl›¤›m› hat›rlatmakla
beni ehemmiyetsiz, vücudundan istifade edilmez adî
mertebeye sukut ettirmek isteyenlerin yanl›fllar›n› göster-
mek için derim:
‹ki Mekteb-i Musibet fiahadetnamesi
nam›ndaki mat-
bu eski müdafaat›m› görenlerin tasdikiyle, 31 Mart hâdi-
sesinde, bir nutukla isyan etmifl sekiz taburu itaate geti-
ren; ve bir zaman gazetelerin yazd›klar› gibi, ‹stiklâl Har-
binde
Hutuvat-› Sitte
nam›nda bir makale ile ‹stanbul’da-
ki efkâr-› ulemay› ‹ngiliz aleyhine çevirip harekât-› milliye
lehinde ehemmiyetli hizmet eden; ve Ayasofya’da binler
adama nutkunu dinlettiren; ve Ankara’daki Meclis-i Me-
busan›n fliddetli alk›fllamas›yla karfl›lanan ve yüz elli bin
banknot yüz altm›fl üç mebusun imzas› ile medrese ve
dârülfünuna tahsisat› kabul ettiren; ve Reisicumhurun
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 405
E
SK‹fiEH‹R
H
AYATI
ayaklanma.
itaat:
boyun e¤me, uyma, dinle-
me, al›nan emre göre hareket et-
me.
izzet:
de¤er, itibar, fleref, yücelik.
lehinde:
faydas›na olarak.
mahcubiyet:
mahçupluk, utan-
gaçl›k, s›k›lganl›k.
mahkûm:
bir mahkemece hü-
küm giymifl, hükümlü.
mahkûmiyet:
hüküm giyme, hü-
kümlülük.
makale:
belli bir konu üzerinde
yaz›lm›fl yaz›.
maksat:
kastedilen, istenilen fley,
var›lmak istenen nokta, niyet,
meram.
matbu:
tab edilmifl, bas›lm›fl (der-
gi, kitap, gazete.
mebus:
halk taraf›ndan seçilerek
meclise gönderilen, milletvekili.
mecburiyet:
mecbur olma, mec-
burluk, zarurîlik durumu, zora tu-
tulma, zorunluluk.
Meclis-i Mebusan:
mebuslar
meclisi, Osmanl› devleti zaman›n-
da halk taraf›ndan seçilen me-
buslar›n meclisi, Millet Meclisi.
mekteb-i musibet:
felâket okulu,
felâket zaman›.
memuriyet:
memurluk, memur
olma hâli.
mertebe:
derece, rütbe.
meslek
:
kiflinin kendi yap›s›na
uygun bulup yürüdü¤ü manevi
yol.
müdafaat:
müdafaalar, savun-
malar, korunmalar.
münasip:
yak›fl›r, yarafl›r, lây›k.
nahiye:
idarî teflkilâtlanmada ka-
za ile köy aras›ndaki kademe.
nam:
ad, isim.
niyet:
maksat, meram.
nutuk:
bir toplulu¤a karfl› konufl-
ma, ikna maksad›yla bir topluluk
önünde yap›lan konuflma, hitap,
söylev.
riyakâr:
gösteriflçi, içi d›fl› baflka
olan.
safdil:
saf gönüllü, temiz kalpli.
sukut:
düflme, düflüfl, afla¤› inme.
flahadetname:
bir okulun bitiril-
di¤ine dair verilen resmî belge,
diploma.
tahsisat:
tahsis olunan fleyler,
tahsis edilen para, ödenek.
tasdik:
do¤rulu¤unu kabul etme,
do¤rulama, gerçekli¤ini kabul et-
me.
tehlike:
büyük zarar ve yok ol-
maya yol açabilecek durum.
temeddüh:
kendi kendini övme,
kendini methetme, böbürlenme.
vücut:
var olma, var olufl, varl›k.
zelilâne:
zelil olarak, zelilce, afla-
¤›lanarak, alçakça.
adî:
baya¤›, afla¤›, de¤ersiz.
aleyhine
:
zarar›na.
banknot:
k⤛t para.
bîçare:
çaresiz, zavall›, flaflk›n.
dârülfünun:
üniversite.
efkâr-› ulema:
âlimlerin gö-
rüflleri, âlimlerin fikirleri.
ehemmiyet:
k›ymet, de¤er,
önem.
fahr:
övünme, böbürlenme,
büyüklenme, fleref, onur, k›-
vanç.
fiki
r
:
düflünme, düflünce.
gaye-i hayat:
hayat›n gayesi,
hayat›n amac›.
gayet:
çok, fazla, son derece.
harekât-› milliye:
millî hare-
kat, millî davran›fllar, milletçe
yap›lan hareketler.
harp:
savafl, cenk, devletler
aras›nda meydana gelen kan-
l› ve silahl› kavga.
hodfüruflane:
övünerek, ken-
dini be¤endirmeye çal›flarak.
Hutuvât-› Sitte:
‹stanbul’u ifl-
gal eden ‹ngilizlerin Müslü-
man halk› Osmanl› idaresin-
den so¤utmak, halk› k›flk›rt-
mak, halka ümitsizlik afl›la-
mak için girifltikleri hileli faali-
yetleri yok etmek için Bedi-
üzzaman Said Nursî’nin yazd›-
¤› bir risâle.
hükümet:
devlet.
inziva:
bir köfleye çekilme,
tek bafl›na yaflama, dünya ifl-
lerinden vaz geçme, dünya-
dan el-etek çekme.
istifade:
faydalanma, yarar-
lanma, yarar sa¤lama.
isyan:
baflkald›rma, itaatsiz-
lik, serkefllik, emre karfl› gelip
1...,395,396,397,398,399,400,401,402,403,404 406,407,408,409,410,411,412,413,414,415,...1390
Powered by FlippingBook