İzmir M.M.O. Şube Başkanı İlkin Boz’u ziyaret ettik

Yeni Asya Gazetesi olarak sivil toplum kuruluşlarını ziyaret ediyoruz. Sizin de Oda olarak çalışmalarınız hakkında bilgi almak ve tanışmak istedik. Yayınlarımızdan birkaç kitabı size hediye etmek istedik.

Odanızın faaliyetleri hakkında kısaca bilgi alabilir miyiz?

Odamızın bünyesinde 20 civarında komisyon var. Bu komisyonların temel amacı iş güvenliği, imalat, bakım, kaizen ile ilgili mühendislerimize bilgi veriyoruz.

Kaizen’in açılımı nedir?

Kaizen; Japonların kendi kültürlerine aşıladıkları, ama geri kalmış ülkelerde daha yeni yeni uygulanmaya başlayan bir üretim yöntemi. Kaizen, Japoncadaki kai değişim, -zen de daha iyi anlamına gelen kelimelerden oluşup, sürekli iyileştirme anlamına gelmektedir. Amacı; üretimdeki süreci küçük ama sürekli değişiklikler ile daha iyi hale getirmektir. Bir şeyi üretirken bunu ne kadar sade ve kolay yapabiliriz? Buna bir patron gözüyle bakarsanız “ne kadar kısa sürede ve ucuza yaparsınız?” şeklinde bakılır. Ama gerçeği, Japon tandanslı tamamen farklı bir uygulama. Komisyonlarımız sürekli eğitimler düzenliyor. Çünkü bir mühendis okuldan mezun olduktan sonra temel mühendislik bilgileri var, elbette. Ama mühendis arayan firma veya kuruluş farklı farklı dallarda mühendis arıyor, o konuda bilgili olmasını istiyor. Bu yüzden mühendis arkadaşlarımızı konular üzerinde bilgilendirmeye çalışıyoruz. Ayrıca sosyal faaliyetlerimiz var. Mesela yaz aylarında açık hava sinemamız var. Hem sosyal hem kültürel olarak hizmet veriyoruz.

İlkin Boz

SİYASİ YÖNÜMÜZ YOK

Zaman zaman mühendilerimizle ilgili olarak yaşadığımız hayatın sorunlarını dile getiriyoruz. Bu hükümete karşıymışız gibi algılanıyor. Mühendisler de bu toplumun içinde yaşayan insanlar. Tabiiki yanlış gördüğümüz uygulamaları dile getirmek bizim görevimiz. Biz hiçbirimiz burada para almıyoruz. Yönetim olarak maaş almıyoruz. Burada gönüllülük esası üzerinden görev yapıyoruz. Bizler maaşlı olsak bu defa siyasi partiler buraya ilgi duyabilirdi. Bizim siyasi yönümüz yok. Ancak zaman zaman siyasi bazı görüşlerimizi açıklamamız, mühendis arkadaşlarımız adına bazı sorunları dile getirmemizden kaynaklanıyor. Doğrudan bir parti ile bağlantımız tabii ki yok.

İlkin Bey son yıllarda üniversiteden makine mühendisi olarak mezun olan bir çok gencimiz iş bulmakta güçlük çekiyor. Bu konuda görüşünüzü alabilir miyiz?

Biz Oda alarak bize gelen iş ilanlarından genç mühendislerimize aracı olmaya çalışıyoruz. Tabii bize kayıtlı olanlar için yönlendirme yapıyoruz. Bunu işçi bulma kurumu gibi düşünmeyin. Biz çevremizdeki fabrika veya organize bölgelerinden bize gelen talepler doğrultusunda iş arayan arkadaşlarımızı oraya yönlendiriyoruz. Onlar kendileri gidip görüşüyorlar. Sorunuzdaki mühendisler neden iş bulamıyor konusuna bakarsak; 81 ilimiz var. Hepsinde üniversite var. Bunların yüzde 90’ında da makine mühendisliği bölümü var. Her yıl yaklaşık 3 bin civarında makine mühendisi mezun oluyor. Bu kadar insanı istihdam etmeniz tabii ki kolay değil. Bunların içinde kendini dil olarak geliştirmiş veya yaptığı stajla, projeyle kendini ön plana çıkarabilmiş olanlar, buna ilaveten odaya gelerek odanın verdiği eğitim ve seminerlerden istifade ederek sertifika almış olanlar öne geçebilmektedir. İşe alınırken bunların faydasını görür.

Bu durumda makine mühendisleri de yurt dışına çıkmak istiyorlar mı sizce?

Evet, maalesef. Ben kendi çocuklarımın bile yurt dışına gitmek için hevesli olduklarını görüyorum. Biz bu ülkede doğduk, burada büyüdük. Başka bir ülkeye gitmek aklımızdan geçmez. Ama maalesef bugün içinde bulunduğumuz şartlar gençleri yurt dışına gitmeye mecbur bırakıyor.

Sizin şu anda uğraşınız nedir?

Ben gıda fabrikasının teknik müdürüyüm. Bir Alman firmasında çalışıyorum. 

Geçtiğimiz günlerde bir maden kazası oldu. Buradan mühendisler olarak bakınca bu olay nasıl görünüyor?

Üzücü bir olay, 41 aile acı yaşıyor. Biz de üzülüyoruz, sabır diliyoruz. Ama şunu söylememiz gerekiyor. Orada tedbir almanın yolları var. Bu, kitaplar da yazıyor. Bunu uyguladığınız sürece insanlar güvenlik içinde çalışır. Siz orada gerekli tedbirleri almazsanız bu kaçınılmaz olur. Acılar yaşanır. Ben yıllarca bir kimya fabrikasında çalıştım. Biz orada kimyasalın içindeydik. Yani bombanın içindeyiz. Orada tedbirler belli. Kurallara uyduğumuz sürece bir şey olmaz. Olmadı da. Almanyada ki bir maden ocağının resmini internete koymuşlar. Türkiye’ deki maden ocağı yanında çok ilkel kalıyor. İşçinin kendi hatasından kaynaklanan kazalar yüzde 2 civarında. Siz onun hata yapmasını önlediğiniz ve tedbirleri aldığınız sürece bir şey olmaz. Soma faciası olduğu zaman Almanya’dan emekli olmuş bir ağabeyimizle görüşmüştük. Ben bugün Almanya’ya işçi olarak gitsem yine maden ocağında çalışırdım. Çünkü az mesai, çok ücret, erken emeklilik var. Bir de her türlü tedbir alınmış. Güven içinde ve temiz olarak çalışıyorduk, demişti.

SIZDIRMAZLIK ONAYI

Bizde de benzer bir durum söz konusu. Otogaz kullanan LPG li araçların vize öncesinde gaz sızıntısı olup olmadığını (yani sızdırmazlık) biz kontrol ediyor ve bir onay belgesi veriyorduk. Şimdi bu kontrolü tamamen kaldırdılar. Son durumda hafif kusur olarak değerlendiriliyor. Vize yapılırken orada mühendis olmayan kişiler kontrol ediyorlar. Önceki uygulama tabii ki daha sağlıklı ve daha güvenli idi. Yeni LPG takılan veya vizeye gidecek araçlar “Sızdırmazlık onayı” almaları gerekiyordu. Bunu biz veriyorduk. Ama maalesef kaldırıldı. Bir de asansörlerin yıllık kontrolü yapılıyor. Bakım firması ile birlikte bizim mühendis arkadaşımız gider, kontrolünü yapar. Bir eksiklik görürse tamamlanmasını ister. Bu konuda da bazı belediyelerde farklı uygulamalara gidildi. Özel kuruluşlara yaptırılmaya başlandı.

Yeni Asya Gazetesini tanıyor musunuz? Bizler gazetenin tanınmasını ve takip edilmesini arzu ediyoruz...

Açık söyleyeyim. Yeni Asya’yı pek tanımıyoruz. 

Yeni Asya daima özgürlüklerden yana olan, Avrupa Birliğini savunan bir gazete.

ZİYARETİMİZDE YENİ ASYA’YI BÖYLE ANLATTIK

Yeni Asya olarak biz daima demokrasiyi ve insan haklarını savunuyoruz. Herkesin birbirine saygı ve sevgi içinde olmasını arzu ediyoruz. Kimse düşüncesinden dolayı horlanmasın. Seçilenleri millet seçsin ve yine millet indirsin. Rahmetli Süleyman Demirel’in her zaman söylediği gibi “Hür parlemento, hür basın, hür üniversite” olsun istiyoruz.

Said Nursi Hazretleri de Abdülhamid’ten itibaren siyasileri ikaz etmiş. CHP sekreteri Hilmi Uran’a mektup yazmış. Adnan Menderes’e mektubu var. Devletin başına geçenlere “bu millete hizmetkarlıktır.” demiş.

Cumhurbaşkanı olursun, parti başkanı olursun bu görevler hizmetkârlıktır, diye bahsetmiş. Hz. Peygamber de (asm) “Seyyidül kavmi hadimuhum” demiş. Yani bu milletin efendisi hizmetkârıdır. Devlet kutsal değildir, hak kutsaldır. Yeni Asya hep bu fikirleri savuna geliyor.

İZMİR - YENİ ASYA