"Ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm'ın sadası olacaktır."

Piyasalar

Avrupa Birliğini mülteciler/göçlerlerle dağıtmak mümkün mü?

Şükrü BULUT
17 Kasım 2023, Cuma
Avrupa Birliği’nin dünyamızdaki yegane barış ve demokrasi projesi olduğunu ve Hristiyanlık Dünyasının elli milyondan ziyade cana mal olan savaşlarını bu proje ile sonlandırdığını biliyoruz.

AB’nin; küresel çatışmacı, işgalci ve hegemonyacı Marksistler ’in yollarında büyük engel olduğunu, önceki yazılarımızda hatırlamıştık. Bu çerçevede¸Neocon düşünür Robert Kagan’ın eşi ve “ AB’nin canı cehenneme!...” sözüyle meşhur olmuş Victoria Nuland’ın, ABD hariciyesinin ikinci kişisi olduğunu da hatırlatalım. 2014 Ukrayna Maidan devrimcisinin AB hakkında söyledikleri, hâlâ medyada duruyor. Merak edenler bakabilirler. Hem BOP çerçevesinde hem de Arap Baharı sürecinde, Amerikalı Neocon idarecilerin (Rumsfeld ve Wolfowitz gibi ihtilalci marksistler) AB hakkındaki düşünceleri de arşivlerde duruyor.

Göçler/ilticalar meselesinin hem BOP’tan ve hem de Neoliberallerin Latin Amerika programlarından sonra başlaması, bu hareketin çok önceden planlandığını ve şimdi de kontrol altında olduğunu gösteriyor. Hatta söz konusu dinsizlik cereyanlarının iki duayen düşünürünün, farklı zamanlarda, bu göçleri gündeme getirdikleri yazıları var. Bernard Lewis ile Daniel Pipes’in Arap Baharı ve göçlerden sekiz-on sene önce felâket tellallığını okumasaydık, belki de Neoliberallerin iğfaline kanardık.(1) Onlar planlamayı bildikleri kadar, programın salimen yürümesi istikametinde çevrelerine (ters vuruşlarla) bilgi de veriyorlar.

Diğer göçlere/mültecilere geçmeden önce, bu projeyi ölümüne finanse eden meşhur spekülatör SOROS’u da anmamız gerekecek. Angela Merkel ile birlikte organize ettikleri European Stability İnitiative isimli kuruluş üzerinden bilhassa Suriye’den, Irak’tan ve Afganistan’dan gelenleri finanse edeceklerdi. Yahudi asıllı ve Karl Popper’ın şakirdi George Soros’un göç ve AB ile ilgili birçok makalesine internetten ulaşabilirsiniz…(2)

Ateşe verdikleri üçüncü dünya ülkelerindeki musibetzede insanları, özel fonlarıyla ABD’ye ve AB’ye yönlendirenlerin maksatlarını elbette merak ediyorsunuz… Halkların, hegemonyalarına itirazına, anarşi ve kaos ile cevap veren Neoliberaller, Avrupa kökenli olmayan çocuklarla AB demokrasisini bitirebileceklerini düşünüyorlar. Burada Avrupa Birliği’nin mahiyetini anlayamayanlar, onun dünya barışı ve demokrasisi noktasındaki önemini de kavrayamazlar. Semavi dinlerden, milli devletlerin meydana getirdikleri paktlardan/birliklerden ve adaletten çok çekinen küresel soyguncuların bir taş ile çok kuşlar vurmaya çalıştıkları, zaman geçtikçe daha iyi anlaşılıyor. Bunların acımasızca Ukraynalıları da yurtlarından etmeleri, Avrupa Birliği’ni parçalama cihetiyle Avrupalı/Asyalı farkı gözetmediklerini de bize gösteriyor. Bu küresel fitneyi durdurabilmenin en selametli yolu, neoliberal-neocon organizasyonlarını, sıfatlarıyla ve isimleriyle dünya halklarına deşifreden geçiyor. Yani onların mahiyetlerini dünya milletlerine göstererek, ülkelerin karşı tedbir almalarını sağlamak olmalı.

Arap Bahar’ındaki iç savaşların ve kaosların sebep gösterildiği global göç hadisesi ile, 12 Eylül terörünün Türkiye’nin doğusundan, batısına ve büyük şehirlerine sebep olduğu göç arasında da bir benzerlik yok mu? Başta Müslüman Kürtler olmak üzere Şarklıları dinlerinden ve milli geleneklerinden dolayı ifsat edemeyen İslâmiyet düşmanları, terör belasıyla onları İstanbul’a, Antalya’ya, Mersin’e ve İzmir’e mecbur bırakarak maddeten/manen korumasız bırakıp muhtaç bıraktılar. Sonra da çeşitli suni derneklerle, mağdurlar arasındaki ifsadlarına devam ettiler. İşte aynı icraata, daha geniş çapta ve büyük fonların desteğiyle Avrupa’da devam eden Neoliberallere karşı, buradaki Müslümanları korumanın da kolay olmadığını görüyoruz. Eğitimsizliğin, fukaralığın ve temel ahlaki prensiplerden yoksunluğun bu gençleri Avrupa metropollerinde ne hâle getireceğini hayal edebiliyorsunuz. Avrupalıların –cehaletlerinden– mallarına ve namuslarına dokunacak üç-beş Asyalı genç üzerinden, AB medyasında Müslüman gençleri topluca serrişte edenlerin de neoliberal olduklarından şüpheniz olmasın.(3) Her şey planlı-programlı yürüyor, Avrupa’da…

Aşağıdaki linklerden ulaşacağınız üzere, bilhassa Doğu Akdeniz üzerinden organize edilen göçün arkasındaki İsrail destekli kuruluşların AB medyasına yansıması, yukarıda ifadeye çalıştığımız projenin geniş ve derin unsurlarını gösteriyor.

İnşaallah devam edeceğiz…

Dipnotlar:

(1) Ein Muslimischer Kontinent,Über Europas zukunft, 19.04*2006 Europa oder Eurabia,Daniel Pipes The Australen. 15 April 2008

(2)https://www.timesofisrael.com/in-germany-jewish-funds-help-keep-mediterranean-migrant-rescue-missions-afloat/ 

( 3) https://www.berliner-zeitung.de/kultur-vergnuegen/kommentar-meinung-berlin-jahreswechsel-krawalle-integration-debatte-neukoelln-sonnenallee-behzad-k-khani-zur-silvesternacht-integriert-euch-doch-selber-li.305225

Okunma Sayısı: 1471
YASAL UYARI: Sitemizde yayınlanan haber ve yazıların tüm hakları Yeni Asya Gazetesi'ne aittir. Hiçbir haber veya yazının tamamı, kaynak gösterilse dahi özel izin alınmadan kullanılamaz. Ancak alıntılanan haber veya yazının bir bölümü, alıntılanan haber veya yazıya aktif link verilerek kullanılabilir.

Yorumlar

(*)

(*)

(*)

Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış, Türkçe karakter kullanılmayan ve tamamı büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır. İstendiğinde yasal kurumlara verilebilmesi için IP adresiniz kaydedilmektedir.
  • irfan göçmen

    18.11.2023 00:20:39

    Perdenin gerisindekileri görmemizi sağlayan güzel bir yazı Kaleminize sağlık hocam

  • Demokrat Avrupa

    17.11.2023 19:59:48

    @ardayıldız. Yazarın “Hangi Avrupa?” kitabını okuduğunuzda AB’nin bir barış projesi olduğu daha iyi anlaşılacaktır.

  • Demokrat Avrupa

    17.11.2023 17:12:59

    12 Eylül ile 11 Eylül ihtilalcileri dar ve geniş dairede dünyayı kaosa sürüklemede kararlılar….Bunu yaparken de kimsenin göz yaşına bakmadan, insani değerlerden tamamen uzak, insanlıktan çıkmış bir canavar şeklinde dünyanın sonuna getirmeye kararlılar…İlahi kanunlara ve fıtrata karşı savaşmakta kararlılar…Dünyanın sonu sebepsiz olmayacağına göre birileri buna hizmet ederek zemini ona göre hazırlaması gerekiyor…

  • Süleyman

    17.11.2023 15:32:00

    Çok ilginç bir noktayı yakalamışsınız. Tebrik ediyorum. Birinci Avrupa karşısında sıkışan Dinsiz ikinci Avrupa; sürüleştirği Asya-Afrikalıları yardıma çağırıyor. Tekrar tebrikler…

  • Ali üc

    17.11.2023 15:31:02

    Evet görünen o ki başta alemi islam akabinde müsbet Avrupa ile zaten çok daha uzun zamandır yer ile yeksan olmuş diğer bölgelerdeki eğitimsizlik kaosu şu an fark edilir derecede kasten zaafa uğratılıyor. Tahminimce eğitimsiz vasıfsız ve yeis içinde bir gençlik yetiştirip ileriki zamanlarda robotvari bir şekilde yecüc ve mecüc kavmine dahil edecekler

  • Nur

    17.11.2023 15:30:45

    Bernhard Levis ile Daniel Pipes… Demokrat düşünür ve siyasetçilerin tanımaları gereken iki önemli karşıt deha. Allah kaleminize kuvvet versin.

  • Ahmet

    17.11.2023 15:17:57

    Avrupalıların en sıcak gündemine parmak basmışsınız hocam. Mülteciseverlerin çarkları gerisin geriye dönmeye başlamış. Bravo... Zamanında teşhis..

  • Davut

    17.11.2023 10:46:37

    Yine dolu dolu… Ahirzaman fitnesinin haritasını, yaşayan faillerini olan biteniyle kapsıyor bu makale. Dimağınıza ve kaleminize başarı için dua ediyoruz.

  • S.topuz

    17.11.2023 07:05:40

    "ONALTINCI MES'ELE: Rivayette var ki: -İsa Aleyhisselâm Deccal'ı öldürdüğü münasebetiyle- "Deccal'ın fevkalâde büyük ve minareden daha yüksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i İsa Aleyhisselâm ona nisbeten çok küçük bulunduğunu" gösterir. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şu olmak gerektir ki: İsa Aleyhisselâm'ı nur-u iman ile tanıyan ve tâbi' olan cemaat-i ruhaniye-i mücahidînin kemmiyeti, Deccal'ın mektebce ve askerce ilmî ve maddî ordularına nisbeten çok az ve küçük olmasına işaret ve kinayedir." Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı Şualar - 588

  • S.topuz

    17.11.2023 06:59:33

    ..."SEKİZİNCİ MES'ELE: Rivayetler, Deccal'ın dehşetli fitnesi İslâmlarda olacağını gösterir ki, bütün ümmet istiaze etmiş. لَا يَعْلَمُ الْغَيْبَ اِلَّا اللّٰهُ Bunun bir tevili şudur ki: İslâmların Deccal'ı ayrıdır. Hattâ bir kısım ehl-i tahkik İmam-ı Ali'nin (R.A.) dediği gibi demişler ki: Onların Deccal'ı Süfyan'dır. İslâmlar içinde çıkacak, aldatmakla iş görecek. Kâfirlerin Büyük Deccal'ı ayrıdır. Yoksa Büyük Deccal'ın cebr ve ceberut-u mutlakına karşı itaat etmeyen şehid olur ve istemeyerek itaat eden kâfir olmaz, belki günahkâr da olmaz."... ..."Amma (Deccallerin) fevkalâde ve hârika iktidarları ise, ekser icraatları tahribat ve müştehiyat olduğundan fevkalâde bir iktidar görünür, çünki tahrib kolaydır. Bir kibrit bir köyü yakar. Müştehiyat ise, nefisler tarafdar olduğundan çabuk sirayet eder."... Bediüzzaman Said Nursi, Risale-i Nur Külliyatı, Şualar - 585

  • Arda yıldız

    17.11.2023 06:25:07

    Şükrü abi yazınızın girişinde yer alan AB için söylediğiniz "dünya üzerinde yer alan yegane barış ve demokrasi projesidir" ifadesi doğru. Lakin AB barış ve demokrasiyi sadece kıta avrupası sınırları içerisinde istiyor. Malesef AB nin lokomotif ülkeleri dünya üzerinde nerde sömürü ve savaş varsa oraya ateş taşımaktan geri durmamışlardır. Hangi savaş yokki dünya üzerinde AB silah satmıyor olsun? Bu haliyle avrupanın ahlaki üstünlüğü kalmamış ve övündüğü medeniyeti çökmüştür. İslam medeniyetini kendi geleceği için bir tehlike olarak gördüğü için islama karşı bir tavır içerisinde olduğunu görüyoruz. AB dünya dengesi açısından etkili ve dikkate alınan bir siyasi güçtür. Ama asla bir barış ve demokrasi havarisi olmamıştır. Barış ve demokrasiyi başka milletler içinde öncelediklerini göremiyoruz. Bunu da içlerindeki marksist yapılarla açıklamak çok açıklayıcı gelmiyor açıkçası. Çok selam ederim abi.. Elinize sağlık.

(*)

Namaz Vakitleri

  • İmsak

  • Güneş

  • Öğle

  • İkindi

  • Akşam

  • Yatsı