"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Mersin Kitap Fuarı’nda yaşananlar

Sertaç LÜSER
03 Aralık 2017, Pazar
Bu yıl üçüncüsü düzenlenen Mersin CNR Kitap Fuarı’nda renkli sahnelere şahit olduk.

Fuardaki yerimizi almakla ne kadar büyük bir hizmet yaptığımızı yaşadıkça idrak ediyoruz. Furar yapılan maddî-manevî katkı ve destekleri tebrik ediyor ve alkışlıyoruz. Destek için gelip 10 dakika orda bulunmak bile çok büyük bir hizmet oluyor. 

İlk 3 gün müthiş bir yoğunlukla geçti. Çevre il ve ilçelerden (İskenderun, Hatay, Adana, Bozyazı, Silifke, Erdemli) katılan gönüldaşlarımız şevkimize şevk kattı. Ayrıca fuarlara her görüşten ve  her düşünceden insanlar katıldığından ve çeşit çeşit kitaplar okuduğundan farklı insanlarla tanışma imkânımız oldu.

Kitap fuarları tam bir demokrasi sahnelerine görsellik ediyor. Herkes düşüncesini hür ortamda insanlara sunuyor ve alıcı bekliyor. Ülkemizin diğer  faaliyetlerinde de demokrasi ortamını özlemle bekliyoruz.

Evet  şunu bilmenizi isterim ki, Yeni Asya standının görsellerde de görüleceği üzere hem göze hem duygulara hitap etmesi çok farklı oluyor. Sadece standın heybetine bakarak bile, durup dakikalarca standı izleyenleri, etrafında 4 kere dönenleri gördük. Hemen yan tarafımızda olmasına rağmen diğer yayınevlerinin standlarını bize sormaları, standımızın başlı başına yaptığı hizmeti bizlere gösterdi. Birçok insan 2-3 stand öteden bizlere belli etmemeye çalışarak Üstadımızın ve Risale-i Nurlar’ın fotoğrafını çekti.  

Yaşamış olduğumuz hadiseleri sizlere aktarmak istiyorum:

1- İkindi namazından sonra bulunduğumuz salona girerken önümüzde ilerleyen arkadaşın, uzaktan Üstadın fotoğrafını gördükten sonra “bu ne böyle aynı Kafkas Kartalı gibi” deyişi yüzümüzde tebessüme yol açtırdı. İlk olarak standı ziyaret etti.

2- Abdulkadir arkadaşımızın dikkatiyle tesbit ettiğimiz, hem standa bakıp hem de annesine risaleleri göstererek “bu kitapları Arapça bilmeyen okuyamaz” diyen hanım kardeşimize Küçük Sözler ve İhlâs Risalesi hediye ederek kısa bir bilgi verdik.

3- Cemaatlerin ve Risale-i Nur meşreplerinin ayrılığındaki sıkıntıyı baz alıp yaklaşık 25 dakika boyunca “sizin bastığınız risaleler aslına uygunsa alırım değilse almam” diyen İsa kardeşimize bu cephedeki mücadelemizi özetleyen Genç Yorum Dergisi Özel sayımızı hediye ettik.

4- Mağdurların ve yakınlarının saatlerce yazarlarla sohbet ettiğini ve gözyaşı döktüğünü gördük.

5- Şikâyetvari bir dille “koskoca fuarda 2 tane müsbet yayınevi var” deyip arkadaşlarına dağıtmak üzere 10 tane kitap alan kişiler gördük.

6- Sonra en önemli anlardan birine şahitlik ettik. Risale-i Nurların olduğu kısımda, görsel için açık olan Asay-ı Musa’yı yanındaki kız arkadaşına gösterip,  4. Meseleyi sonuna kadar kız arkadaşına okuyup, ayrıca anlatmaya çalışan arkadaş, bunların en ince olanını almak istiyoruz deyip, Tılsımlar Mecmuası’nı ve Hanımlar Rehberi’ni aldı. Biz de ona Küçük Sözleri hediye ettik.

7- Görünüm itibariyle standımıza uğraması çok zor gibi görünen bir beyefendi, 2 ayrı günde toplamda 4 kere standımıza gelip, en son kilit bir cümle söyleyerek “evet inceledim Sözler istiyorum” diyerek bir çırpıda risaleyi alması.

8- Vesvese Risalesi  ile intiharın eşiğinden dönen bir kardeşimizin, bütün yakınlarına küçük cep risalelerinden bol bol aldığına şahit olduk.

9- Uzaktan uzunca standı seyredip, gelip bir çırpıda Kutlular Ağabey’in hayatını konu alan “İşte Hayatım” isimli kitabı alan beyefendiye, Harun kardeşle hayret ettik.

10- Mersin gençlerinin desteği ve gayretiyle, Can Kardeş standının eğlenceli bir hale gelmesini sağlayıp bir boşalıp bir dolduğuna şahit olduk.

 İsa adında bir kardeşimiz “Risale-i Nur’u orijinal haliyle basıyorsanız” diye bir cümle kullanmıştı. Onun bu cümlesinden 2 gün sonra, “kitap fuarındaki stantları tek tek gezerek yayınları inceledim. Yeni Asya haricinde Risale-i Nur’u satan bir yayınevi dahi göremedim. Hatta Risale-i Nur’a ait hiçbir şey göremedim. Belki gözümden kaçmıştır diye olabilecek yayınevlerine iki kez baktım, ama nafile...” Sonra İsa kardeşin sorusu tekrar aklıma geldi. ”Risale-i Nur’u basmak”

İşte biz Yeni Asya olarak bunun mücadelesini vermiştik. Risale-i Nur’ların ne sadeleştirilmesini ve  ne de devlet tekeline alınmasını. Sadece aslına uygun olarak basılıp, serbestçe neşredilmesini. Şimdi görüyoruz ki elhamdülillah Kader-i İlâhî bu noktadaki çabalarımızı boşa çıkarmadı. Önce bütün yurda yayılan bilboardlarla, sonra kitap fuarlarındaki standımızın duruşu ve Risale-i Nurlar’ın teşhiri ile ne yapmak istediğimizi sağır sultanlara ve gören körlere bile gösterdi.

Aslında Yeni Asya hep olduğu yerdeydi, fakat savrulanlar yerinde durmadığı ve duramadığı için hep meselelere başka tarzda bakmayı uygun görmüşlerdi. Bugün gelinen sadece bu noktada bile, tekelleşme sürecindeki bu sebatlı duruşumuzun  mükemmelliği ve isabetliliğini böyle ortamlarda daha rahat görüyoruz. Ve “Yeni Asya’nın yapamadığı(nı) buyurun sizler yapın”  diyoruz.

Evet bizler o dönemlerde kardeşlerimiz tarafından çok üzüldük ve yıpratıldık fakat müsbet çizgiden ayrılmadık. “Yeni Asya Nurculuğu temsil edemez” denildiği halde, bugün sadece biz temsil ediyoruz demesek de, işte buyurun meydan beraber temsil edelim dedik. Lâkin gelinen noktada özellikle Üstadımızın “Risale-i Nur Talebelerinin en ehemmiyetli vazifesi neşirdir” dediği alanda yalnız kaldık. 

Buyrun ülkemizdeki bilboardları beraber süsleyelim, buyurun kitap fuarlarını Risale-i Nurlar’la beraber şenlendirelim. Müsbet manada hareket ederek birbirimize destek olalım. Eğer amaç, Risale-i Nur ve iman hizmeti ise birbirimizi Nurculuktan menetmek yerine hatalarımızı düzeltelim birbirimizin ıslâhına çalışalım.

Bu makalenin yazılmasına vesile olan İsa kardeşimizin sorusuna ortak cevap vererek, evet Risale-i Nur’u basan bütün yayın evlerimiz bu süreçlerden sonra orjinaline sadık basabiliyor ve yayınlıyor ve neşredebiliyor. 

Daha yazamadığım birçok olay bizden önceki kitap fuarlarında da yaşandığını dinledik. Ve neşriyat hizmetinin önemine bir kez daha şahit olduk. Ahmet Demirdöğmez Abinin şevkimize şevk kattığı Kastamonu Lâhikası 116. Mektubu beraber okuduk.

Bir paragraftaki şu cümle neşriyat hizmetinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. “Risale-i Nur Talebeleri ...hakikî ve en mühim vazifesi olan neşir hizmetini…” diye devam ediyordu.

Evet bu hizmette desteğiyle bizlere şevk veren abilerimizi, ablalarımızı ve kardeşlerimizi tebrik  ediyor. Rabbimin bizleri bu dairede muhafaza etmesini niyaz ediyorum.

Selâm ve duâ ile…

Okunma Sayısı: 2364
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • Cemal özkaya

    4.12.2017 08:12:32

    Maaşallah tebrikler oradaymış gibi mutlu oldum

  • Abdurrahman KOÇAK

    3.12.2017 22:23:45

    Şahsi manevi, istişare, iş bölümü, icraat, netice müsbet ve hayırlı.= Yeni Asya .Tebrikler Mersin, Tebrikler Doğu Akdeniz Yeni Asya sevdalıları...Tüm emeği geçenlerden, katkıda bulunanlardan, iştirak edenlerden, dua edenlerden Cenabu Hak Razı olsun...Böyle önemli bir faaliyeti nazara verdiğin için teşekkürler Sertaç Lüser....Darısı güzide vatanımızın diğer bölge ve vilayetlerine...

  • Demokrat

    3.12.2017 12:13:35

    Çok akıcı...Bir edebiyatçı olarak soluksuz okudum.Tebrikler.

  • zeki şimşek

    3.12.2017 07:01:07

    Mersin kitap fuarında emeği geçen herkesten Allah razı olsun.tebrikler.başarılar. Zeki Şimşek -İstanbul

  • Ahmet CİNALİ

    3.12.2017 02:35:38

    Rabbim hizmeti geçenlerden ebeden razı olsun. Daha nice hizmetlere hep beraber inşaallah.....

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı