"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Ders dinleme âdabı

Sertaç LÜSER
30 Mayıs 2017, Salı
Çoğu zaman abilerden duyduğumuz ama üzerine pek düşünmediğimiz, bazen duygusal gelen bir cümledir bu ” Ah nerde o eski dersler.”Fakat son zamanlarda benim de nazarıma gelen hatta üzerine düşünüp neyi ve neleri etkilediğini konuştuğumuz bir durum haline geldi derslerden aldığımız veya alamadığımız zevkler, şevkler.

Konunun temellerine inmek, incelemek daha doğru ve yerinde olacağı kanaatindeyim.

En basit örnek olarak; küçükken bilirdik ki, bir toplulukta veya bir toplantıda sessiz olunur, çıt çıkarılmazdı. Şayet gürültü yaparsak, büyüklerin bize sert bakışlarından yanlış bir şey yaptığımızı anlardık. Oysa şimdi büyüdük ve küçüklere de yanlış örnek olmaya başladık.

Ehl-i dünyanın tertip ettiği en basit dünyevi meseleleri ilgilendiren bir konferans, seminer veya toplantıda bile sessizlik had safhada iken, imanımıza ve ahiretimize taalluk eden hakikat derslerimizde maalesef ahengi bozacak, dikati dağıtacak durumlardan hiç çekinmiyoruz. Anlatılan hakikatların anlaşılmasına perde oluyor, aynı zamanda kul hakkına giriyoruz.

Uzun zamandır gözlemlediğim durumlardan başlıcaları ders başladıktan sonra selamlaşmalar ve fısıldaşmalar, ayağa kalkıp salonu ve dersi ikiye böler gibi dışarı çıkmalar, ve cep telefonunu sessize alamama.... Maalesef  en fazla zorlandığımız ve başaramadığımız mesele cep telefonu. Her dersin başında uyarı yapılması ve ikaz edilmesine rağmen daha beş dakika geçmeden bozulan bir kural haline geldi cep telefonu meselesi. 

Kainatı alakadar eden Kur’an hakikatlerini sizin cep telefonunuz bölüyor düşünsenize. 

Risale-i Nurların ilk günlerden yazılması, neşri ve bize kadar intikalinde nefsi bir şeyin karışmadığını hepimiz biliriz. Peki biz derslerde başka kardeşlere ulaşan bu hakikatlere bir şey karıştırıyoruz diye hiç düşünüyor muyuz? Mesela araya giren cep telefonu melodisi gibi... Basit ama çözemediğimiz bir mesele. Bir parmağımızın ucunda ama ihlal edilince tüm zihinleri kalpleri etkileyen bir mesele.

Risale-i Nur’da bazı hakikatler vardır, uzaktan uzağa görünür, ona yaklaşmak için iyi gözlemlemek iyi dinlemek, hakikati yakalama taktiğini bilmek gerekir. Oysa bir kardeşin şahsi hatası ile ders bölünebilir, hakikatin kavranıp, yakalanması, anlaşılması engellenir, hak ve hakikat saklanır gider. Böylece Kul hakkı yenmiş olur. 

Derslerde gerek kendimiz, gerekse başkalarının tam istifade etmesine mâni olacak şekilde davranmak, hem Risale-i Nur’a bir saygısızlık, hem de kul hakkına girmek olur. Onun için dinlediğimiz hakikatlerin farkında olarak, derslere gereken saygıyı göstermek, dinleyenlerin azami derecede istifade etmesini sağlayacaktır. 

Okunma Sayısı: 3231
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Mehmet Kuloğlu

    11.11.2022 08:49:02

    Allah razı olsun.

  • çetin acar

    30.5.2017 18:44:49

    Zübeyir abi "risale-i nur dersini okuyan kişi yapacağı izahat ve haşiyelerin de mutlaka külliyattan olması hususunda çok dikkatli olmalı. çünkü orada konuşan "üstad" tır." der. üstadın konuştuğu yerde de dinleme adabının en üst seviyede olması lazım. çok önemli bir konuyu dile getirmişsiniz, tebrikler. devamını diliyorum.

  • Sebahattin

    30.5.2017 00:18:34

    Tebrikler kardeşim. Yazıların devamını ve sürekliliğini istiyoruz.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı