Tarihçe-i Hayat - page 827

BED‹ÜZZAMAN’IN AFYON MAHKEMES‹
Bediüzzaman, her girdi¤i hapisteki mahpuslar› irflat
eder; hapisteki baz› caniler, koyun gibi bir hâl al›r. Ha-
piste dahi tecrid-i mutlak içinde b›rak›ld›¤› hâlde, hapis-
hane bir Nur mektebi vaziyetine girer. Bunun için, girdi-
¤i hapishanelere “Medrese-i Yusufiye” der. Hatta Deniz-
li Hapishanesinde bir k›s›m gençler Medrese-i Yusufiye-
den ayr›lmak istemeyerek, “Bediüzzaman daha burada
kal›rsa, biz kendimizi suçlu gösterip ceza alaca¤›z, ondan
ayr›lmayaca¤›z. Risale-i Nur’dan ders alaca¤›z” demifller-
dir.
Denizli Hapsinde
Meyve Risalesi
isimli eser telif edil-
dikten sonra, hapishanede tesirli bir ›slahat müflahede
ediliyor. Bu vaziyet, düflmanlar› dahi takdire sevk ediyor.
Risale-i Nur’un mahiyetini dikkat ve tefekkürle okuya-
rak anlay›p tahkikî bir imana sahip olan halis Nur Tale-
beleri, ölümden, hapisten, zindandan ve hiçbir beflerî
eza ve cefadan korkmazlar. Mukaddes Kur’ân ve iman
hizmetiyle, vatan ve millet ve âlem-i ‹slâm ve befleriyetin
ebedî kurtulufluna çal›fl›rken, dinsizlerin duçar etti¤i bir
zulüm ve musibetle karfl›lafl›rlarsa, asla fütur ve ümitsizli-
¤e düflmezler, hapislere iftihar ve memnuniyetle girerler.
Onlar›n tek bir istinat noktalar› vard›r; o da s›rf r›za-i ‹lâ-
hî için, ihlâsla, Kur’ân ve imana hizmetleridir. Masum ve
mazlumlar›n muhaf›z› Cenab-› Hak’t›r. Hiçbir mâniaya
ehemmiyet vermeyerek, Risale-i Nur’u okumaya ve
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 827
A
FYON
H
AYATI
medrese-i Yusufiye:
Yusuf’un
medresesi, Hz. Yusuf’un (a.s.) ifti-
ra, haks›zl›k ve zulüm ile hapiste
kalmas›ndan kinaye olarak, iman
ve Kur’ân’a hizmetinden dolay›
tevkif edilenlerin hapsedildi¤i yer
manas›nda, hapishane.
mektep:
ö¤renim yeri.
memnuniyet:
memnunluk, se-
vinçli olufl.
muhaf›z:
koruyucu, bekçi.
Mukaddes:
takdis edilmifl, kutsal,
aziz, temiz.
müflahede:
gözlem.
musibet:
felaket, bela.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
r›za-y› ‹lâhî:
Allah’›n r›zas›, hofl-
nutlu¤u.
sevk:
yöneltme.
tahkikî:
araflt›rma ve inceleme
ile ilgili, inand›¤› fleylerin asl›n›,
esas›n› bilerek inanma.
takdir:
be¤enme, be¤endi¤ini
belirtme.
Talebe:
ö¤renci.
tecrid-i mutlak:
hiç kimse ile gö-
rüflememek, hücre hapsi.
tefekkür:
derin düflünme; eflya-
n›n hakikatini, yarat›c›n›n s›rlar›n›
kavramak ve ibret almak için zih-
nen ve kalben düflünme.
telif:
eser yazma.
vaziyet:
durum.
zindan:
hapishane.
zulüm:
haks›zl›k, eziyet, iflkence.
âlem-i ‹slâm:
‹slâm âlemi, ‹s-
lâm dünyas›.
beflerî:
insanla ilgili, insana
ait.
befleriyet:
beflerîlik, insanl›k.
cani:
cinayet ifllemifl kimse,
ac›mas›z, gaddar.
cefa:
eziyet, s›k›nt›, zulüm.
duçar:
tutulmufl, u¤ram›fl, ya-
kalanm›fl.
ebedî:
sonu olmayan, daimî,
sürekli.
ehemmiyet:
önem, de¤er,
k›ymet.
eza:
eziyet, incitme, can yak-
ma.
fütur:
zay›fl›k, gevfleklik,
usanç.
hâl:
durum, vaziyet.
halis:
samimî, her amelini
yaln›z Allah r›zas› için iflleyen.
iftihar:
gurur, övünme.
ihlâs:
samimiyet, bir ameli
baflka bir karfl›l›k beklemek-
sizin, s›rf Allah r›zas› için yap-
ma.
iman:
inanç, itikat.
irflat:
do¤ru yolu gösterme,
gafletten uyand›rma.
›slahat:
düzeltmeler, iyilefltir-
meler.
istinat:
dayanak.
mahiyet:
bir fleyin asl›, esas›,
niteli¤i.
mahpus:
hapsedilmifl olan,
tutuklu.
mânia:
meneden fley, engel,
özür, zorluk.
Masum:
suçsuz, günahs›z, saf,
temiz.
mazlum:
zulüm görmüfl, hak-
s›zl›¤a u¤ram›fl.
1...,817,818,819,820,821,822,823,824,825,826 828,829,830,831,832,833,834,835,836,837,...1390
Powered by FlippingBook