Yedinci K›s›m
Afyon Hayat›
BED‹ÜZZAMAN’IN TEVK‹F‹
1947
senesinin son aylar›nda, Afyon’dan üç sivil
polis memuru, güya memleket çap›nda giz-
li bir dinî cemiyetin faaliyetine aflina olmak için Emir-
da¤’›na gelmifllerdi. Baflta Said Nursî olarak Nur Talebe-
lerini tespit etmeye çal›fl›yorlard›. Sudan bahaneler icat
etmeye tevessül ettiler. Bir numunesi fludur:
Bir sivil memur, bir k⤛da yaz›yor: “Said’in hizmetçi-
si buradan Said’e rak› ald›.” Ve rak›c› dükkân›nda, sar-
hofl ve akl› yerinde olmayan bir adama bu k⤛d›n alt›na
imza atmas›n› teklif ediyor. O adam diyor:
“Tövbeler olsun, bu yalan› kim imza eder?”
Sonra o k⤛d› imzalatmaya çal›flan, fakat muvaffak
olamayan memur, ayn› gece acip bir hâdisede iflledi¤i
hatas›n›n tokad›n› yiyor. fiöyle ki:
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 825
A
FYON
H
AYATI
acip:
tuhaf, hayrette b›rakan.
aflina:
bilinen, tan›nan.
bahane:
as›l sebebi gizlemek
için ileri sürülen uydurma se-
bep.
cemiyet:
manevî birlik teflkil
eden topluluk.
güya:
sanki.
hâdise:
olay.
muvaffak:
baflarm›fl, baflar›l›.
numune:
örnek.
Talebe:
ö¤renci.
tevessül:
baflvurma, giriflme.
tevkif:
tutuklama.
Tövbe:
ifllenmifl bir günahtan
piflmanl›k duyup bir daha ifl-
lememek üzere söz verme.
