Gelin görün ki, herkesin malumu olan, dededen toruna okuma cereyanına kapılmış bir kuşak geliyor.

Çok görünmese de araştıran, inceleyen, soruşturan, ufku geniş bir nesil geliyor. 

Haftalarını, aylarını hiç sıkılmadan, yorulmadan heyecanla, şevkle kitaplara teslim edebilen bir aydın nesil geliyor.

Bunlar Risale-i Nur okuyucularıdır.

Her türlü dünyevî ilgiyi, alakayı, hisleri tatmini, hevesleri okşamayı ellerinin tersiyle itip; gidiyor olduğu ebedi yolculuğun farkında ve orayı kazanmanın heyecanında bir parlak nesil bizi bekliyor.

İşte bu olsa olsa, Kur’an-ı Kerim’in ruhlarda meydana getirdiği bir cezbedir.

Bakın bir örnek paylaşalım; küçücük, daha ortaöğretimi yeni bitirmiş, TEOG sınavında Türkiye derecesi yapmış, heyecanı taze hanımefendinin babasına annesine zor söylediği bir teklif ile, “Beni külliyat bitirme programına gönderir misiniz?” diyen bir gençlikten bahsediyoruz.

Binler şükür.

Mekteplerde onca hislere, heveslere hitap eden, dünyaca cazibeli teklifler sunulan çocuklar onları bir kenara bırakıp nurlara, içinde ibadet olan programlara teveccüh ediyorsa, bunu doğru okumak lazımdır ve heyecanları, bütçeleri, uğraşları ona göre oluşturmak gerekmektedir.

Ülkenin emeğini, enerjisini boş hülyalara terk etmemek lazımdır. 

Din şuuru gelişmiş birey, dünyayı da imara gayret gösterecektir.

Ömür kısa, dünyevî işler geçici ve ahirete müteallik önemli işler de çok.

Zamanı ona göre değerlendirmeli insan.

İşte Nurlar, okuyanına böyle bir şuurlanmayı veriyor. 

İki dünya saadetine çalışmayı telkin ediyor.

Hatta şuurlu, inançlı ve ibadetli dünya işlerinin bile ibadet hükmüne geçeceğini müjdeliyor.

Hiç endişe etmeyin, dünyanın şu kirli, çirkin, şeytanlaşmış perdesini kapatıp, kıyamet asrında bir asr-ı saadeti netice verecek adımların atıldığı bir dünya geliyor.

Kâfirlerin, günahkârların çokluğuna bakıp, ümidinizi kaybetmeyin.

Az ama her biri binler kuvvetinde bir nesl-i cedid geliyor.

Buraya bakın, bunları görün ve bunları düşünün, adımlarınızı buna göre atın.

Ne diyelim, Üstad diyeceğini demiş, biz de bu hakikatleri yaşayalım:

Yaşasın sıdk! Ölsün yeis! Muhabbet devam etsin! Şûrâ kuvvet bulsun! Bütün levm ve itâb ve nefret, hevâ hevese tâbi olanlara olsun. Selâm ve selâmet, hüdâya tâbi olanlar üstüne olsun. Âmin.