Tarihçe-i Hayat - page 873

SON SÖZÜM
Heyet-i hâkimeye beyan ediyorum ki:
Hem iddianameden, hem uzun tecritlerimden anlad›m
ki, bu meselede en ziyade flahs›m nazara al›n›yor ve flah-
s›m› çürütmek maslahat görülmüfl. Güya flahsiyetimin
idareye, asayifle, vatana zarar› var. Ve ben de din perde-
si alt›nda dünyevî maksatlar güdüyormuflum, bir nevi si-
yaset peflinde kofluyormuflum. Buna karfl›, size bunu
kat’iyetle beyan ediyorum:
Bu evham yüzünden benim flahsiyetimi çürütmek su-
retinde Risale-i Nur’a ve bu vatana ve bu millete fedakâr
ve k›ymettar olan flakirtlerini incitmeyiniz. Yoksa bu va-
tana ve bu millete manevî büyük bir zarar, belki bir teh-
likeye vesile olur.
Bunu da size kat’iyen beyan ediyorum:
fiahs›ma tahkir ve ihanet ve çürütmek ve iflkence, ce-
za gibi ne gelse, Risale-i Nur’a ve flakirtlerine benim yü-
zümden zarar gelmemek flart›yla, flimdiki mesle¤im itiba-
r›yla kabule karar vermiflim. Bunda da ahiretim için bir
sevap var. Ve nefs-i emmarenin flerrinden kurtulmama
bir vesiledir diye, bir cihette a¤larken memnun oluyo-
rum. E¤er bu biçare masumlar benimle beraber bu me-
selede hapse girmeseydiler, mahkemenizde pek çok flid-
detli konuflacakt›m. Sizde gördünüz ki, iddianameyi ya-
zan, bin dereden su toplamak gibi, yirmi otuz senelik
TAR‹HÇE-‹ HAYATI
| 873
A
FYON
H
AYATI
nazar:
bak›fl, dikkat.
nefs-i emmare:
insana kötü ve
günah ifllerin yap›lmas›n› emre-
den nefis.
nevi:
çeflit, tür.
Risale-i Nur:
Nur Risalesi, Bediüz-
zaman Said Nursî’nin eserlerinin
ad›.
flahsiyet:
kiflilik.
flakirt:
talebe, ö¤renci.
fler:
kötülük.
suret:
biçim, flekil, tarz.
tahkir:
hakaret etme, küçük gör-
me, fleref ve haysiyetini incitme.
tecrit:
bir kiflinin baflka bir insan
veya nesneyle olan iliflkisini kes-
me.
vesile:
arac›, vas›ta.
ziyade:
fazla, fazlas›yla.
ahiret:
dünya hayat›ndan
sonra bafllay›p ebediyen de-
vam edecek olan ikinci hayat.
asayifl:
emniyet, kanun ve ni-
zam hâkimiyetin sa¤lanmas›.
beyan:
aç›klama, bildirme,
izah.
bîçare:
çaresiz, zavall›.
cihet:
yön.
dünyevî:
dünyaya ait.
evham:
vehimler, zanlar, ku-
runtular.
fedakâr:
kendini veya flahsî
menfaatlerini hiçe sayan, fe-
da eden.
Güya:
sanki.
Heyet-i hâkime:
hâkimler
hey’eti, hâkimler kurulu.
idare:
yönetim, memleket ifl-
lerinin yürütülmesi.
iddianame:
iddia yaz›s›, sav-
c›n›n bir dava konusundaki
iddialar›n› toplam›fl oldu¤u,
isnat etti¤i suç ve delilleri de
içine alan yaz›s›.
ihanet:
hainlik, kötülük etme,
arkadan vurma.
iflkence:
bir kimseye verilen
maddî-manevî s›k›nt›, eziyet.
kat’iyen:
kat’î olarak, kesin
olarak, kesinlikle.
kat’iyet:
kat’îlik, kesinlik.
k›ymettar:
k›ymetli, de¤erli.
maksat:
gaye.
manevî:
manaya ait, maddî
olmayan.
maslahat:
uygun ifl, faydal› ifl.
masum:
suçsuz, günahs›z,
saf, temiz.
mesele:
konu.
meslek:
gidifl, tutulan yol, sis-
tem.
1...,863,864,865,866,867,868,869,870,871,872 874,875,876,877,878,879,880,881,882,883,...1390
Powered by FlippingBook